Halkların Köprüsü’nden mültecilere yardım eli

Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak İzmir’in Torbalı İlçesi’nde sağlıksız ve kötü koşullarda yaşam savaşı veren mülteciler hiçbir kamu hizmetinden faydalanamıyor


  • Oluşturulma Tarihi : 10.08.2016 07:54
  • Güncelleme Tarihi : 10.08.2016 07:54
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Halkların Köprüsü’nden mültecilere yardım eli haberinin görseli
Halkların Köprüsü’nden mültecilere yardım eli haberinin görseli

E. ÇAĞLA GENİŞ

Mültecilere yönelik yardım ve dayanışma faaliyetleri yürüten Halkların Köprüsü Derneği, aralarında hekim, hemşire, tıp öğrencisi, eczacı, çevirmen ve raportörlerden oluşan 20 kişilik ekiple Torbalı İlçesi Atatürk Mahallesi ve Sağlık Yolu mevkiinde çoğunluğu mevsimlik tarım işçisi olarak çalışmakta olan Suriye’den göç etmiş 179 kişiye sağlık taraması yaptı.

Suriye’nin Kobani, Halep, Haseke, Şam, Deyrezor bölgelerinden savaş nedeniyle Türkiye’ye gelen aileler, korunmasız çadırlarda ve derme çatma binalarda barınıyor. Banyo, tuvalet ve temiz su erişiminin sınırlı olduğu bölgede, aileler son derece sağlıksız koşullarla mücadele ediyor. Ailelerin büyük bir bölümü tarlalarda mevsimlik işçi olarak çalışırken bir kısmı da fabrika ve inşaatlarda çalışanlar günlüğü 30-42 TL arasında değişen ücretlerle iş olduğunda çalışıyor. Bölgede yaşayanlar içerisinde kimlik kartı olmayan kişiler mevcut. Bu da pek çok hizmetlerden faydalanmalarını engelliyor. Kimlik kartları olsa dahi dil problemi nedeniyle sağlık hizmeti alamayanlar da oluyor.

ÇOCUKLARIN ÇOĞU AŞISIZ

Taramada sağlık durumları sorgulanan çocukların büyük çoğunluğunun henüz hiç aşılanmadığı ayrıca düzenli bebek-çocuk ve gebe izleminin de yapılmadığı tespit edildi. Kadın hastalıklarıyla ilgili hizmet gereksinimi ise dil ve mahremiyet gibi nedenlerle karşılanamıyor. Taramada erişkinlerde sıklıkla ÜSYE, gastrit, peptik ülser, anemi, diş apsesi, diyabet, kas iskelet sistemi hastalıkları gibi hastalıklar görülürken, bebeklerde ve çocuklarda ise yaygın olarak ÜSYE, ishal, dermatit türü cilt hastalıkları, parazitoz, beslenme yetersizliği; seyrek olarak sinüzit, tonsillit, otit, duyma problemi, yarık damak-dudak tespit edildi. Hastaların sağlık hizmetine erişim ve tedavi olanakları kimlik kartı ve dil gibi sorunlar nedeniyle kısıtlanıyor.

HİJYEN KOŞULLARI ÇOK KÖTÜ DÜZEYDE

Bölgede Türkiye’ye Suriye’den göçle ve İzmir’e mevsimlik işçi olarak gelmiş aileler çadırlarda ve derme çatma beton binalarda birbirlerine yakın yerleşmiş durumda. Çadırlar naylon malzemeden gerek boyut gerekse biçim açısından gelişigüzel oluşturulmuş halde. Çadırların hiçbirinin içerisinde zeminde yalıtımı ve hijyeni sağlayacak bir malzeme bulunmuyor. Bölge ve mevsim itibariyle akrep, böcek, fare gibi haşere erişimine çok uygun. Derme çatma beton evler bir oda bir mutfaktan oluşan, hemen hemen yarısının kapısı penceresi olmayan, rutubet alan binalar. Tek göz odadan oluşan bu beton binaların kira bedeli ise 200-450 TL arasında değişmekte. Beton binaların dışında banyo, tuvalet, temiz su erişimi sınırlı. Tuvaletlerin içinde musluk, akan su bulunmamakta, temizlik ve hijyen çok kötü düzeyde.

