Sayfa Yükleniyor...
Ege Üniversitesi Rektörü adayı, Tıp Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Adnan Yüksel Gürüz ile seçim çalışmaları, üniversitenin bugünü ve yarını hakkında konuştuk
TANER UYANIKER
Ege Üniversitesi güz dönemine yeni rektörle başlayacak. İkinci dönemini dolduran Ege Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Candeğer Yılmaz yasa gereği yeniden aday olamayacak. Haziran ayında gerçekleşecek Ege Üniversitesi rektörlüğü için aday olan Tıp Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Adnan Yüksel Gürüz ile bir araya geldik. Ege Üniversitesinin 13. Rektörü olmak için yola çıkan Gürüz, Bizler için rektör olmak hedef olmamalı, bu bir egodur ve olgunlaşmadığımızın göstergesidir. Amaç rektörlük makamında bugüne kadar yapılamamış olanları yapabilmek, yanlışları düzeltmek, demokrasi ve katılımcılık adına doğruları yapmak, paydaşları planlara ortak edip, ortak akıl üzerinden hedeflere ulaşmaktır dedi.
Sayın hocam, Ege Üniversitesi bu yıl 13. rektörünü seçiyor. Siz hangi gerekçeler ile bu göreve talip oldunuz?
Bizim vizyonumuz sadece Ege Üniversitesi ile sınırlı değil. Üniversitemiz hareket noktamız. Suya atılan bir taşın yarattığı genişleyen dalgalar gibi İzmirimizi, Ege bölgemizi, tüm ülkemizi ve insanlığı kucaklayan bir misyonumuz olması gerektiğine inanıyoruz. Bizler gibi hizmet makamlarına talip olanlar, belli bir birikim ve olgunluk düzeyine ulaştıklarına inandıkları için, kendi tecrübelerini aktarmak istiyorlar.
Benim zorlandığım aşamalarda benden sonraki nesillerin zorlanmasını seyretmek bana vatana ihanet gibi geliyor. Bu ve benzer aşılmış zorlukların diğerleri için engel oluşturmasının önüne geçerek zaman ve motivasyon kaybını engellemeliyiz.
Bizler için rektör olmak hedef olmamalı, bu bir egodur ve olgunlaşmadığımızın göstergesidir. Amaç rektörlük makamında bugüne kadar yapılamamış olanları yapabilmek, yanlışları düzeltmek, demokrasi ve katılımcılık adına doğruları yapmak, paydaşları planlara ortak edip, ortak akıl üzerinden hedeflere ulaşmaktır.
Şahsım adına askere gitmek, vergi vermek, oy kullanmak, mecburi hizmet gibi kanuni yükümlülüklerimi eksiksiz yerine getirerek ülkemizin bana sağladığı olanakların karşılığını verdim. Üniversitemin bana kazandırdığı birikimlerimin bir borcu olarak da rektörlük görevi ile hizmet etmek üzere akademisyen dostlarımın güven terazisine çıkmaya karar verdim. Bu yolda amacımız, 60 yıl önce ekilen sevgi tohumlarının yeşertilmesi için sevgi ve saygıyı egemen kılmak olacaktır.
LİSELERDEN GELEN ÖĞRENCİLERİN BİLGİLERİ YETERSİZ
Üniversitenizin İzmirdeki sanayii kuruluşları, ticaret odası ve belediyelerle olan ilişkilerini nasıl buluyorsunuz? Bunları geliştirmek için projeleriniz var mı?
Ne yazık ki ülkemizin pek çok üniversitesi lisans eğitimleri sonucunda sanayi ve ticaretin beklediği düzeyde insan gücü mezun edemiyor. Bunun en önemli nedeni, liselerden gelen öğrencilerin ilerlemek istedikleri alanlarda baz bilgilerinin çok yetersiz olması. Meslek liselerinden, meslek yüksek okullarına kabul edilen öğrenciler temel bilgilerden yoksun olarak üniversite kapısından giriş yapıyor. Bu durumda lisedeki açıklarını kapatacak eğitimi de almaları gerekiyor ve böylece eğitim hedeflerine ulaşmak için ders programları sekteye uğruyor.
Sanayi ve ticaret kurumları hazır elemanı tercih ettiği için, gençler, Vakit, nakittir prensibiyle ya hak ettiklerinin çok altında ücretlere çalışıyorlar ya da işsizliğe mahkum oluyorlar. Bu durumda da eğitim alanlarının dışındaki çalışma koşullarını değerlendiriyorlar. Bu kaynak ve zaman kaybı sadece o kişinin değil, eğitimine para harcayan ailenin ve ülkenin zarar hesabına yazılıyor.
Umudu tüketilmiş gençlerin geri kazanılması da ülke ekonomisine ikinci bir yük getiriyor. Mutsuz nesiller, arttan şiddet, marjinalleşme, depresyon, bunları düzeltmek için harcanan sağlık giderleri ve toplumsal şiddetin yol açtığı ekonomik kaygılar, tedirgin sermaye yapısı, ülke dinamiklerini olumsuz etkiliyor. Milli Eğitim Bakanlığının, YÖK ve ilgili kurumlarla eğitim reformlarını planlarken akademik ve sanayi destekli düşünce grupları ile etkileşmesini sağlamak gerekiyor.
