Sayfa Yükleniyor...
Hapishanelerdeki hak ihlallerini rapor haline getiren İHD; intiharların yaşandığını, savunmalarını dahi yapamayan mahpusların görüşe çıkarılmadığını, mektuplara el konulduğunu açıkladı
SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
İzmir İnsan Hakları Derneği (İHD) Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Çiçek; İzmir 1 ve 2 Nolu F Tipi (Kırıklar), Buca Kapalı/Açık Cezaevi, İzmir Kadın Kapalı (Şakran), İzmir 1, 2, 3, ve 4 Nolu T Tipi (Şakran), İzmir Çocuk Kapalı (Şakran), Ödemiş T Tipi, Menemen R Tipi, Menemen T Tipi, Akhisar T Tipi, Burhaniye T Tipi hapishanelerinde gittikçe derinleşen hak ihlallerini gazetemize anlattı. İlgili kurum ve derneklerle yapılan görüşmeler, mahpusların aileleri ve avukatları tarafından derneğe yapılan başvurular, hapishanelere gerçekleştirilen avukat ziyaretleri ve mahpuslar tarafından gönderilen mektuplar aracılığıyla Ege Bölgesi hapishanelerinde yaşanan ayrımcılığın İHD İzmir Şube Hapishane Komisyonu tarafından derlendiğini kaydeden Çiçek, 2020 Yılı Ege Bölgesi Hapishaneleri Hak İhlalleri İzleme Raporu’nu kamuoyuna sundu.
SAĞLIK HİZMETLERİ YETERSİZ…
Hapishanelerde baskıcı ve insanlık onuru ile bağdaşmayan yöntemlerle; tecrit, işkence ve yaşam hakkı ihlallerinin, hasta mahpusların tedavi ve sağlığa erişimine dair ihlallerin, ileri yaştaki mahpuslara yönelik ihlallerin, aşırı doluluk ve neden olduğu ihlallerin, ceza infaz sisteminde giderek derinleşen ayrımcılık ve benzeri sorunların 2020 yılında da yaygınlaşarak devam ettiğini vurgulayan Çiçek, şunları ekledi: “Mahpusların bir arada ve kalabalık, küçük ve hijyenik olmayan koğuşlarda yaşadıkları göz önüne alındığında hijyenin sağlanmasının, kişisel koruyucu tedbir ve önlemlerin alınmasının neredeyse imkansız olduğu söylenebilir. Koğuşlardaki yoğunluk ve hapishanelerdeki hareketlilik de göz önüne alındığında salgın hastalığın hapishanelerde ne kadar hızlı yayılabileceği ortadadır. Raporumuzda yer alan ailelerden ve mahpuslardan gelen bilgilere de bakılacak olunursa hapishanelerde gereken önlemlerin alınmadığı, uygulamalarda keyfiliğin, sağlık hizmetlerinde de yetersizlik olduğu ve hak ihlallerinin gittikçe arttığı görülmektedir.”
MEKTUPLARA EL KONULUYOR!
Hapishanelerden gelen başvurular ile avukat görüşmeleri sonucunda tespit edilen ve hale devam eden hak ihlallerini sıralayan Çiçek, şu bilgileri verdi: “Hapishanelerde bulaşıcı hastalıkların olduğu ve buna ilişkin yeterli tedbir ve önlemlerin alınmadığı, Kovid-19’a ilişkin kontrollerin, testlerin yapılmadığı, telefon görüşmelerinde kullanılan telefonların dezenfekte işleminin yapılmadığı, kantin fiyatlarının çok yüksek olduğu, işkence ve kötü muamele uygulamalarının olduğu, gardiyanlar tarafından mahpuslara darp ve şiddet uygulandığı, koğuşların kalabalık olduğu, sevk taleplerinin gerçekleştirilmediği, tedavi haklarının engellendiği, ayrımcılık yasağına aykırı davranışlarla karşılaştıkları, dilekçelere cevap verilmediği, yemeklerin kötü ve yetersiz olduğu, yemeklerin yere bırakıldığı, bağışıklık sistemini güçlendirici gıdaların tüketilmediği, bebeklerin kontrollerinin yapılmadığını, kitap, dergi ve gazete yasağı uygulandığı, mahpusların birbirleriyle ilişki kuramadıkları, atölye, spor ve kültürel çalışmaların engellendiği, ortak alanların ve havalandırmanın az kullandırıldığı veya kullandırılmadığı, tecrit uygulamaları, ilaçların, mamaların düzenli olarak verilmediği veya hiç verilmediği, yatacak yerlerin bulunmadığı, mahpusların dönüşümlü yataklarda yattığı veya yerde yattığı, hijyenik ortamın sağlanmadığı, hapishanelerde intihar ve ölümlerin yaşandığı, İHD ve diğer kurumlara gönderilen mektuplara el konulması…”
GÖRÜŞE ÇIKARILMIYORLAR
Aramaların keyfi olduğunu, arama sırasında eşyaların talan edildiğini, eşyalara el konulduğunu ve hijyen kurallarına aykırı olarak aramaların gerçekleştirildiğini söyleyen Ahmet Çiçek, diğer hak ihlallerini şöyle sıraladı: “Yasaklı olmayan kitap, dergi, gazetelerin verilmediği, mektuplara ve yazılı defter vs. tarzı şeylere el konulması, iletişim haklarının keyfi kullandırıldığı veya hiç kullandırılmadığı, hastaneye sevklerin gerçekleştirilmediği, ayrımcılık yasağına aykırı uygulanmaların gerçekleştiği, revire çıkartılmadıkları, yemek ve sıcak su gibi temel ihtiyaçların yetersiz karşılandığı veya hiç karşılanmadığı ve bunun ceza uygulaması şeklinde gerçekleştirildiği, görüşe çıkarılmama, özel eşyalarından yararlandırılmadıkları, battaniye, yastık gibi malzemelerin yırtık olduğu, Temizlik ve dezenfekte işlemlerinin yapılmadığı, İçme suyunu kendilerinin temin ettiği ve paraları olmadığı takdirde ulaşamadıkları…”
SAVUNMALARINI DAHİ YAPAMIYORLAR
Mahpuslara eldiven, maske, kolonya ve dezenfektan verilmediğini de açıklayan Çiçek, “Suyun kısıtlı ve ölçüyle verildiği, temizlik malzemelerinin az miktarda verildiği veya hiç verilmediği, kantin fiyatlarının çok yüksek olduğu, bozulan musluk vb. sorunlar için mahpuslardan para alındığı, tuvalet ve banyoların bir tane olduğu, yetersiz olduğu ve hijyenik olmadığı, Kürtçe-Türkçe yazılı savunmasına cezaevi idaresinin el koyduğu ve savunma hakkının engellendiği, keyfi hücre cezaları ve disiplin cezaları verildiği, koğuşlarda eşyalarını koyacakları yeterli alanın olmadığı, hapishane idarelerinin ve gardiyanların keyfi uygulamaları, ortak alanların ve havalandırmanın az kullandırıldığı veya kullandırılmadığı, tecrit uygulamaları, ilaçların, mamaların düzenli olarak verilmediği veya hiç verilmediği, havalandırmadan ve diğer aktivitelerden yararlanamadıkları, aile ziyaretlerinin çok sınırlı olduğu veya yapılmadığı, temizlik ve dezenfekte işlemlerinin yapılmadığı gibi daha birçok hak ihlali söz konusu” dedi.
Haber Merkezi