Sayfa Yükleniyor...
İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Prof.Dr. Süleyman Kaynak, Türkiye’deki tıp fakültelerinin eğitim sistemini değerlendirerek, hekim kalitesinin giderek düştüğünü öne sürdü
BURCU YANAR - ÖZEL HABER
Değişen sağlık politikaları, yarım kapasite ile açılan hastaneler, sağlıkta şiddet, 5 dakikada bir muayene, tıp fakültelerine öğrencilerin adeta depolanması, hekimlerin artan iş yükü derken ‘Kalitesiz hekimlere mi emanet ediliyoruz?’ kaygısı her geçen gün artıyor. İzmir Tınaztepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Süleyman Kaynak, tıp eğitiminde kalitesizliğe yer olmadığını belirterek, neden kalitesiz hekim sayısının arttığına değindi.
NÜFUSA GÖRE TIP FAKÜLTESİ SAYISI FAZLA
Türkiye’de şu anda açık olan 126 tane tıp fakültesi olduğuna dikkat çeken Prof.Dr. Kaynak, dünyada nüfus sayısına göre en fazla tıp fakültesi bulunan 5. ülke olduğumuza ifade ederek buna rağmen kalitesiz hekim sayısının her geçen gün arttığını söyledi. Tıp fakültelerinin bünyesinde birden fazla eğitim modeli olduğunu belirten Prof.Dr. Kaynak, “Bu okulların 79 tanesi devlet üniversitesi, 32 tanesi de vakıf üniversitesine bağlı. Bunun yanı sıra Sağlık Bakanlığının hastaneleri de Sağlık Bilimleri Üniversitesi başlığı altında ve Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK) dışında bir modelle çalışmakta. YÖK bünyesinde Türkiye dışında da bazı tıp fakülteleri kurulmuş durumda. Bunların hepsine öğrenci alınıyor” açıklamasında bulundu.
126 adet tıp fakültesinin Türkiye için çok yüksek bir rakam olduğuna da dikkat çeken Prof.Dr. Kaynak, “Çünkü tıp fakültesi sayısı olarak Türkiye, dünyada beşinci sırada yer alıyor ve nüfusuna oranla dünyada en fazla tıp fakültesine sahip ülke durumundayız. Yaklaşık olarak Türkiye’de her 680 bin kişiye bir tıp fakültesi düşüyor. Dünyada böyle bir şey yok. Tıp fakültesi sayısı olarak bizim önümüzde 4 tane ülke var. Bunlar Hindistan, Brezilya, Çin ve Amerika Birleşik Devletleri’dir. Bunların içerisinde bize en yakın nüfusu olan Brezilya’nın 212 milyon nüfusu var. Bizim ise sığınmacılarla birlikte sayarsak 90 milyon nüfusumuz var diyelim. Bu rakamlarla 126 tıp fakültesi Türkiye için çok yüksektir” ifadelerine yer verdi.
126 TIP FAKÜLTESİNDEN 38’İ AKREDİTE
“2019 yılında bu fakültelerden 117 tanesine öğrenci alındı” diyen Prof.Dr. Kaynak, “Tıp Eğitimi Programlarını Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (TEBDAD) bir tıp fakültesinin yeterli eğitim verebilecek kapasiteye ve özelliklere sahip olup olmadığı konusunda bir denetim sistemidir. Bu denetim sistemine göre Türkiye’deki tıp fakültelerinden sadece 38 tanesinin mezuniyet öncesi eğitim programı akreditedir. Geri kalanların ise tıp eğitimi açısından hangi standarda göre eğitim verdikleri belli değildir. Son 15 yıl içerisinde yaklaşık 70’e yakın yeni tıp fakültesi oluşturulmuştur. Bunların hemen hemen tümü akreditasyon dışı eğitim sistemine sahiptir. Akreditasyon; gerek öğretim üyesi sayısı, gerek disiplinler içerisindeki öğretim üyesi dağılımı, gerek altyapı eğitim programları, öğrenci başına düşen öğretim üyesi, kitap, kadavra, laboratuvar sayısı gibi yüzlerce kritere bakılarak verilen bir unsurdur. Dolayısıyla bu bir kalite belirticidir” dedi.
170 BİN CİVARI AKTİF HEKİM
Tıp fakültelerinin yıllık kontenjanından da bahseden Prof. Dr. Kaynak, 2020-2021 yıllarında 16 bin 448 kontenjan açıldığının altını çizdi. 2022 yılında sayının 18 bine yaklaştığını da söyleyen Kaynak, “Türkiye’de şu anda yaklaşık olarak 170 bin civarı aktif hekimlik yapan insan var. Bunun 3’te 2’lik bir kısmı kamu sektöründe çalışıyor. Geri kalanı da farklı yerlerde görev yapmaktadır. Bu rakamlar her sene yüzde 10 oranında artıyor. Ancak artmadığını ve önümüzdeki 10 sene boyunca aynı rakamda tıp fakültesi öğrencisi aldığımızı varsayarsak 10 yıllık süre içerisinde hekim sayısı ikiye katlanacak. Ancak bu hekimlerin önemli bir kısmı aslında çok yetersiz ve akredite olmayan tıp fakültelerinden mezun olup ellerine birer diploma verilen insanlar olacaklar” diye konuştu.
HEKİM KALİTESİZLİĞİ TARTIŞILAMAZ
Kaliteli ve eğitimli eleman yetiştirmenin her meslekte çok önemli olduğunu ancak tıpta insan yaşamına etki ettiğini vurgulayan Prof.Dr. Kaynak, “Her meslekte ve profesyonel alanda kalite çok önemlidir ancak tıp fakültesi mezunlarının kalitesizliği konuşulacak bir konu değildir. Tıp fakültelerinin çalıştığı malzeme insandır. Bu mezunların eğitim yetersizliğinden kaynaklanan bir hatanın karşılığı çok ağır olabilir. Dolayısıyla tıpta kaliteyi gözden çıkartmanın karşılığı insan canıdır” dedi.
Haber Merkezi