Sayfa Yükleniyor...
Çeşme Alaçatı Doğa ve Hayvan Severler Derneği, terk edilmiş ve yaralanmış can dostlarına birçok alanda hizmet ederken gelecekte hayvanların güven içinde yaşayabilmeleri için ‘ÇESAL Kliniği’ açmayı hedefliyor
NİLGÜN TAZE - ÖZEL HABER
Günümüz dünyasında içimizdeki koşulsuz sevgiyi, masumiyeti ve sevecenliği bize hatırlatabilen sadece çocuklar ile can dostlarımız kaldı. Peki, biz bizi insan yapan ilkeleri hatırlatan bu değerli varlıklara nasıl davranıyoruz? Onlara kötülük bilmedikleri ve aciz oldukları için şeytanın bile aklına gelmeyecek işkenceler mi yapıyoruz yoksa her türlü ihtiyaçları ile ilgilenerek onlara kendimize yakın bir dost mu kılıyoruz? Bu insanın kendisine kalmış bir seçim. Peki şimdi hangisini seçeceğiz? Oyuncak gibi satın alınarak sevgililere hediye edilen yavru can dostlarının büyüdükleri için sokağa atıldığını ve hamilelik gibi geçersiz gerekçelerle terk edildiklerini açıklayan Çeşme Alaçatı Doğa ve Hayvanseverler Derneği (ÇESAL) Başkanı Solmaz Örücü, “Hiçbir denetime tabii olmayan hayvanlarımızı bilinçsizce satan ve satın alan sonra bakamayıp sokağa atan insanlar var. Barınaklara yeterli bütçe ve personel sağlayamayan belediyeler ve hayvanlara eziyet etmekten zevk alan bir takim kendini bilmezler ise cabası. Çeşme’de de ne sokak hayvanlarının yaşam şartları ne de sokaklarda durum daha farklı değil” dedi.
DESTEK ÇAĞRISI
ÇESAL’ın 2015 yılında yapmayı hedeflediği çalışmaların en önemlilerinden birinin bakıma muhtaç hayvanlar için bir bakım ve rehabilitasyon merkezi kurmak olduğunu söyleyen Örücü, “Ameliyat sonrası bakımı yapılması gereken, felçli olduğu için yuva bulamayan ya da engelli olduğu için yuva bulması zaman alan hayvanlarımızı nerede tutacağımızı bilemiyoruz. Devamlı geçici çözümler üretmeye çalışıyoruz ancak bu yeterli olmuyor. Bu tip hayvanların barınağa ya da sokaklara geri dönmemesi için özel çaba sarf ediyoruz. Bu nedenle sponsorlarımızdan ve sizlerden alacağımız destekle en kısa zamanda bu projeyi hayata geçirmeyi planlıyoruz. Lütfen desteklerinizi can dostlarımızdan esirgemeyin” açıklamasını yaptı.
GELİR İÇİN ETKİNLİK
Örücü, sahiplendirdikleri tüm köpeklerin takibini de yapmakla birlikte yurtdışı sahiplendirmelerini İsviçre ve Amsterdam’daki derneklerle ortaklaşa yürüttüklerini açıklayarak, son birkaç yıldır yaklaşık yüz can dostunu Avrupa’daki çeşitli şehirlerde yuvalandırdıklarını söyledi. Takiplerin yurtdışı gönüllüleri tarafından yapıldığı ifade eden Örücü, “Yardım toplamak için düzenlediğimiz etkinliklerden kazandığımız gelirler yetersiz kalıyor. Tamamen bağışlarla yaşayan bir derneğiz ve hiç bir devlet kurumundan bir maddi desteğimiz yok. Bu nedenle her fırsatta etkinlik, stant açma, ürün satma, yemek organizasyonu gibi faaliyetleri de elimizden geldiğince gelir elde etmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
FARKINDALIK KAMPANYASI
Sadece Çeşme’de değil ülke genelinde sahipsiz hayvanlarla ilgili kapsamlı bir bilinçlendirme çalışması yapılması gerektiğini belirten Örücü, şunları söyledi: “Bu nedenle de bir ‘Farkındalık Kampanyası’ hazırladık. Satın Alma Sahiplen, Bir Kap Su Bir Kap Yemek ve Beni Terk Etme başlıklı 3 ana tema oluşturduk. Her tema etrafında kısa videolar, Çeşme Belediyesi ile ortak billboardlar ve sosyal medya paylaşımları hazırlandı. Tamamen gönüllü bir ekip ile hazırlanan videolara ünlülerden de destek geldi. Bergüzar Korel, Hülya Korel, Özcan Deniz, Metin Akdülger, Funda Eryiğit, Hatice Şendil, Melike İpek Yalova ve Neslihan Yeşilyurt, diğer hayvan sever vatandaşlarımızın yanı sıra gönüllü olarak yer aldı. Bu videoları https://www.youtube.com/channel/UCyRnjIRm_b-EF-tkZVkvVCg/videos linkinden görebilirsiniz.”
