- Gündem
- 03.05.2025 21:41
Geride kalan yıl en fazla kadın cinayeti işlenen ikinci kent olan İzmir’de şiddetten kaçış da çalacak kapı bulamıyor... Nüfusu 100 bini geçen 5 büyük ilçesinde sığınma evi bulunmayan kentte şiddetsiz hayata ilk adım için toplamda sadece 7 çatı var!
ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL GENİŞ
Kadın cinayetleri, Türkiye’nin son yıllardaki en önemli toplumsal sorunlarının başında geliyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun 2020 yılı raporu da, bu şiddetin vardığı korkunç boyutu gözler önüne seriyor. Rapora göre, 2020 yılında 300 kadın erkekler tarafından katledildi, 171 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. Kadın cinayetlerinde 42 ölümle İstanbul ilk sırayı alırken, en fazla kadın cinayeti işlenen ikinci şehir ise İzmir oldu. 2020 yılında İzmir’de 26 kadın katledildi... Bu korkunç tablonun gölgesinde birçok kadın erkekler tarafından şiddet görmesine rağmen gidecek başka bir yeri olmadığı için şikayetçi olamıyor. Şiddetsiz hayata ilk adım olarak öne çıkan ‘sığınma evi’ konusunda da durum pek parlak görünmüyor. Nüfusu 100 binin üzerindeki her belediyenin sığınma evi açma yükümlülüğü var ancak bu sayı, kanunda yer alan maddenin öngördüğüne kıyasla oldukça az. Örneğin kadın cinayetlerinde ikinci sırada yer almasına rağmen, İzmir’de yalnızca 7 sığınma evi bulunuyor. Nüfusu 100 bini geçen Konak, Bornova, Karabağlar, Torbalı, Bergama, Çiğli ve Gaziemir belediyelerinin sığınma evi yok.
İZMİR İKİNCİ SIRADA
İzmir’in kadın cinayetlerinde ikinci sırada yer almasını değerlendiren Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Üyesi Hilal Susuz, “Rapora göre İzmir, en fazla kadın cinayeti işlenen ikinci şehir... Zaten büyükşehirlerde bu sayının hep daha fazla olduğunu örüyoruz. Biz bunu şu şekilde değerlendiriyoruz... Büyükşehirlerde modern haklarına daha çok ulaşmak isteyen kadınlar, hayatları hakkında kendileri karar almak isterken erkek şiddeti ile karşılaşıyorlar. Bu yüzden de büyükşehirlerde kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet vakalarının daha fazla olduğunu gözlemliyoruz. Kadın cinayetlerini durduracak şeyde bizim mücadelemiz olacak. İzmir mücadele eden bir şehir... Kentte şiddet var ama mücadele eden kadınlar da var. Kadınlar 6284 sayılı yasa ile İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması için mücadele ediyor” diye konuştu.
HANGİLERİNİ SAYMIYORLAR?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kadın cinayetlerinin yüzde 21 oranında düştüğüne ilişkin sözlerine yanıt veren Susuz, “Biz platform olarak, 2020 yılında 300 kadın cinayeti ve 171 şüpheli kadın ölümü olduğunu açıkladık. Bakanlık ise 266 kadının öldürüldüğünü söyledi. Bakanlığın elinde sınırsız imkan olmasına rağmen bizden daha az veri açıklıyor... Bakanlık normalde bizim verilerimizden daha fazlasını açıklamalı. Çünkü biz ulaşabildiğimiz kadarıyla 300 kadın katledildi diyoruz. O zaman bakanlık şunu da açıklasın... Hangi ölümleri kadın cinayetinden saymıyorlar? Şüpheli kadın ölümleri hakkında zaten ağızlarını dahi açmıyorlar. Kadın cinayeti tanımını bile son bir senedir kullanıyorlar. Biz platform olarak şüpheli kadın ölümlerinin de her birini aydınlatmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
EŞİTSİZLİK VAR
Kadın cinayetlerinde ikinci sırada yer alan İzmir’de toplamda 7 sığınma evi bulunmasının yetersiz olduğunu dile getiren Susuz, şunları söyledi: “İzmir, Türkiye’de en fazla kadın cinayetinin olduğu ikinci şehir. Ama 30 ilçeli bir şehirde sığıma evi sayısı 7... Burada bir eşitsizlik var. Belediyelerin belli bir sayıda sığınma evi açma zorunluluğu var ama maalesef her belediye bunu yapmıyor. Sığınma evleri, kadınları öldürülmekten ve şiddetten korur. Raporumuza göre kadınlar yüzde 60’ı evlerinde öldürüldü. Yani en güvenilir diye tanımlanan evlerinde... Birçok kadın şiddet görmesine rağmen gidecek başka bir yeri olmadığı için şikayet etme konumuna geçemiyor. Bu yüzden de sığınma evlerinin önemi kritik. Dolayısıyla belediyelerin ve hükümetin böyle yükümlülükleri var ama yapmıyorlar.”