Sayfa Yükleniyor...
Bitpazarları, ikinci el kıyafetlerin satıldığı internet siteleri ve birçok kişinin aynı kıyafeti denediği mağaza kabinleri… Sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın gündemine oturan salgın hastalıklar gün be gün etkisini hissettirirken, bilinçsizce üzerimize geçirdiğimiz kıyafetler tehlike yaratıyor
SULTAN GÜMÜŞ - ÖZEL HABER
Türkiye’de ortaya çıkan uyuz vakalarının ardından birçok farklı ses yükselmeye başladı. Kimi zor şartlar altında yaşamını idame ettiren Suriyeli mültecilerden kaynaklandığını savunarak mültecileri hedef haline getiriyor, kimi ilaç ve sağlık sektöründe yaşanan eksikliği dile getiriyor, kimi de günümüz dünyasında zaten öngörülebilecek bir durum olduğunu kaydediyor. Fakat şu an uzmanların merkezinde olayın farklı bir yüzü var. Bitpazarlarını, ikinci el kıyafetlerin satıldığı internet sitelerini ve birçok kişinin aynı kıyafeti denediği mağaza kabinlerinin meydana getirdiği sağlık sorunlarını ele alan Türk Sağlık-Sen İzmir Şube Başkanı Barış Koçak, parazitle enfekte olmuş olan kıyafetlerin veya çarşafların bulaştırıcı olabileceğine dair düşüncelerin olduğunu gündeme getirdi.
SAYILARI CİDDİ ORANLARA ULAŞMIŞ
“Evet, sayıları ciddi oranlara ulaşmış uyuz vakalarından bahsediliyor” diyerek sözlerine başlayan Başkan Koçak, “Bunun en büyük yayılma yolu da kişisel hijyen kurallarına dikkat edilmemesi. Genelde böyle bir salgın da alışveriş merkezlerinde, insanların bilinçsizce kıyafet giyip çıkarmasıyla ya da çok fazla sirkülasyonun olmasıyla daha hızlı yayılıyor. Tüketici sağlığıyla alakalı ciddi bir çalışmanın yapılması gerekiyor. Bunların belli bir standardının olması lazım. Diyelim bir parfüm alıyorsunuz, parfüm jelatin içindedir. Onu ilk defa siz açarsınız ve açtığınız zaman bir daha geri iadesi de olmaz. Kıyafetlerin satışı da böyle olmalı. Vatandaş olabildiğince bu tür denemelerden, güvenmedikleri yerlerden kaçınmalı. Gözle görülebilen bir şey de olmadığı için çok dikkatli olmaları lazım” sözlerini kullandı.
KLİNİK PRATİKTE BİR ARTIŞ VAR
Büyük oranda birebir insan temasıyla bulaşan ve en belirgin özelliği kaşıntı olan uyuz hastalığının sayısının arttırdığını bir kez daha vurgulayan Koçak, “Gerçekten son zamanlarda uyuz hastalığında artışa dair bize de bilgiler geliyor. Ben kendim de her zamankine göre daha fazla uyuz hastalığı görüyorum. Ve çevrede çalışan, bulunduğu yere göre değişmekle beraber dermatolog arkadaşlarımız günde değişik oranlarda artıştan bahsediyor. Ama tabii Türkiye çapında genel artışın ne boyutta olduğunu veriler birikmedikçe söylemek mümkün değil. Ama klinik pratikte bir artış var gerçekten” diye konuştu. Mağazalarda denenen kıyafetler yoluyla bile bu hastalığın bulaşma ihtimali olduğunu vurgulayan Koçak, “Uyuz hastalığı bir parazitsel hastalık. Bulaşma şekli birebir insan teması ile oluyor. Elbette kıyafet, çarşaf gibi şeylerin de bulaşmada önemi var. Ancak hiçbir zaman bu birebir insan teması kadar etkili değil. Ortalama olarak kabul edilen şey 15-20 dakika yakın temas. Beraber uyumak, el ele tutuşmak olabilir” dedi.