GELİRLER YETERLİ DEĞİL
Her yıl Çeşme’nin dolu olduğu yaz aylarında farklı mekanlarda etkinlikler yaparak bağış toplamaya çalıştıklarını söyleyen Örücü, “Geçen sene ve bu sene Tolga Bilgin Quartet ile yemekli Jazz geceleri düzenledik. Kapari Otel’de kokteyl, Arkas Çeşme Yelken’de Kermes, Bazen Alaçatı’da çocuk şenliği gibi farklı etkinliklerimiz oldu. Hakkımızda haber yaparak bizi gündeme taşıyan gazeteci arkadaşlarımıza ve CNN’de yaptığımız çalışmalarla ilgili çekim yapan Güven İslamoğlu’na çok teşekkür ediyorum. Dernek olarak en büyük masrafımız klinik giderleri oluyor. Gözlerimizin içine masum ve cana yakın gözlerle bakan yaralı ve hasta hiçbir can dostumuzu görmezlikten gelme şansımız yok. Veterinerler her ne kadar bize özel fiyat uygulasa da borçlarımız sürekli artıyor ve gelen bağışlar kesinlikle yeterli olmuyor” şeklinde konuştu.
200 BİN TL BORÇ
Örücü, yeterli gelire sahip olamadıkları için ‘ÇESAL Kliniği’ açmak gibi bir proje hazırladıklarını açıklayarak, “7/24 hizmet verecek, sahipsiz hayvanların ücretsiz bakılacağı, kendi veterinerlerimizin hizmet vereceği ve hastalar için karantina bölümü ve pansiyonu olan bir yer yapmak için gerekli kaynağı yaratmaya uğraşıyoruz. Şu an 3 maaşlı personelimiz ve bir dernek arabamız bulunuyor. Aylık kira, maaşlar, mama masrafı, klinik, benzin, ilaçlar, iç dış parazit ilaçları ve diğer masraflar 20 bin lira civarında. Ayrıca çalıştığımız kliniklere de birikmiş 200 bin civarında borcumuz var. Merkezin sürekli ihtiyacı oluyor. Çit, konteyner, ısıtıcı, battaniye, kulübe, hayvanların şartlarını iyileştirmek için bir sürü gerekli şey var ama yetişemiyoruz. Kişisel bağışlara da kurumsal bağışlara da çok ihtiyacımız var. Aylık sürekli gelebilecek, mama firmalarından bağış, malzeme, ilaç bağışı ve bunun dışında düzenli para bağışı da bizim için çok önemli” dedi.
KEDİ EVİ PROJESİ
Hazırladıkları projelerin hayata geçirilebilmesi için tüm toplumun tamamının aynı bilinçle hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Örücü, “2013 yılında kurucu üyelerimizden Aytül Kayserili’nin başlattığı kampanya ve yine üyelerimizden Haytap İzmir Temsilcisi Esin Önder’in de destekleri ile 2014 yılı başında Çeşme Belediyesi deneme amaçlı 2 adet kedi evi yapılmasını onayladı. Yıldızburnu ve Şifne’ye yapılan bu kedi evleri sayesinde kediler toplu halde bulunduğundan kısırlaştırma için yakalanmaları kolaylaştı. Hasta kedilerin tespiti daha kolay oldu ve gerek derneğimizce gerekse kedi severler tarafından tedavileri yaptırılabildi. Civardaki hayvan sever esnaf sahip çıkarak ellerinden gelen desteği sağladıkları için beslenmeleri de düzenli hale gelebildi” açıklamasını yaptı.
