“Hastane önleri yakınlarını arayanlarla doluydu”

Ankara Tren Garı kavşağında meydana gelen 2 ayrı patlamada hayatını kaybedenlerin sayısı 95’e yükseldi. Olayın ardından saldırının yaşandığı yere giden ve hastanede yaralıları ziyaret eden CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, yaşanan saldırıyı kınayarak çok üzgün olduğunu belirtti


  • Oluşturulma Tarihi : 12.10.2015 07:31
  • Güncelleme Tarihi : 12.10.2015 07:31
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Hastane önleri yakınlarını arayanlarla doluydu”

E. ÇAĞLA GENİŞ-DİSK, KESK, TMMOB ve TTB öncülüğünde düzenlenen ‘Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’ öncesi Tren Garı önünde toplanan kortejlerin içerisinde iki ayrı bomba patladı. Tüm ülkeyi yasa boğan saldırıda 95 vatandaşımız hayatını kaybetti. Saldırıya farklı makamlardan tepkiler sürerken CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, olaya ilişkin açıklama yaparak bölgede hiçbir güvenlik önleminin alınmamasının kabul edilebilir olmadığını söyledi.

“GÜVENLİKTEN SORUMLU OLANLARIN YANI BAŞINDA”

Olayın yaşandığı yere yakın mesafede bulunan Emniyet Genel Müdürlüğü ve MİT’İ eleştiren, ayrıca güvenlik zafiyetinin kabul edilebilir olmadığını ifade eden Balbay, “1 Kasım’da seçim yapılacağının açıklanmasından sonra Türkiye’nin birinci gündem maddesi ne yazık ki terör oldu. O yüzden istihbarat ve güvenlik zafiyeti affedilebilir bir şey değil. Maalesef ülkemizde Emniyet Genel Müdürlüğü ve MİT diye kısaltıyoruz ama onun adı adeta ‘Muhalefeti İzleme Teşkilatı’ haline geldi. Bu görevden çıkıp bu tür saldırılara karşı nasıl bir istihbarat yapılabilir ona bakmaları gerekir. Saldırının olduğu yer Emniyet Genel Müdürlüğü’ne 1 km, MİT’e ise 3 km mesafede. Yani Ankara’nın hem kalbi hem de güvenliğinden sorumlu olanların yanı başında. Bölgede hiçbir güvenlik önleminin alınmaması kabul edilebilir değil. Bu konuda miting alanında önlem alıyoruz gibi bir savunma yapılıyor. Biz biliyoruz ki, Ankara’da yerine göre önlem almak istediklerinde şehrin girişlerini Kızılcahamam’dan, Konya yolundan itibaren tutuyorlar” dedi.

“İSTİFA DEĞİL İSTİFADE SÖZ KONUSU”

İçişleri Bakanı Selamı Altınok’a yöneltilen ‘İstifa edecek misiniz’ sorusuna verdiği cevabı eleştiren Balbay, istifa etmesi gerekenlerin durumdan istifade ettiğini belirtti. Balbay, “Türkiye’de zaten istifa değil istifade söz konusu. İstifa etmesi gerekenler durumdan istifade etmeye girişiyorlar. Hem İçişleri Bakanı’nın bunu söylemesi hem de Adalet Bakanı’nın bu soru karşısında gülümsemesi hükümetin ve ülke yönetiminin nasıl bir durumda olduğunu gösteriyor. Bu tür olaylarda iki aşama vardır. Birincisi olay anı, olayın önlenebilirliği veya önlenemezliği, yaralı ölü sayısının saptanmasıdır. İkincisi de olaydan sonra ülke yönetiminin tutumudur. Topluma güven verme açısından bu çok önemlidir. Sokaktaki insan ne oluyor memleketimizde sorusunun yanıtını, ülkemizde bir yönetim var ve durumu el koydu şeklinde verebilmelidir. Hükümetin aklı fikri sandığa, iktidara el koymaktır. Bu tür olaylara el koyup toplumu güvene yönlendirme duygusu çok eksik. Cumhurbaşkanı tüm siyasi parti temsilcilerini toplayıp ne yapacağız diyecek kucaklayıcılıkta değil” ifadelerini kullandı. Bir an önce olayın aydınlatılması gerektiğini vurgulayan Balbay, “Akıllarında fikirlerinde sandığa el koymak var, başka bir şey yok. Bir olay faili meçhul kalmışsa bunun birinci sorumlusu devlettir. Bu bütün dünyadaki geleneklerde böyle bir durumdur. Bir an önce olayı aydınlatmak zorundalar. Aydınlatamazlarsa sorumlusu devlettir” diye konuştu.

 

“VAHŞETTEN ARTA KALAN BİR TABLO VARDI”

Olayın ardından hemen bölgeye giden ve daha sonra yaralıları hastanede ziyaret eden Balbay, “Ölen ve yaralanan vatandaşlarımızdan arta kalan cep telefonları yan yana koyulmuştu. O telefonların biri çalıyor biri susuyor. Çok acıydı, o telefonları arayanlar sadece bir ses duymak istediler. Simit tezgahları yerlerde, simitlerin üstüne kanlar bulaşmıştı. Çocuk ayakkabıları gördüm… Olay yerinde vahşetten arta kalan bir tablo vardı. Yaralıları hastanede ziyaret ettim. Birçoğunun bilinci kapalıydı. Meliha Önen diye bir yaralıyı ziyaret ettim. Onların anlattıkları apayrı bir şeydi. Dedi ki ‘Bindirildiğimiz ambulans taşlandı’. O an polisin müdahale etmek yerine izlediğini anlattı. Olayı hafifletmesi gerekenler olayı daha da büyüttüyse bu çok vahimdir. Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı’nın bu tür iddiaları hiçbir kuşkuya meydan vermeyecek şekilde ortadan kaldırılması lazım. Yaralılar, hem olayın şaşkınlığı hem de sonrasında yaşadıkları sebebiyle öfke halindeydiler. Hastane önleri yakınlarını arayanlarla doluydu. Mesela biri,  ‘DNA ver bakalım belki seninki içerde parçalanmış bir cesetle uyar’ diyor çünkü babasına ulaşamıyor…” diyerek hastane önünün tam bir can pazarı olduğunu belirtti.

 

Haber Merkezi