- Gündem
- 26.06.2025 00:40
Açlık grevinin 106ncı gününde ölüm orucuna gireceğini duyuran Mahir Kılıçı, ailesi ve dostları bu kararından vazgeçirdi. Ölüm orucu kararını ertelediğini açıklayan Kılıç, Ben ölmek değil yaşamak istiyorum dedi
E. ÇAĞLA GENİŞ - ÖZEL HABER
İzmir Büyükşehir Belediyesinin işten çıkardığı 258 işçiden biri olan Mahir Kılıç, açlık grevi eyleminin 106ncı gününde (dün) ölüm orucuna gireceğini duyurmuştu. Su, şeker, tuz ve B1 vitamini takviyesini keseceğini açıklayan Kılıçı; çevresinde bulunan dostları, eşi ve 9 yaşındaki kızı kararından geri döndürmek için uğraştı. Kılıç ise, Kızım benden bir şey istediğinde ona param yok dediğimde ben zaten her gün ölüyorum dedi. Arkadaşlarının ölümü ya da sakat kalması üzerinden bir iş talepleri olmadığını belirten işçiler, Kılıçı ikna etmeyi başararak ölüm orucu kararından vazgeçirdi. Kılıç, yaşadığı mağduriyet nedeniyle açlık grevini ölüm orucuna çevirmek zorunda kaldığını ancak ailesi ve dostlarının ikna çabaları sonucu bu kararını ertelediğini açıkladı.
DİSK GENEL BAŞKANI DEVREDE
Öte yandan işe geri alınma talebiyle 106 gündür açlık grevinde olan Kılıç için DİSK Genel Başkanı Kani Beko devreye girdi. Konuyla ilgilenmesi için DİSKe bağlı Genel-İş Sendikası 3 Nolu Şube Başkanı Cafer Koncayı görevlendirdi. Açlık grevini aynı direnç ve kararlılıkla sürdüreceğini dile getiren Kılıç, Ölüm orucuna başlamaya karar vermiştim ama dostlarım ve ailem bu kararıma tepki gösterdi. Birçok insan benim ne yaşadığımı bilmiyor. Her gün ölüyorum ama kimse halimi sormuyor. Beni ölüm orucu kararımdan vazgeçiren sebep DİSK Genel Başkanı Kani Bekonun konuyla ilgilenmesi olmadı. Başta kızım, eşim, birlikte direndiğim ve ilk günden beri bana destek olan dostlarım ölüm orucu kararımı tekrar gözden geçirmeme neden oldu. Onları düşünerek ölüm orucu kararımı erteledim. Açlık grevi direnişimi ise aynı kararlılık ve dirençle sürdüreceğim dedi.
YAŞAMAK İSTİYORUM
İşi elinden alındığı için ailesine bakamayacak durumda olan Kılıç, İnsanlar bunu çok kolay ve ani bir karar olarak nitelendirebilir. Tam 106 gündür işimize geri dönmek için yağmur, çamur, soğuk demeden sesimizi duyurmaya çalıştık, bizlere uzanacak yardım eli aradık. Ne acıdır ki bu el bize asla uzanmadı. Tam 5 ay oldu işimden atılalı, tek bir kuruş gelirim yok. Bu 5 ay içinde kimse bu insanın çocuğu ne yer ne içer, hamile eşi nasıl beslenir, kirasını elektriğini suyunu nasıl öder demedi. Herkes şunu çok iyi bilsin ki ben ölmek değil yaşamak istiyorum. Ama aileme bakamıyorsam, kızımın isteklerini karşılayamıyorsam bu benim onuruma dokunuyor. Kızıma istediklerini alamadığımda zaten her gün ölüyorum. Eşim, kızım, eşimin karnındaki çocuğum ne yiyoruz ne içiyoruz kimse sormuyor bize ifadelerini kullandı.
VİCDANİ BİR ADIM BEKLİYORLAR
Bugüne kadar açlık grevi yapan arkadaşlarının yanlarında olduklarını ancak ölüm orucu kararını desteklemediklerini belirten Barış Kaya ise şunları söyledi: Ben de işten atılan biriyim. 12 sene boyunca engelli kadrosunda çalıştım. Beni işten çıkartırlarken de hiçbir gerekçe göstermediler. Arkadaşımızın sakat kalmasını ya da ölmesini istemiyoruz. 17 kilo kaybetti şimdiye kadar. Sürekli doktor kontrolü altında; yalnızca şekerli su, tuz ve b1 vitamini alıyor. Bazen çok bulantısı oluyor. Bazı günler çok mide ağrıları oluyor. Sabahları ana girişin önünde duruyoruz. Hepsi biliyor burada böyle bir şey olduğunu. Ona rağmen hiçbir insani ve vicdani adım atmış değiller. Mahir arkadaşımız ölüm orucuna başlamaya karar vermişti. Bizler bu kararı desteklemedik. Onu bu kararından vazgeçirmeye çalıştık. Çünkü başlarsa en iyi ihtimalle bir hafta içinde ölmesi, müdahale edilirse sakat kalması anlamına geliyordu. Onu sıkıştıran şartları da anlıyoruz. Bir kızı var okula gidiyor, eşi hamile. Bu şartlar zorluyor onu biliyoruz ama biz arkadaşımızın ölmesini istemiyoruz. Tek talebimiz işimizi istiyoruz.
İKİ KEZ KILIÇDAROĞLU İLE GÖRÜŞTÜ
Konak Meydanında eylem yapan işçilerden Elif Seher Esen ise, En kutsal olan emeğimizin, ekmeğimizin karşılığını istemek için Mahirle birlikte yola çıktık. Ancak ölüm orucu kararını kesinlikle onaylamadık. 25 yıldır bu belediyede çalışan arkadaşlarımızı işten çıkardılar. Aziz Kocaoğlu ve bürokratları dahil hiç bu sınırlardan geçmemişken onlar burada emek veriyordu. Direk alıp kapının önüne koydular. İki defa Ankaraya Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmeye gittik. Bizi sadece dinledi. Haklısınız ya da haksızsınız gibi bir şey demedi. Durumu izah ettik. Adalet bu mu? O kadar Adalet Yürüyüşü yaptılar Yanlış giden bir şey var ve bu yanlıştan dönmek gerekiyor diye konuştu.