ÖRNEK TEŞKİL EDİYOR
Yapılan kedi evlerinin yerli ve özellikle yabancı turistlerden büyük takdir topladığını belirten Örücü, “ Turistler Yunan Adaları ile mukayese ederek bizlere mama alarak ve bağış yaparak destek verdiler.
Bu proje ayrıca belediyemizin imajını pozitif yönde arttıran bir girişim oldu. Bazı mahallelerde kedi besleyenle, beslenmesine karşı çıkanlar belediyeye ait bu evler sayesinde itiraz edemez olup zaman içinde onlar da durumu kabullenerek destek vermeseler bile köstek olmamaya başladılar. Sadece otomatik su kabı eksiği olan bu evlerin tüm mahallelere yayılmasını ve sayılarının en az bir tane olmasını talep ediyoruz. Diğer il ve ilçelerde çokça örneğini gördüğümüz kedi evlerinin besleme ve bakımlarını belediyeden talep dahi etmeden ÇESAL olarak üstlendik” diye konuştu. Kurulduğu günden bugüne sayısız can dostunun hayatını kurtararak tedavilerini yaptıran ve birçok alanda ihtiyaçlarını karşılayan ÇESAL’a İzmir – Çeşme Şubesi TR22 0006 7010 0000 0042 3304 05 nolu hesap numarasını üzerinden yardımda bulunabilirsiniz.
HAYVAN HAKLARI BİLDİRGESİ
15 Ekim 1978'de Paris UNESCO evinde ilan edilen Hayvan Hakları Evrensel Bildirisi
1. Bütün hayvanlar yaşam önünde eşit doğarlar ve aynı var olma hakkına sahiptirler.
2. Bütün hayvanlar saygı görme hakkına sahiptir. Bir hayvan türü olan insan öbür hayvanları yok edemez. Bu hakkı çiğneyerek onları sömüremez. Bilgilerini hayvanların hizmetine sunmakla görevlidir. Bütün hayvanların insanca gözetilme, bakılma ve korunma hakları vardır.
3. Hiçbir hayvana kötü davranılamaz, acımasız ve zalimce eylem yapılamaz. Bir hayvanın öldürülmesi zorunlu olursa, bu bir anda, acı çektirmeden ve korkutmadan yapılmalıdır.
4. Yabani türden olan bütün hayvanlar, kendi özel doğal çevrelerinde karada, havada ve suda yaşama ve üretme hakkına sahiptir. Eğitim amaçlı olsa bile özgürlükten yoksun kılmanın her çeşidi bu hakka aykırıdır.
5. Geleneksel olarak insanların çevresinde yaşayan bir türden olan bütün hayvanlar uyumlu bir biçimde türüne özgü yaşam koşulları ve özgürlük içinde yaşama ve üreme hakkına sahiptir.
6. İnsanların yanlarına aldıkları bütün hayvanlar doğal ömür uzunluklarına uygun sürece yaşama hakkına sahiptir. Bir hayvanı terk etmek acımasız ve aşağılık bir davranıştır.
7. Bütün çalışan hayvanlar iş süresi ve yoğunluğunun sınırlandırılması ve güçlerini artırıcı bir beslenme ve dinlenme hakkına sahiptir.
8. Hayvanlara fiziki ya da psikolojik bir acı çektiren deneyler yapmak hayvan haklarına aykırıdır. Tıbbi, bilimsel, ticari ve başkaca biçimlerdeki her türlü deneyler için de durum böyledir.
9. Hayvan beslenmek için yetiştirilmişse de bakılmalı, barındırılmalı, taşınmalı, ölümü de acı çektirmeden ve korkutmadan olmalıdır.
10. Hayvanlardan insanların eğlencesi olsun diye yararlanılamaz, hayvanların seyrettirilmesi ve hayvanlardan yararlanılan gösteriler hayvan onuruna aykırıdır.
11. Zorunluluk olmaksızın bir hayvanın öldürülmesi yaşama karşı suçtur.
12. Çok sayıda yabani hayvanın öldürülmesi demek olan her davranış bir soykırım, yani bir suçtur.
13. Hayvan ölümüne de saygı göstermek gerekir. Hayvanın öldürüldüğü şiddet sahneleri sinema ve televizyonda yasaklanmalıdır.
14. Hayvanları koruma ve savunma kuralları, hükümet düzeyinde temsil olunmalıdır. Hayvan hakları da insan hakları gibi yasayla korunmalıdır.
Haber Merkezi