Hallere pestisit uyarısı!

Türkiye’de pestisit kullanımının dünyada olduğu gibi artışta olduğunu belirten İzmir Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Tevfik Türk, hallerde yeteri kadar analizin yapılmadığını bildirdi


  • Oluşturulma Tarihi : 15.01.2020 07:46
  • Güncelleme Tarihi : 15.01.2020 07:46
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Hallere pestisit uyarısı!

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı sınıflandırmada en çok kullanılan 700 civarındaki pestisitin 33’ü insan sağlığına çok zararlı, 48’i oldukça tehlikeli, 118’i orta derecede tehlikeli ve 239’u da daha az tehlikeli grupta yer alıyor. Peki, pestisit nedir? Tarımda ilaç olarak kullanılan pestisitin zararları nelerdir? Konuyla ilgili gazetemize açıklamalarda bulunan İzmir Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tevfik Türk, tarımda pestisitin kullanılmasının zorunlu olduğunu söyleyereke önemli uyarılarda da bulundu. “Önemli olan çiftçilerin bu ilacı bilinçli bir şekilde kullanması” diyen Türk, Türkiye’de bu bilincin yeterli olmadığını aktardı. Tarım ürününün ilaçlanmasından sonra hasadı için belli bir sürenin geçmesi gerektiğini ifade eden Türk, ortaya çıkan üründe pestisit kalıntısını önlemek için nelere dikkat edilmesi gerektiğini şu şekilde sıraladı: “Ürünün ruhsatlı bitki koruma ürünü ile zamanında ilaçlanması, ilaçlama ve hasat arasında geçmesi gereken süreye uyulması, uygun dozda ve bilinçli bir şekilde ilaçlamanın yapılması.” Ülkemizde üretilen bazı tarım ürünlerinin yurt dışına ihracatı sırasında geri gönderilmesi sebepleri arasında analizlerde ortaya çıkan aktif maddelerin istenilen limitlerin üzerinde olması olduğunu hatırlatan Türk, bu ürünlerin zaten iç piyasada da aynı şekilde üretilip piyasaya sürüldüğünü söylerken “Maalesef hallerde analizler yeteri kadar yapılmamaktadır” dedi.



