Hazır giyimde tehlike çanları

Hazır giyim sektöründe yaşanan sorunlar sebebiyle sektörde faaliyet gösteren firmaların küçülmeye gittiğini belirten Sertbaş, “İstihdam ile ilgili gelişmelerin 2024 yılının ilk 6 ayında çok parlak olacağını düşünmüyoruz” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 28.12.2023 08:40
  • Güncelleme Tarihi : 28.12.2023 05:40
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Hazır giyimde tehlike çanları

KEMAL ÖZKURT/ÖZEL HABER

Dünya genelinde yaşanan ekonomik sorunlar, savaşlar ve ülkemizde yaşanan yüksek enflasyon tekstil sektörü için ciddi tehditler oluşturmaya başladı. Rakamlar her geçen gün geriye giderken son paylaşılan verilere göre; Türkiye’de tekstil ve ham maddeleri ihracatında 2023 Ocak-Eylül ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11,7 oranında düşüş yaşandı. 2022 yılında 9,9 milyar dolar olan ihracat rakamı ise 2023 yılında 8,7 milyar dolara geriledi. 2023 yılının Eylül ayında ise yüzde 8,5 oranında azalarak 1,1 milyar dolar değerinde gerçekleşti. Sektörde yaşanan sorunlar sebebiyle firmaların küçülmeye giderek işçi çıkarmayı başladıklarını belirten Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, “İstihdam ile ilgili gelişmelerin 2024 yılının ilk 6 ayının da çok parlak olmayacağını düşünüyoruz” dedi.

2024 YILI PARLAK GEÇMEYECEK

Moda endüstrisi olarak Ege Bölgesi’nin 2023 yılında hedeflerinin uzağında kaldığına dikkat çeken Sertbaş, “Sektörde 2022 yılına göre, savaşlar, Avrupa’nın resesyonu ve döviz kurunun enflasyon kadar artmaması sıkıntıları yaşandı. TL girdisi en fazla olan sektörüz ama kurların enflasyon kadar artmamasından en çok biz etkileniyoruz. 2023’ü beklediğimizden kötü kapatıyoruz. Hazır giyim sektörü 2023 yılı hedeflerinden yüzde 15 geride bitirecek. Talep azalması, kapasite daralması, deprem bölgesinde yaşanan göç ve EYT nedeniyle firmalar uzun süredir işçi çıkarıyor. Şu an 120 bin civarında olan istihdam kaybı bu hızla giderse 200 bine kadar yükselebilir. İstihdam ile ilgili gelişmelerin 2024 yılının ilk 6 ayının da çok parlak olmayacağını öngörüyoruz. 2024 seçimlerine kadar pek bir şey değişeceğini düşünmüyorum ancak ana pazarımız Avrupa olduğu için Avrupa ile ilgili umudumuz var. 2024’ün üçüncü çeyreğinde Avrupa hareketlenmeye başlayacaktır” açıklamasında bulundu.  

İZMİR’DE İŞTEN ÇIKARMALAR ÇOK DEĞİL

Sektördeki daralma sebebiyle İzmir’de çok fazla işten çıkarmaların yaşanmadığını söyleyen Sertbaş, “Türkiye’de 2023 yılında 120 bin kişi doğu ve güneydoğuda çok yoğun olmak üzere işten çıkışlar söz konusu. İzmir’de ise dramatik rakamlar söz konusu değil. Fason tedarikçi çalışanlarda belki işten çıkışlar olabilir. Piyasa hareketli olmadığı için bu çıkışların farkında olmayabiliriz. Asgari ücretin artışına göre 200 bin kişiyi bulacaktır diye düşünüyorum. Bu durum sürdürebilir değil. Sanayileşmemiz gerekiyor. İş gücü ve üretim gerekiyor. Göç edenlerimiz var onlara iş imkânı sağlamamız lazım bu da üretimle olur. Hazır giyim vazgeçilmez bir sektör. İnsan gücümüzle, alt yapımızla, performansımızla hazır giyim sektörü sürdürmeliyiz” dedi. 

DÖVİZ ARTIŞI BİZE NEFES ALDIRIR

Tekstil sektörünün daha fazla zarar görmemesi için döviz kurlarında artış yaşanması gerektiğini ifade eden Sertbaş, “Öncelikle hazır giyimin mal satabilmesi için en büyük pazar olan Avrupa’nın iştahlı ve hareketli olması lazım ancak o iştahı görmüyoruz. Avrupa alımları olmadığı için satışlarımız düştü. İlk 6 ay zarar etmemek adına kendimizi koruyacağız. Zarar etmeden ya da az zarar ederek müşterilerimizi kaybetmemeye çalışacağız. Seçimlerin ardından kurların bir nebze artacağını düşünüyorum. Bu bize biraz destek verecektir. Üçüncü çeyrekte Avrupa’nın hareketlenmesiyle normale döneriz diye düşünüyorum. Asgari ücret de çok önemli ve açıklanacak rakamı merakla bekliyoruz. Hazır giyim sektörünün yüzde 40 maliyeti işçiliğe dayanıyor. Döviz sabit olduğu sürece asgari ücretteki her türlü artış rakiplerimizden bizi olumsuz yönde ayrıştırıyor. Enflasyon da ortada, alım gücü ortada. Asgari ücretin tatbiki yeteri kadar artıyor olması lazım ancak o oranda da döviz artışı olursa bizler daha rahat oluruz. Euro 40 TL olursa ancak kendimizi toparlarız. Kur artışı enflasyonu direkt etkileyen bir problem ama kuru artıramıyorsak istihdam üzerindeki yüklerin azaltılarak ya da teşvikler verilerek bu süreç aşılabilir” şeklinde konuştu. 

Yazarımız Kim ?

HABER MERKEZİ