- Gündem
- 12.04.2025 22:14
DERBİS verilerine göre Türkiye’de 100 bin 467 dernek bulunuyor. Dernek sayısının bu kadar fazla olması ise hak odaklı derneklerin mücadelesini ve gerekli maddi desteklerin sağlanmasını engelliyor. Türkiye genelinde neredeyse 870 kişiye 1 dernek düşüyor
SEMİ TEKTAŞ-ÖZEL HABER / Türkiye’de sivil toplum alanı her geçen yıl daha da genişlemeye devam ediyor. Dernekler Bilgi Sistemi (DERBİS) verilerine göre Türkiye’de dernek sayısı 100 bin 467 oldu. Kurumlar çeşitli alanlar da oldukça çeşitlilik gösteriyor. Dayanışma ve mesleki örgütlenmeler ilk sırayı alırken, eğitimden sağlığa, çevreden kültür-sanat ve spor alanına kadar uzanan yelpazede binlerce dernek hizmet veriyor. Dernek sayısının bu kadar fazla olması hak odaklı derneklerin verdiği mücadeleyi engellerken, gereken maddi kaynakların da sağlanmasını engelliyor. Özellikle denetim eksiklikleri, kamu yararına çalışan derneklerin görünürlüğünü ve etkinliğini gölgede bırakırken, yardım temelli yaklaşımların hak temelli mücadelelerin önüne geçmesine neden oluyor. 100 bin 467 dernekten sadece 363’ü kamu yararına çalışan dernekler statüsü alabildi. Dernek sayısının fazlalığı, hemşeri derneklerine özellikle seçim dönemlerinde milyarlarca para harcanması ise ayrı bir eleştiri konusu oldu. Türkiye Sakatlar Derneği İzmir Şubesi Başkanı Metin Çınar, derneklerin artan sayısının engelli hakları savunuculuğu başta olmak üzere birçok alandaki hak temelli mücadeleyi zayıflattığını vurguladı. Çınar, “Türkiye’de AB yoluna girince dernek açma işlemi daha kolaylaştırıldı. Önüne gelen dernek açmaya başladı. Denetleme mekanizmasında çok fazla eksik var. Dernek sayısı arttıkça da hak temelli mücadeleden vazgeçildi. Özellikle engelli bireyler yardıma muhtaç konuma düşürüldü” dedi.
DERBİS verilerine bakıldığı zaman 2024 yılı itibariyle 100 bin 467 dernek faaliyet gösteriyor. Sıralama da ise yüzde 22,95 ile İstanbul (23 bin 260) ilk sıra yer alırken, yüzde 10,44 ile (10 bin 578) Ankara 2’nci sırada, yüzde 5,49 ile (5 bin 564) İzmir 3’üncü sırada yer aldı. Toplam dernek sayısı 2023’te 98 bin 472, 2022’de 99 bin 524, 2021’de 119 bin 420 2020’de 119 bin 734’ü. Verilere bakıldığında İzmir’de ise 2024’te 5 bin 504, 2023’te 2 bin 23, 2022’de 5 bin 518, 2021’de 6 bin 500, 2020’de ise 6 bin 432 dernek faaliyet gösterdi. İzmir’deki faaliyet alanlarına bakıldığında ise 2 bin 87 mesleki ve dayanışma, 660 dini faaliyetler, 463 kültür, sanat, 444 spor, 228 eğitim, 220 sağlık, 202 çevre, 199 bireysel, 169 imar-şehircilik, 142 toplumsal değerler, 126 hak savunuculuğu, 114 dış Türkler ile iş birliği, 92 engelli, 78 düşünce, 63 gıda, tarım, hayvancılık, 47 kamu kurumlarını destekleyen, 39 uluslararası iş birliği, 21 yaşlı ve çocuk, 4 çocuk ve 1 adet gençlik derneği faal olarak hizmet veriyor.
Türkiye’de derneklerin işlevlerine bakıldığında 38 bin 612 mesleki ve dayanışma, 17 bin 959 dini alanda faaliyet gösteren, 6 bin 972 insani yardımlaşma, 6 bin 263 eğitim-araştırma, 6 bin 38 kültür, sanat ve turizm, 4 bin 836 spor alanı, 2 bin 890 toplumsal değerleri yaşatma, 2 bin 715 çevre derneği, 2 bin 623 sağlık, 2 bin 593 bireysel, bin 570 şehircilik, bin 554 hak savunuculuğu, bin 347 engelli, bin 100 düşünce, 906 kamu, 788 gıda, tarım, hayvancılık, 761 dış Türkler ile dayanışma, 528 şehit yakınları-gazi, 511 uluslararası işbirliği, 470 gençlik, 296 yaşlı-çocuk, 20 çocuk derneği ve 2 tanede faaliyet alanı bilinmeyen toplamda 100 binden fazla dernek bulunuyor.