ATIKLARIN SU KAYNAĞINDAN DERHAL UZAKLAŞTIRILMASI GEREKLİDİR

Dernek gönüllüleri tarafından hazırlanan rapora göre Torbalı İlçesi çadır bölgesinde beslenme, barınma ve hijyen koşulları için yapılması gerekenler şu şekilde sıralandı: “Su hijyeni için kuyu suyu analiz edilmeli ve klorlanmalıdır. Çadır kurulacak alanlara yağmurlu dönemlerde su basmasını engelleyecek ve suyun drene olabilmesini sağlayacak biçimde beton atılmalıdır. Çadırların içinde zemini kaplayacak mat, sünger, battaniye gibi malzemeye gereksinim vardır. Gıda hijyeni sağlanmalıdır. Yerleşme alanlarında belediyenin toplama dönemine dek saklanabilecek biçimde kapaklı çöp bidonları konmalıdır. Atıkların su kaynağından derhal uzaklaştırılması gereklidir. Tuvalet ve banyo sayısı artırılmalıdır. Mutlaka her tuvalete ve banyo olarak inşa edilmiş mekanların kapılarının onarımı, içine akan su getirilmesi, banyo içine bir yerde gözlemlediğimiz gibi en azından bir odun sobası konarak hem ortamın ısınması hem de suyun ısıtılabilmesi sağlanmalıdır. Tarım işletmelerine geçici tarım işçilerinin barınaklarında minimum sağlık koşullarının sağlanması zorunluluğu getirilmeli, belediye tarafından denetlenmelidir. Bu minimum koşullar: mutlaka pencerelere cam ve sinek teli, kapı boşluklarına kapı ve sinek teli, zeminlere şap atılması, içerde akan suyun bulunduğu bir mutfak bölümünün yapılması olmalıdır.”

SAĞLIK HİZMETLERİNDEN YARARLANAMIYORLAR

Raporda ayrıca bölgede yaşayan mültecilerin sağlık koşullarının iyileştirilmesi için yapılması gerekenler de belirtildi.Hastaların bir kısmının geçici kimlik kartı olmadığı için sağlık hizmetlerinden faydalanamadığına dikkat çekilen raporda, “Kronik hasta takip ve ilaç gereksiniminin karşılanması gerekmektedir. Özellikle çocuklarda olmak üzere ÜSYE, ishal tedavisi ve önceleyen koşulların düzeltilmesi gereklidir. Gebe takibi yapılmalıdır. Bebek-çocuk izlemi yerleşme yerlerinde ziyaretle yapılmalıdır, çocukların aşıları tamamlanmalıdır. Hastaların bir kısmının kimliği yoktur. Bu nedenle sağlık hizmeti alamamaktadırlar. Bu engelin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Suriyeli mültecilere haklarını bildiren broşürlerin dağıtılması, bilgilendirme yapılması gerekmektedir. Dil engelini sağlık kuruluşlarında aşmak için ücretsiz ve ulaşılabilir tercüman ve danışma hattının acil olarak sağlanması gerekmektedir” ifadelerine yer verildi.

KİMLİĞİ OLMAYANLAR KAYIT DIŞI DURUMDA

Mültecilerin sağlık durumları için kapsamlı bir müdahale gerektiğini ifade eden Halkların Köprüsü Derneği Başkanı Prof.Dr. Cem Terzi,  “Suriyeliler Türkiye’de aile hekimine kayıtlı olmadıkları için bebek izlemi, gebe izlemi, 15-49 yaş kadın izlemi, kronik hastalık izlemi ve bulaşıcı hastalık izlemi hizmetlerinden yararlanamamaktadırlar. Kimliği olmayan Suriyeliler kayıt dışı duruma düşmektedir. Kimliği olanlar ise aile hekimlerinin dinamik ve sürekli yer değiştiren bir topluluk olan Suriyelileri takip açısından zor bulmaları sebebiyle bir aile hekimine kaydolmakta zorlanmaktadır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin ve birinci basamak sağlık hizmetinin toplum sağlığı açısından önemi göz önüne alınarak Suriyeli nüfusun ivedilikle bu hizmetlere erişilebilirliği sağlanmalıdır” dedi.