- Gündem
- 20.04.2025 00:38
İzmir 'in tatil cenneti Çeşme'de esnaf tam manasıyla kan ağlıyor. Okulların kapanış tarihi, seçim, yağışlar ve üniversiteye giriş sınavları derken bir türlü yüzü gülmeyen Çeşme, artık yerli ve yabancı turist bulmakta zorlanıyor
SULTAN GÜMÜŞ - ÖZEL HABER
Çeşme’nin en popüler noktalarından olan ve her akşam binlerce kişinin akın ettiği İsmet İnönü Caddesi, yaşanan birçok olumsuz nedenden dolayı hayalet caddeye döndü. Önceki yıllardaki canlılığı iple çeken çevre esnafı, Çeşme’nin gösterilen ilgisizlikten dolayı cazibesini kaybettiğini, gelen misafirlerin ise kalitesinin düştüğünü aktardı. İnsanların, ‘Çeşme bu mudur?’ diyerek çekip gittiğini belirten esnaf, “15 sene öncesine kadar biz turistler içinde yabancı gibiydik, şimdi ise tek tük gelenler var, onlar da yerli turist” dedi.
Yaşanan her senenin bir önceki seneyi arattığını kaydeden Cemil Topçu, Çeşme’de 30 yıllık esnaf olduğunu ve çalışmak için küçük yaşlarda ilçeye geldiğini söyledi. Esnaf Topçu şunların altını çizdi: “Bunun nedeni aşırı pahalılığın olması, doların yükselmesi, dış politikanın yaratmış olduğu mağduriyet ve yol çalışmaları, bakımsızlık gibi daha birçok neden. Sezon kısa olduğu için Çeşme’nin kalkınma olasılığı da mümkün olmuyor. 3 ay içerisinde ne yaptıysak kardır. Eylül ayına girdiğimizde ve okullar açıldığında ‘evli evine, köylü köyüne’ anlayışı hakim oluyor.”
“YAŞAM KALİTEMİZ YERLERDE”
Yaşam kalitelerinin iyi olmadığını söyleyen Topçu, “Normalde burası 4 mevsime dayalı bir bölge ve bu bölgede güzel şeylerin yaşanması lazım. Ancak sezon bitti mi birçok şey de bitiyor. Yerli ve yabancı turist akımı da eskisi gibi değil. Çok iyi hatırlıyorum 15 sene öncesine kadar biz turistler içinde yabancı gibiydik, şimdi ise tek tük gelenler var, onlar da yerli turist. İster istemez ticaretimizi de etkiliyor. Bölge esnafı böyle bir durum karşısında malın fiyatı 3 ise 5 yapıyor. Çünkü sezonluk yerler buralar. Hayatını idame ettirebilmesi için bunu yapması gerekiyor. Ancak bu anlayışta ticareti olumsuz etkilemeye başladı ve Çeşme’yi Çeşme olmaktan uzaklaştırdı. 30 senedir burada esnaflık yapıyorum. Diyarbakır’dan Çeşme’ye çalışmak için gelmiştim. Dükkanım ise kira. Bu dükkanın her gün açık kalması lazım. Hayırlısı deyip çalışmaya devam ediyoruz. Ancak son olarak şunu söylemek istiyorum ki artık bizler de canlılık gelsin istiyoruz. Bunun için de yerel iktidarın sesimizi duymasını bekliyoruz. Bunu sonlandıracak olan kendileri. Çünkü Çeşme’yi bu hale getiren onlar” dedi.
“GÜNÜ KURTARIYORUZ”
“Senelerdir yabancı turistin gelmemesine alıştık” diyen esnaf Özlem Aykut ise, yaşanan durgunluktan dolayı satış yaptıkları mekanı mecburen farklı bir konuma dönüştürdüklerini belirterek, “Esnaflarda zaten artık Türk turiste hitap ediyor. Benim dükkanım da bunlardan biri mesela. Önceden sadece hediyelik eşya dükkanıydı, şimdi ise kadın aksesuarlarının satıldığı yere dönüştü. Elimden geldiğince çok yüksek fiyatlarda bir şeyler satmıyorum. İzmir’deki satışlara göre bir satış gerçekleştiriyorum. Hatta fiyatının çok altında verdiğimde oluyor. Ürünün elde kalmasındansa… Genel olarak Çeşme esnafı son yıllarda bu tutumda hareket ediyor. Aksi halde geçimini hiç sağlayamayacak. Fakat bizler sezonluk iş yapıyoruz. Bu fiyatlara sattığımız zaman da birikim yapamıyoruz, sadece günü kurtarıyoruz. Ne olacak halimiz inanın bilmiyorum” ifadelerini kullandı.
