Hayvana şiddetin cezası var ‘yatarı’ yok!

Yeni kanun hayvana karşı işlenen suçlar kapsamında 6 aydan başlayan hapis cezaları içerse de Avukat Tuğçe Berber, bu cezaların fiili olarak uygulanmayacağı görüşünde


  • Oluşturulma Tarihi : 09.07.2021 07:18
  • Güncelleme Tarihi : 09.07.2021 07:18
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Hayvana şiddetin cezası var ‘yatarı’ yok!

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER

Hayvan hakları savunucularının yıllardır beklediği ve Adalet ve Kalkınma Partisi’nin geçen hafta TBMM’ye sunduğu ‘Hayvanları Koruma Kanunu’ teklifi, Genel Kurul’da kabul edildi. 17 maddelik yasaya hayvan hakları alanında faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinden ise itirazlar yükselmeye başladı. Eleştirilerini aktaran İzmir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Üyesi Avukat Tuğçe Berber, yasa hayvana karşı işlenen suçlar kapsamında 6 aydan başlayan hapis cezaları içerse de bu cezaların fiili olarak uygulanmayacağı görüşünde: “Vatandaşın gözünde ‘hapis cezası geldi’ gibi görünebilir ancak 3 yıldan az hapis cezaları uygulanmıyor, erteleniyor. Yasa değişmiş olabilir ama mücadelede değişen bir şey yok. Hayvanları değil onlara zarar verenleri koruyor. Türlerin eşitliği sağlanana dek mücadeleye devam edeceğiz.”

BAŞTAN AŞAĞI EKSİK
“TCK’da yer verilen mala zarar verme suçundan hayvanları çıkardığınız zaman hayvanları mal kapsamından çıkarmış olmuyorsunuz” diyen Berber, “Yasada görüyoruz ki, pet shoplarda kataloglardan mobilya seçer gibi hayvan seçileceği düzenlenmiş, bu mal muamelesi değildir de nedir? ‘Hayvanlara karşı işlenen suçları düzenledik ama doğrudan yargı merciine şikayet hakkınızı elinizden alıyoruz’ diyerek hayvanlara karşı işlenen suçları cezalandırmış olmuyorsunuz. Nitekim kanunla düzenlenen bir suç-ceza kavramı varken, şikayeti Cumhuriyet Başsavcılıklarına değil Tarım Orman Müdürlüklerine yapacaksınız demek, hak arama özgürlüğünün de ihlali anlamına geliyor. Şikayet sürecini dolaylı yollarla uzatmaya çalışılmasından başka bir niyet göremiyorum burada. Savcılıkların çok yoğun olduğu bahanesi kabul edilemez zira yeni soruşturma büroları açmak, yeni savcılar atamak hiç de zor değil” sözleriyle teklifte özellikle yurttaşa suç duyurusu hakkının verilmediğine dikkat çekti.

TEHLİKELİ IRK TARTIŞMASI
Hayvanlarla ilgili ‘tehlikeli ırk’ ifadesine de karşı çıkan Berber, “Hiçbir köpeğin doğuştan saldırgan olmadığı, insanın işkenceleri sonucu saldırganlaştığı bilinmesine rağmen yasaklanarak cezalandırılan yine hayvanlar olmuş, onları bu hale getiren insanlar yine serbest. ‘Yunus parklarının yenisi açılmayacak’ demekle var olan yerlerdeki sömürünün önüne geçmiş olmuyorsunuz. ‘Hayvanat bahçesinin adını değiştireceğiz, doğal yaşam parkı adı altında hayvanları esaret altında tutmaya devam edeceğiz’ demekle hayvanları özgür kılmış olmuyorsunuz. ‘Türkiye’de hayvanlı sirk kurulmayacak’ demekle yurtdışından gelen hayvanlı sirklerin ülkeye girişine engel olmuyorsunuz.  Belediyelere zaten var olan bazı yükümlülükleri yeni getirmiş gibi gösterip üzerine denetimle ilgili herhangi bir yeni ibare getirmeyerek kamu eliyle gerçekleştirilen ihlalleri önlemiş olmuyorsunuz. Defalarca dile getirilmesine rağmen adeta yok sayılarak deneylerden, avcılıktan,  faytonlardan, hayvan ticaretinden hiç söz etmeyen bir hayvanları koruma kanunu teklifi olabilir mi? Rant sahiplerini korumaya ve bazı hayvanları da koruyor gibi görünmeye devam eden bir yasa var önümüzde” ifadelerini kullandı.