ÖĞRENCİLERİN OKULU BİTMEDEN İŞİ HAZIR OLACAK
Biz de mikro ölçekte Ege Bölge Sanayi Odası, İzmir Ticaret Odası, İZKA gibi kanaat önderleri ile ortak çalışma gruplarını yaşama geçireceğiz. Ortaya çıkan fikirleri uygun olarak ilgili fakülte ve yüksekokul akademik kadroları ile eğitim programlarına adapte edeceğiz. Rektörlük bünyesinde kuracağımız Staj departmanı ile staj yapacak öğrencilerimizi, çalışma gruplarına katkı sağlayan sanayi ve iş yerlerinde staj olanağına kavuşturacak, buradaki performanslarını günlük takip edeceğiz. Böylece eğitim ve iş ortamındaki performanslarının işveren tarafından da sınanmasını sağlayacak, iş dünyasının uygun kadro açıklarını Egeli İnsan Kaynakları havuzundan temin ettireceğiz.
Öğrencilerimiz staj yapmak için koşuşturmayacak, stajlarını hakkıyla yapmaları denetlenecek. Bu şartlarda hak ettikleri ücreti de elde etmeleri sağlanacak, 4. yılları bitmeden işleri hazır olacak. Bu sayede geleceğe güvenle bakan öğrencileri olan üniversitemizde huzurun yaygınlaşacağına inanıyoruz. Öğrencilerin asıl ilgilenmesi gereken konu gelecekleridir, bunun önemini hissettirdiğimizde onlar da siyasetin mezuniyet sonrası ilgi alanı olması gerçeğini kavrayacak ve siyasetin felsefesi dışındaki tartışmalardan kaçınacaklardır. Ayrıca etkinliklerimize, hizmetlerimize, olanaklar dahilinde vatandaşlarımızı da davet edecek, İzmir Büyükşehir ve Bornova Belediyesi ile ortak projelere imza atacağız.
ÜNİVERSİTEYE AİT HİÇ BİR ANLAŞMA GİZLİ KAPAKLI KALMAYACAK
Basında sıklıkla yer alan, halkın üniversitesi durumundan tamamen kapalı bir üniversiteye dönüşümünüz konusunda ne düşünüyorsunuz? Son alınan güvenlik önlemlerini nasıl yorumlarsınız?
Üniversitemizin giriş ve çıkışlarında yaşanan tıkanıklığı ve güzergah üzerindeki çirkin engelleri Ege Üniversitesine yakışan şekilde düzenleyeceğiz. Bu konuda trafik konusunda eğitimini almış akademisyenlerimizden ve il trafik komisyonundan destek alacağız.
Kampüs içindeki kafeterya ve restoranlar üniversitemize yakışan, HACCIP ilkelerine sıkı bağlı marka zincirlerden oluşacak ve bu işi bilen işletmecilerce hizmet verilecek. Kampüs sabaha kadar voltaikpilli lambalar ile aydınlatılacak, dolaşılmaktan korkulan bir alan değil, huzur merkezi olacak. Bizim bünyemiz içinde yer alan, bize ait olmayan birimlerin araç girişi kampüs içinden yapılmayacak.
Hali hazırda yapılan anlaşmalardaki hukuki haklarımız sonuna kadar lehimize olacak şekilde gözden geçirilecek, boşlukların değerlendirilmesi üniversitemizin kayıpları telafi edilecek. Yapılan tüm geçmiş anlaşmalar üniversitemiz web sayfasında duyurulacak. Üniversiteye ait hiç bir anlaşma gizli kapaklı kalmayacak. Tüm kiracıların, kapladıkları alan, kira süreleri, kira özel şartları, hizmet alanları tanımlanacak. Böylelikle üniversitemiz sözde değil, özde şeffaf olacaktır.
DEVLET İLE OLAN İLİŞKİLERİMİZİ GELİŞTİRECEĞİZ
Pek çok öğretim üyesinden projelerin, yurtdışı/yurtiçi görevlendirmelerin, spor ve sanat gösterilerinin finansmanı ile ilgili olarak diğer üniversitelerden daha geri kaldığımız veya adaletli dağıtım olmadığı yönünde şikayetler duyuyoruz. Bu konularda da benzer üniversitelerden geri kalmayacak tedbirleri alacağız. Devlet üniversitesi olarak, devlet ile olan ilişkilerimizde gelişime yönelik alanlarda beklentilerimizi karşılayacak üst düzey ikili ilişkileri Türkiye Cumhuriyetinin temel ilkelerini gözeterek uyum içinde sürdürmeye dikkat edeceğiz.
İlk 500 üniversite konusunda Ege Üniversitesinin konumunu, üniversitenin daha iyi bir noktaya gelmesi için neler yapılması gerektiğini, akademisyenler öğrenciler arasındaki iletişimi konu aldık. Röportajımızın devamını yarın okuyabilirsiniz.
Haber Merkezi