HİÇBİR ZAMAN ‘YOK’ DİYEMEYİZ
Parazitle enfekte olmuş olan kıyafetlerin veya çarşafların bulaştırıcı olabileceğine dair düşüncelerin olduğunu söyleyen Koçak, şöyle devam etti: “Fakat ‘mutlaka olacaktır’ diye bir şey yok. Ama elbette dikkat etmekte fayda var. Çünkü kıyafet değişimlerinde 15-20 dakikalık bireysel temas söz konusu olmuyor ancak parazitle çok enfekte olmuş bir kıyafet olması lazım. Sizin vücudunuzun onu o anda alabiliyor olması lazım. Yani olasılık düşük de olsa, hiçbir zaman yok diyemeyiz. Özellikle okul, kışla gibi toplu yaşanılan alanlarda ve bunun dışında ortak paylaşımlarda dikkat etmek lazım. Özellikle kıyafet, yatak gibi paylaşımlarda bulunmamak gerekir. Bunun dışında işin açıkçası alınabilecek pek özel önlem yok. Bulaşmada birey temas durumu söz konusu, bunu bilemeyiz.”
DOKTORA BAŞVURMALARI GEREKİYOR
Bu hastalığa yakalanan bireylerin doktora başvurması gerektiğini anlatan Koçak, “En önemli belirtisi kaşıntıdır. Kaşıntının giderek şiddetlenmesi söz konusudur ve kaşıntının özellikle gece uykuda ve sıcak ortamlarda artması çok çarpıcıdır. Aile içinde bireylerde ya da yakın temasta bulunan kişilerde yine benzer tarzda kaşıntının olması uyarıcı olabilir. Bunun dışında başlıca el bilekleri, parmak aralarında birtakım su kabarcıkları şeklinde belirtiler görülebilir. Kaşıntının genital bölge, karın, göğüs bölgelerinde artması çarpıcı özellikleridir. Bu durumda vatandaşlarımızın bir dermatolog veya aile hekimine başvurmalarını önemle tavsiye ediyoruz” açıklamasında bulundu.
SADECE KAŞINAN YERLERİN DEĞİL!
Yanlış ya da eksik uygulanan tedavinin de uyuz hastalığındaki artışa neden olduğunu ifade eden Koçak, “Tedavinin doğru yapılması çok önemli. Özellikle son zamanlarda uyuzun bu kadar artmasında, yanlış tedavi yöntemlerinin uygulanmasının da etkili olduğunu düşünüyoruz. Doğru yapılmama, bir de aile içinde birinde olduğunda herkese tedavi uygulanması gerektiğini düşünüyoruz. Bu durum artışta önemli bir rol oynadı. Tedavi doğru yapılmadığında o kişi hastalığı taşımaya ve yaymaya devam ediyor. Hastalık sayısındaki artışın tedavi edilemeyen kişilerin sayısının artmasıyla da bağlantılı olabileceğini düşünüyoruz. Mesela şu çok önemli, hastalığı almış olan kişinin kaşıntı olmasa bile tüm vücudunun tedavi edilmesi gerekir. Sadece kaşınan yerlerin değil” şeklinde konuştu.
KUTU KUTUUUUU
ECZACILAR ODASINDAN DA UYARI GELDİ
Türk Eczacılar Birliği 3. Bölge İzmir Eczacı Odası ise şöyle bir yazılı uyarıda bulundu:
-Çarşaflar, giysiler, havlular yüksek sıcaklıkta yıkanmalı ve ütülenmelidir.
-Parazit vücut dışında, eşyalar üzerinde 2-3 gün yaşayabildiğinden yıkanamayan malzemeler plastik poşetlerde ağzı kapalı olarak en az 72 saat bekletilmelidir.
-Ev iyice temizlenmeli ve elektrik süpürgesi ile süpürülmelidir.
-Tedavi sonrasında belirtiler 2-4 hafta daha devam edebilmektedir. Tedavi bittikten sonra kaşıntınız 4 haftadan daha uzun sürerse veya cildinizde yeni döküntüler görürseniz doktorunuza başvurunuz.
-Kaşınma nedeniyle döküntülerde iltihaplanma ve deri altı dokusu iltihabı (selülitis) oluşursa doktorunuza başvurunuz.
Haber Merkezi