- Gündem
- 20.04.2025 18:07
Makine Mühendisi Semih Çalapkulu, Türkiye’nin demografik yapısı ve konut üretimi hakkında uzun vadeli bir değerlendirmede bulundu
BURCU YANAR - ÖZEL HABER
Kuzu Grubundaki 15 yıllık çalışma hayatında; inşaat sektöründe, toplamda 12 bin adet konutta, okul, otel, AVM ve hastane işlerinin bulunduğu 15 adet ayrı projenin farklı zaman dilimlerinde yer alan Makine Mühendisi Semih Çalapkulu, Türkiye’nin demografik yapısı ve konut üretimi hakkında uzun vadeli bir değerlendirmede bulundu. Çalapkulu, Birleşmiş Milletler’in Dünya Nüfus Tahminleri Raporu’na göre dünya genelinde 2020 yılı sonu itibariyle 8 milyar olan nüfus, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2020 Sonuçları’na göre Türkiye nüfusunun 84 milyon olduğu bilgisini aktararak nüfus artışının konut üretimi üzerindeki etkilerinden de söz etti.
HANE HALKI BÜYÜKLÜĞÜ 3,57
Türkiye’de son 20 yılda, 10 milyon adet konut üretildiğine dikkat çeken Çalapkulu, hane halkı büyüklüğü kavramının inşat sektörü ile ilişkisini açıkladı. Çalapkulu, “Hane halkı büyüklüğü kavramı inşaat sektörüne aslında yol haritasını çizer. 2020 yılında ortalama hane halkı büyüklüğü 3,57 olarak hesaplanmıştır. (Hane Halkı Büyüklüğü= Nüfus Sayısı / Hane Sayısı) Gelişmiş ve refah seviyesi yüksek toplumlarda ise hane halkı büyüklüğünün 2,2-2,8 bandına kadar indiğini görmekteyiz. 2040 yılında Türkiye nüfusunun 100 milyon olacağı ve hane büyüklüğünün 3,03 olacağı tahminiyle gidildiğinde, önümüzdeki 20 senede 10 milyon konut üretilmesi gerektiği öngörüsünü bize vermektedir. 2020 yılında Türkiye’de yaklaşık konut sayısı 23 milyon adettir. 2040 yılında nüfusun artışı ve hane halkı büyüklüğünün azalmasından dolayı, toplamda 33 milyon hane olması gerekmektedir” açıklamalarına yer verdi. İnşaat sektörünün doğrudan ya da dolaylı olarak 189 adet sektörü canlandırdığının da altını çizen Çalapkulu, “Tabi ki ülkemizde yatırımların tümünün inşaatta olmaması gerekir. Sanayi, üretim, Ar-Ge, nano teknolojiler, yazılım, turizm, ulaşım, marka değeri yüksek ürün üretme gibi birçok alanda ülke olarak faaliyet gösterilmesi sistemin real olarak en önemli olgusudur. Şehirleşmeyi planlarken, doğanın atlanmaması gerekir. Sırf inşaat için ağaçlarımız aslında yok edilmiyor, gıdaya ulaşabilmek için tarla haline getirilen nice ormanlarımız mevcut” dedi.
2021 KAYBEDİLMİŞ YIL OLABİLİR
TÜİK verilerine göre 2040 yılında Türkiye nüfusunun 100 milyon olacağının hesaplandığını ve genç nüfusa olan ihtiyacı da sözlerine ekleyen Çalapkulu, “Bir ülkede yetişmiş genç nüfusun olması, tüm alanlarda dinamikleri tetikler. Adeta bu kendi içinde bir sinerji yaratır ve o toplumu muasır medeniyetlere taşır. Tabi ki bu genç nüfusunu iyi eğiterek, uluslararası standartların üstünde öğretilerini tamamlayarak, ülkesine faydalı bireyler haline getirmiş olacağız. Gençlerimizi iyi eğitemezsek, tüm toplum bundan zarar görür. 2021 yılı inşaat sektörü adına kaybedilmiş bir yıl olacağı ön görüsündeyim. Devletimiz, doğru adımlar atarsa; 2021’in 3. çeyreğinden sonra hareketlenme başlayabileceğini umut ediyorum. 2022 yılı ve sonrasının ülkemiz adına; inşaat, ticaret ve üretim anlamında verimli bir yıl olacağı düşüncesindeyim. Önümüzdeki 6-7 sene çok hareketli, olumlu ve güzel geçeceği hissiyatı var” diye konuştu.
İZMİR KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ BİTİRMELİ
İzmir’de de hem kentsel dönüşümü bitirip hem de yeni yapılarla şehir planlamasına uygun yapılar yapmak gerektiğini vurgulayan Çalapkulu, “Ege Bölgesi malumunuz binlerce yıldır tarihe tanıklık etmiş, medeniyetlere ise kucak açmış, toprakların olduğu bölgelerde oluşmaktadır. Birçok medeniyet ve uygarlığın yaşadığı, ülkemizin en nadide ve güzel bölgelerinden biri ama maalesef bir de bu bölgenin deprem gerçeği var. İzmir şehrimiz ve Ege Bölgesi’nin deprem gerçeği bizlere aslında güvenli yapıların haricinde daha çok, Ege’nin incisi İzmir’in başta olmak üzere tümünün güvenli yapılarda olması gerektiğini göstermektedir. Yakın sürede ise bu depremi yaşayarak maalesef tecrübe edindik. Deprem sırasında nerede olacağımızın garantisi yok. Belki işyerinde, lokantada, markette, okulda, tiyatroda vs. bu örnekleri çoğaltabiliriz” diyerek sözlerine son verdi.