CEZASI VAR YATARI YOK
Yasa hayvana karşı işlenen suçlar kapsamında 6 aydan başlayan hapis cezaları içerse de bu cezaların fiili olarak uygulanmayacağı görüşünde olan Berber, şunları söyledi: “Nesli tehlike altında olan bir hayvanı öldürmek 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası, bir hayvan neslini yok etmek 5 yıldan 10 yıla hapis cezası, bir ev hayvanını veya evcil hayvanı kasten öldürmek 6 aydan 4 yıla hapis cezası, cinsel ilişkide bulunmak 6 aydan 3 yıla hapis cezası ve 100 günden az olmamak üzere adli para cezası, ev hayvanına veya evcil hayvana işkence etmek, acımasız ve zalimce muamele etmek 6 aydan 3 yıla hapis cezası, hayvan dövüştürmek 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası... Vatandaşın gözünde ‘hapis cezası geldi’ gibi görünebilir ancak 3 yıldan az hapis cezaları uygulanmıyor, erteleniyor. Bu nedenle üst sınırın bilinçli olarak 3 yılda bırakıldığı çok bariz diyebilirim. Bir diğer durum ise sadece bu fiiller için zaten uygulanmayacak olan hapis cezaları verilmiş olması. Geri kalan ihlaller için asla tahsil edilemeyeceğini de bildiğimiz idari para cezaları verilmeye devam edilecek.”

YAPILMASI GEREKENLERİ SIRALADI
Cezaların caydırıcılıktan uzak olmadığını savunan Berber, “Hayvanların hissedebilen, duyguları olan canlı bireyler olarak tanımlanması sağlanarak yaşam hakları anayasal hak olarak tanımlanmalı. Bunun dışında özgürce dolaşma, çiftleşme, eğlenme, dinlenme, beslenme, barınma gibi temel hakları da düzenlenmeli. Hayvanat bahçesi, hayvanlı sirk, yunus parkı, avcılık, deney, canlı hayvan ticareti, hayvan dövüştürme, atlı faytonlar tamamen yasaklanmalı. Eğlence, spor, turizm, gelenekler, bilimsel araştırmalar adı altında hayvanları mal statüsüne koyan, sömürmeye devam eden her uygulama kaldırılmalı. Hayvanlara karşı şiddet, acı, eziyet içeren her fiil TCK kapsamında suç olarak düzenlenmeli ve caydırıcı sayılabilecek, seçenek yaptırımlara çevrilemeyecek, ertelenemeyecek hapis cezaları öngörülmeli ve bu fiilleri gerçekleştirenlerin eğitime tabi tutularak ömür boyu bir hayvanla birlikte yaşaması engellenmeli. Kamu eliyle gerçekleştirilen ihlallerin önüne geçmek amacıyla yerel yönetimler üzerinde daha sıkı denetimler düzenlenmeli. İhlali gerçekleştiren kamu görevlileri hakkında soruşturma izni şartı kaldırılmalı” şeklinde konuştu.

RAPOR KAĞIT ÜZERİNDE KALDI
TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu’nun çalışmalarına İzmir Barosu adına katılım sağlayan Berber, o dönem sunulan rapor için, “Hayalimizdeki yasa değildi ancak şu ankinden çok daha ileri seviyedeydi. En azından kanunun adı hayvan hakları olarak yer alıyordu ve hayvanların duygulu varlıklar olduğu kabul ediliyordu. Şimdiki yasada hayvan tanımına yer verilmemiş bile. Mevcut yunus parklarının faaliyetlerini sonlandırmaları için 2 sene süre öngörülmesi, hayvanlı sirklerin ülkeye girişinin engellenmesi, deney konusunda öğrencinin talebi üzerine alternatif yöntemlerin uygulanabilmesi gibi hükümler içeren bir rapordan sonra gelen bu yasa bize gösteriyor ki, koskoca rapor yalnızca kağıt üzerinde kaldı. Yasa değişmiş olabilir ama mücadelede değişen bir şey yok. Biz mücadeleye devam edeceğiz, türlerin eşitliği sağlanana dek!” açıklamasında bulundu.

Haber Merkezi