100 bin 467 derneğin bulunduğu Türkiye’de kamu yararına çalışan dernek sayısı ise sadece 363 oldu. Kamu yararına çalışan derneklerin 134’ü İstanbul, 124’ü Ankara ve 21 İzmir oldu. Genel seçimlerin yaşandığı 2023 yılında dernek gelirleri rekor seviyeye ulaştı. Verilere göre 2023’te 103 milyar 243 milyon 289 bin TL gelir elde etti dernekler. Bu oran 2024 yılında 24 milyar 556 milyon 602 bin TL, 2022 yılında 44 milyar 11 milyon 721 bin TL, 2021’de 32 milyar 519 milyon 555 bin TL, 2020 yılında ise 23 milyar 559 milyon 844 bin TL gelir elde etti.
Türkiye’de Avrupa Birliği serüvenindeki müktesebatlar nedeniyle çok fazla derneğin ortaya çıktığına değinen Türkiye Sakatlar Derneği İzmir Şubesi Başkanı Metin Çınar, “Avrupa’da bir bireyin ortalama 5 sivil toplum kuruluşuna üye olması beklenir. Türkiye’de AB yoluna girince dernek açma işlemi daha kolaylaştırıldı, insanlar daha çok STK ve derneğe üye olabilsin diye. Bu yüzden de çok fazla dernek ve STK açıldı. Önüne gelen dernek açmaya başladı. Denetleme mekanizmasında çok fazla eksik var. Başkanlar başkancılığı çok seviyor, başkanlıkları hep devam etsin istiyor. Başkan olamayan da hemen yeterli sayıyı toplayıp, yeni bir dernek kuruyor. Bu durum hem çoğulculuk hem de katılımcılığı engelliyor. Kamu yararı gözeten dernekler olarak bizler bu durumda daha çok geride kalıyoruz. İzmir valisini ve belediye başkanlıklarını ziyarete gidiyoruz. ‘Konak’ta sadece 250’ye yakın dernek var, hanginiz muhatap alalım?’ diye bize söyleniyor. Biz de onlara, ‘Biz kamu yararına çalışan derneğiz. Sizler maaş alarak hizmet ediyorsunuz, biz gönüllü olarak destek veriyoruz’ diye sürekli anlatmak zorundayız. Bizler de kamuyu temsil ediyoruz, kamu yararı gözetiyoruz. O zaman da muhatap alınması gereken biziz. Biz her zaman da şunu savunduk; normal dernekler bir denetleniyorsa, bizi iki kere denetleyin. Bizi ne kadar denetlerseniz, biz o kadar iyi hizmet veririz. Bu denetimler ile yararlı dernekler ortaya çıkar zaten. Çünkü bu kadar dernek olması, engelli hakları başta olmak üzere birçok hak savunma biçimine zarar veriyor. 2005 yılına kadar çoğu zaman haklar mücadele ile alınıyordu, iyi veya kötü. Ancak 2005 yılından sonra AB müktesebatı ile dernekler açılmaya başladı. Dernek sayısı arttıkça da böl-parçala-yönet mantığı ile hak temelli mücadeleden vazgeçildi. Özellikle engelli bireyler yardıma muhtaç konuma düşürüldü. Yardım talep eden, duygu sömüren bir algı oluştu. Halbuki bizim hak temelli bir çalışma yapmamız lazım. Biz kamu yararına çalışan dernekler olarak yapıyoruz ama diğer dernekler yapmayınca bizler de kurunun yanında yaşta yanar misali geri plana itilmek zorunda kalıyoruz” ifadelerini kullandı.
Denetimlerin sık sık ve usulüne göre yapılması gerektiğini vurgulayan Çınar, “Duygu sömürücülüğü olayı çok yüksek. Ekonomik talepler için duygular üzerinden bir kampanya yapılıyor. Belli miktarlarda paralar toplanıyor ama çoğu zaman bu paraların nereye harcandığı belli olmuyor. Çünkü denetim eksikliği var. Paranın kaynağı, nereye gittiği, ne için harcandığının detaylı bir şekilde belli olması gerekiyor. İkinci olarak ise vatandaşların bu yardımları yaparken iyi irdelemesi lazım. Sadece kamu kurumlardan beklememek lazım. ‘Bize destek verin’ diyoruz ama gelin verdiğiniz para nereye gidiyor diye araştırın da diyoruz. Vatandaşların da buna dikkat etmesi gerekiyor. Verdiğiniz desteğin nereye, hangi işlere harcandığını gelin bizimle görün. Derneklere gelen paralar sadece devletten gelmiyor, AB projelerinden, gönüllülerden de geliyor. Ancak paraların sağlıklı harcanması konusunun iyi irdelenmesi gerekiyor. Bir yıldır Türkiye Sakatlar Derneği İzmir Şube Başkanlığı yapıyorum. Şeffaf bir şekilde aylık gelir ve giderimi panoma asıyorum. Gelen her vatandaş, yardımda bulunan her bireyin parasının nereye harcandığını görmesini istiyorum. Bu konuda iyi de gidiyoruz, takdir de alıyoruz. Fakat bu sadece benim yapmamla olmuyor. Hak temelinden uzaklaştık. Engelli dernekleri, boşa düştü. Hemşeri derneklerinin içleri boş. Bu sefer neyin mücadelesi veriliyoruz? Sadece başkanlık, etiket için dernek kurulmuş oluyor” sözlerine yer verdi.