KAYIP YÜZDE 35
Hızla artan dünya nüfusunun her geçen gün gıdaya olan talebi de artırdığını dile getiren Türk, bitkisel üretimde etkin bir mücadeleye rağmen yüzde 30-35 bir kaybın yaşandığına dikkat çekti. Türk, “Ülkemizde tarıma elverişli alanların azalması, iklim değişikliği ve zararlı organizmaların artması gibi riskler sürdürülebilir bitkisel üretimini tehdit ediyor. Bitkisel üretimi artırmanın en önemli yollarından biri birim alandan daha çok ürün alınması, yani verimin artırılmasıdır. Verimin arttırılmasında en önemli faktörlerin başında bitkisel üretimi sınırlayan zararlı organizmalarla mücadele etmek gelir. Hastalık, zararlı ve yabancı otların zararından bitkileri korumak; bu yolla tarımsal üretimi artırmak ve kalitesini yükseltmek amacıyla yapılan tüm işlemlere ‘Zirai Mücadele’ ya da başka bir ifadeyle ‘Bitki Koruma’ deniliyor. Bitkisel üretimde etkin bir bitki sağlığı mücadele programına rağmen yüzde 30-35 civarında kayıp oluşmaktadır. Bitki sağlığı veya bitki koruma çalışmaları olmadığında ise bu kayıp oranı ortalama yüzde 70-75, bazı ürünlerde ise yüzde 100 olabilmektedir. Bu durum bize başta kimyasal mücadele olmak üzere diğer bitki koruma metotları uygulanmadan dünyada üretilen bitkisel ürün miktarının yüzde 50 oranında azalacağını göstermektedir. Bu sebeple bitki sağlığı tedbirleri bir ülkede gıda güvenliğinin sağlanması acısından son derece önemlidir. Bu nedenle hastalık ve zararlılarla bulaşık olmayan, sağlıklı ve nitelikli üretim materyali kullanılması, iyi tarım uygulamaları, dengeli sulama ve gübreleme gibi çeşitli uygulamalar gerekli olsa da tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de Bitki Koruma Ürünleri (BKÜ) kullanılma zorunluluğu vardır. Bitki ve bitkisel ürünlere arız olan hastalık ve zararlı organizmaları yok eden ya da kontrol altına alan, bitkisel ürünleri üretim, depolama ve nakliye sırasında bu organizmalara karşı koruyan formülasyon haline getirilmiş preparatlar Bitki Koruma Ürünü (BKÜ) olarak tanımlanmaktadır. Zararlı anlamına gelen ve Latince bir kök olan ‘pest’ ile öldürülen veya öldürme eylemi anlamına gelen ‘cide’ kelimelerinin birleşmesiyle oluşan pesticide (pestisit), bitki koruma ürünlerini de içine alan bir terim olmakla birlikte, halk sağlığında kullanılan haşere ilaçlarını, biyosidalleri ve çevre koruma ilaçlarını kapsamaktadır” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE’DE TÜKETİLEN PESTİSİT 59 BİN TON
“Ülkemizde bitki koruma ürünlerinin (tarım ilaçlarının) zirai mücadelede kullanım süreci dünyadaki gelişimi ile genel olarak uyumludur” diyen Türk, Türkiye’de tüketilen pestisit miktarının 59 bin ton olduğunu söyledi. Türk, “1950’li yıllarda süne ve çekirge mücadelesi için yurt dışından bazı kimyasallar getirilmiş ve kullanılmış olup kimyasal mücadele daha çok devlet tarafından salgın yapılan zararlı organizmalar ve karantina için uygulanmıştır. 1957 yılında ise 6968 sayılı Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunun yürürlüğe girmesi ile kimyasal mücadele ile ilgili ilaçların ve aletlerin ruhsatlandırılmasına başlanılmıştır. 1980 ve 2005 arası ise ülkemizde bitki koruma alanında çok sayıda imalatçı ve ithalatçı firmanın kurulduğu ve ülkenin tarım ilacı kullanımının hızlı bir artış gösterdiği bilinmektedir. 