- Gündem
- 12.03.2025 15:08
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası’nın ‘Süt Raporu 2018’ raporunda taklit ve tağşiş süt ürünlerine dikkat çekildi. Rapora göre hileli ürünlerin satışı artan hayat pahalılığı nedeniyle artış gösterdi
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası’nın hazırladığı ‘Süt Raporu 2018’e göre piyasada çok fazla sayı ve miktarlarda taklit ve tağşiş süt ürünleri bulunuyor. Türkiye’de süt sektörünün en önemli sorunlarından birini oluşturan kayıt dışı üretime vurgu yapan raporda, “2012 yılında inek sütü üretimindeki kayıtlılık oranı yüzde 9,6 iken, 2018 yılında bu oran hala yüzde 50 civarında seyretmektedir. Son yıllarda peynir benzeri taklit ürünlerin ve hileli peynirlerin satışı artan hayat pahalılığı nedeniyle oldukça fazlalaşmıştır” görüşüne yer verildi.
MERDİVENALTI ÜRETİME DİKKAT
Rapora göre modern teknoloji ile üretim yapan ve her aşamasında denetlenen kayıtlı sanayinin en büyük rakibinin sağlık koşulları bilinmeyen ve denetlenemeyen merdiven altı üretim yerleri olduğuna dikkat çekilerek, “Kayıtlı ve güvenilir firmalar ile kayıt dışı üretim yapan firmaların aynı pazarda yer almaları haksız rekabeti de beraberinde getirmektedir. Kayıt dışı üretimin engellenmesi için devlet, gerekli tüm yaptırımları uygulamalıdır. Burada geleneksel üretim yapan küçük üreticiler de kayıt ve hijyen koşulları düzeltilerek desteklenmelidir. Gelişmiş ülkelerde süt tüketiminin arttırılması bir sağlık sorunu olarak algılanmaktadır. Ülkemizde de sağlıklı nesiller yetiştirilmesi ve sütün stratejik önemine uygun politikalar geliştirilmelidir” bilgisi verildi.
KOOPERATİF ÖNERİSİ
Raporda dikkat çeken diğer bir ayrıntı ise sütün üreticiden tüketiciye ulaşıncaya kadar birçok aşamadan geçerek, farklı pazarlama kanallarına bağlı olarak da çeşitli marjlar oluşturduğu tespitinin yapılması. Rapora göre üretici ile tüketiciyi yan yana getiren tarımsal üretim kooperatifleri ve tüketim kooperatiflerinin kurulması gerektiğine vurgu yapılarak “Ülkemizde kaliteli yem kaynakları hayvanların ihtiyacını karşılayacak yeterlilikte değildir. Dolayısıyla yem açığı mevcuttur. Bu amaçla üreticilerin kaba yem üretmesi için gerekli destekler verilmelidir” görüşü paylaşıldı.
KALİTE KRİTERLERİ GÖZETİLMİYOR
Sütün kalite–fiyat ilişkisinin yeterince göz önünde bulundurulmadığının altının çizildiği raporda, “AB ülkelerinde pazarlanan sütün kalitesi fiyatını belirlemektedir. Türkiye’de ise, süt üretiminin arttırılmasına yönelik politikalar genel olarak miktarın arttırılmasına yönelik olarak gelişmiş, maalesef yağ ve protein oranları dahil olmak üzere kalite kriterlerinin önemi göz ardı edilmiştir. Yine ülkemizdeki sütlerde hijyen ve mastitis göstergesi olan bakteri yükü ve somatik hücre sayısı yasalarda belirlenen kriterlerin çok üzerindedir. Özellikle süt analizlerini (somatik hücre sayısı, bakteri yükü, vb.) yapacak laboratuvarların il bazında kurulması sağlanmalıdır. Bakteri yükünü ve somatik hücre sayısını standartlara ulaştırmak için üreticilere gerekli eğitimler verilmelidir” ifadelerine yer verildi.
KAMU SPOTU İLE BİLGİLENDİRME
Tüketicilerin en çok şikayet ettiği ve alırken tereddütler yaşadığı taklit ve tağşiş ürün konusunda da görüş belirtilen raporda çözüm önerileri de paylaşıldı: “Piyasada çok fazla sayı ve miktarlarda taklit ve tağşiş süt ürünleri bulunmaktadır. Bu ürünlerin, doğru üretilenlerle birlikte ayni pazarı ve rafları paylaşmaları beraberinde haksız rekabeti de getirmektedir. Satılan hileli süt ürünleri aynı zamanda insanların sağlığını da tehdit etmektedir. Devletin hileli süt ürünü üretenlere karşı daha caydırıcı cezalar getirmesi gerekmektedir. Süt ve ürünleri konusunda özellikle sosyal medyada oldukça fazla miktarlarda bilgi kirliliği bulunmaktadır. Uzman olmayan birçok kişi gerek televizyon gerekse yazılı medyada bu konularda konuşmakta ve yazmaktadırlar. Tüketicilerin sadece uzman kişilerin dediklerine kulak asmaları gerekmektedir. Bu konularda örneğin kamu spotlarıyla devletin tüketicileri bilgilendirmesi gerekmektedir.”