“ÇEŞME ESNAFI HEP AĞLAR”
“Evet, Çeşme’de artık iş yok!” diyen Aykut, yaklaşan kurban bayramına ilişkin de konuşarak, “İnsanların alım gücüne uygun fiyatlarda ürünler satıyoruz. Yerli turiste hitap ediyoruz. Ancak ne yaparsak yapalım yine de canlılık pek mümkün olmuyor. Çeşme’de çok fazla kan ağlayan esnaf var. Fakat Çeşme esnafı hep ağlar. Bakın, kurban bayramı yaklaşıyor. Önceden olsa burası akın akın insan kaynardı. Şimdi ne oteller, pansiyonlar dolu ne de bizim tezgahlar, dükkanlar. Para kazanıyor muyuz? Kazanıyoruz. Fakat önceki kazancımız gözümüzün önüne geldiğinde içimizde ezilmiyor değil. Ekmeğim tatlıdır. Paramı kazanıyorum. Fazlasında da gözüm yok. Şikayetimiz eskiye oranla iyi kazanamamak” dedi.
“KALİTE DÜŞÜŞÜ VAR”
Mümkün olduğunca güler yüzlü davranmaya çalıştıklarını aktaran esnaf Aykut, diğer esnaflardan farklı bir yaklaşımda da bulundu. Müşterilerin hoyrat davranışlarından şikayetçi olan Aykut, “İnsanları ayırt etmeyi sevmiyorum. Fakat insanlarımızda ciddi derecede bir kalite düşüşü var. İnsanlar daha hoyrat, nezaketten uzak ve edepsiz olmaya başladı. Tüketicinin şikayetçi olduğu diğer bir konu da bu. Örflerimizi, insanlığımızı unutmuşuz. Küçücük bir çocuk dahi dükkanıma geldiğinde gülümseyerek onunla konuşan bir insanım. Ancak içeriye giren bir müşteri ‘hoşgeldiniz’ cümlenize dahi cevap vermiyor. Ve bu bölgede kocaman mekanlar yok. Bu mekanlar süpermarketler değil. Burada müşteri istediği gibi davranarak elini, kolunu ürünlere dokunduramaz. Fakat bunun bilincinde değiller. Hunharca eşyalara dokunma hakkını kendilerinde buluyorlar. Bu hoyratlığa o kadar alışmışlar ki her yerde aynı davranışı sergilemek istiyorlar. Fakat ben inatla insani duygularımı yaşatmaya devam ediyorum, inatla samimi ve güler yüzlü davranıyorum. Umarım insanlar da eskisi gibi hoşgörülü olmaya başlar. Ne yazık ki ticaretimizi kaybettiğimiz gibi insanlığımızı da kaybettik” cümlelerini kurdu.
“ALAÇATI ÇEŞME’Yİ SOLLADI”
Caddede lokal işleten Şerife Kara da Çeşme’nin düzensizliğinden dolayı turistlerin Çeşme yerine başka yerleri tercih ettiğini savundu. İşlerinin durgunlaştığını belirten Kara, “Baya bir durgunluk var. Ama benim görüşüm şu yolların bitmemesi, biten yolların süpürülmemesi, bir işletmeci olarak yaptığımız temizliğin hiç gözükmemesi, toz duman içinde kalmamız bizleri baya bir endişelendiriyor” dedi. Alaçatı’nın Çeşme’yi arka planda bıraktığını aktaran Kara, “Alaçatı Çeşme’yi solladı. Niye? Deniz orada yok aslında. Ama işte bizim de çarşımız yok” diye konuştu. Bu yıl çevre illerden gelen otobüslerin merkeze uzak mesafede olan otogarda yolcuyu indirdiğine de işaret eden Kara, şöyle devam etti: “Otobüsler yolcuyu direk otogara bırakıyor. Oradan da buraya gelmeleri için bir taksi tutmaları gerekiyor. Valizi sürükleyerek geldi mi buraya baya bir zorlanıyor. Oradan geri dönüp gidenler oluyor. Artık insanlar Çeşme’ye geldiğinde denize giriyor, pansiyonda yemeğini yiyor ve çekip gidiyor. Hiçbir eğlence görmeden gidiyor. ‘Bu mudur Çeşme’ deyip çekip gidiyorlar.”