2005 ve sonrası dönemde Türkiye’den Rusya Federasyonu’na ve Avrupa Birliği’ne yapılan meyve ve sebze ihracatında önce karantinaya tabi zararlı organizmaların varlığının tespiti, daha sonra yapılan analizlerde yüksek kalıntı tespit edilmesi veya AB ve ihracat yapılan ülkelerde ruhsatlı olmayan bazı aktif maddelerin kullanıldığının belirlenmesi neticesinde ülkemizden yapılan ihracata sınırlama ve yasaklama getirilmiştir. Ne yazık ki ancak bu durum ülke içerisinde tarım ilacı kullanımının sorgulanmasına ve AB ile uyumlu olacak şekilde bazı yasaklamalar ve kısıtlamalara gidilmesine neden olmuştur. Günümüze gelindiğinde ise tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de pestisit tüketimi giderek artış göstermektedir. Dünyada son verilere göre 3.8 milyon ton tarım ilacı kullanılmaktadır. Türkiye de ise tüketilen pestisit miktarı 59 bin tondur. Burada yanılgıya düşmemek için tüketilen tarım ilaçlarının ton olarak ifade edildiğine dikkat etmek gerekir. Çünkü bu tarım ilaçları çok düşük dozlarda uygulanmaktadır. Bu veriler ışığında ülkemizdeki pestisit kullanım miktarı diğer gelişmiş ülkelere göre düşüktür. (2kg/da) Ancak polikültür tarım yapılan bölgelerdeki pestisit kullanım miktarı ülke ortalamasının çok üstüne çıkmaktadır. Ayrıca açıklanan pestisit kullanım miktarlarıyla ilgili verilerdeki uyuşmazlıklar göz ardı edilmemelidir” değerlendirmesinde bulundu.
BAKANLIK ONAYI OLMADAN AÇIYORLAR!
Türkiye’de yaklaşık 7 bin 100 Bitki Koruma Ürünü Bayisi (BKÜ) olduğunu aktaran Türk, Tarım ve Orman Bakanlığı onayı almadan bitki koruma ürünü satışı yapıldığını dile getirdi. BKÜ bayisi olabilmek için ziraat mühendisi meslektaşlarına dayatılan sınavın ziraat mühendisleri için kaldırılması gerektiğini de söyleyen Türk, “Ülkemizde kullanılan bitki koruma ürünleri, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş Bitki Koruma Ürünü Bayisi (BKÜ) tarafından satılabilmektedir. 2019 yılı sonu itibariyle güncel olarak değişmekle birlikte yaklaşık 7 bin 100 BKÜ bayisi mevcuttur. Ülkemizin bazı bölgelerinde maalesef bakanlıkça onay alınmadan bitki koruma ürünü satışı yapıldığı biliniyor. İlimizde ise 310 BKÜ bayisi yer almaktadır. Ayrıca BKÜ bayisi olabilmek için ziraat mühendisi meslektaşlarımıza dayatılan sınav, ziraat mühendisleri için kaldırılmalıdır. Bitki koruma ürünlerinin üretildiği fabrikadan veya ithal edildiği firmadan toptancı, bayii ve çiftçiye ulaşıncaya kadar aynı kare kod sistemi ile takibinin sağlanması amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığınca ‘Bitki Koruma Ürünleri Takip Programı’ hazırlanmış olup, 2018 yılı itibariyle uygulamaya konulmuş ve 2019 yılında yayınlanan ‘Bitki Koruma Ürünlerinin Toptan ve Perakende Satılması ile Depolanması Hakkında Yönetmelik’ ile yürürlüğe girmiştir. Ancak bu sistemin halihazırda mevcut istenen verilere ulaşamadığı, sağlıklı olarak çalışmadığı görülmektedir. Bütün bunların yanı sıra ülkemizde sürdürülebilir bitkisel üretim ve güvenli gıdaya ulaşabilmek için kimyasala mücadelenin, biyolojik ve biyoteknik mücadele yöntemleri gibi alternatif mücadele yöntemleri ile birlikte düşünülerek kullanılacağı ‘Entegre Mücadele Yöntemleri’ stratejilerinin geliştirilmesi gerekiyor” diye konuştu.
BİLİNÇLİ İLAÇLAMA VURGUSU
Tarımda pestisitin kullanılmasının zorunlu olduğunu söyleyen Türk, “Önemli olan çiftçilerin bu ilacı bilinçli bir şekilde kullanması. Türkiye’de bu bilinç maalesef yeterli değil. Tarım ürününün ilaçlanmasından sonra hasadı için belli bir sürenin geçmesi gerekiyor. Ortaya çıkan tarım ürününde pestisit kalıntılarına şu şekilde dikkat edebiliriz. Ürünün ruhsatlı ‘Bitki Koruma Ürünü’yle zamanında ilaçlanması, ilaçlama ve hasat arasında geçmesi gereken süreye uyulması, doz aşımının yapılmaması, bilinçli bir şekilde ilaçlamanın yapılması” diye konuştu. Ülkemizde üretilen bazı tarım ürünlerinin yurt dışına ihracatı sırasında geri gönderilmesi sebepleri arasında, analizlerde ortaya çıkan aktif maddelerin istenilen limitlerin üzerinde olması olduğunu hatırlatan Türk, bu ürünlerin zaten iç piyasada da aynı şekilde üretilip piyasaya sürüldüğünü söylerken “Maalesef hallerde analizler yeteri kadar yapılmamaktadır” dedi.
 

Haber Merkezi