Hesabını hepimizden soracaklar

Avrupa'ya giriş yapan 10 bin çocuğun kayıp olduğunun açıklanmasının ardından konuşan Mültecilerle Dayanışma Derneği İzmir Şube Başkanı Avukat Eda Bekçi, "Avrupa'da açıklanan rakamlar sağlıklı değil. Bu rakamlar sadece buz dağının görünen yüzü" dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 07.02.2016 09:56
  • Güncelleme Tarihi : 07.02.2016 09:56
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Hesabını hepimizden soracaklar

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN

Avrupa Polis Ofisi (Europol), Avrupa’ya giriş yapan 10 bin çocuğun kayıp olduğunu açıkladı. Mülteci sorunu ile en fazla uğraşan ülkelerin başında gelen Türkiye’de 3 milyondan fazla mülteci var.

Bunların yarısından fazlasını da kadınlar ve çocuklar oluşturuyor. Mültecilerle Dayanışma Derneği (Mülteci-Der) İzmir Şube Başkanı Av. Eda Bekçi de kayıp mülteci çocukların durumu ile açıklanan rakamların gerçek rakamları yansıtmadığını söyledi. Yola refakatsiz ve çocuk olarak çıkan mülteci çocukların varlığına işaret eden Bekçi, “Bu çocuklar Türkiye’ye ulaştıklarında yalnız olarak ulaşıyorlar. Yakın akrabaları olmadan gelen çocuklar da var. Bunun yanında ailesi ile birlikte gitmeye çalışıp da yolda birbirini kaybedenleri de görüyoruz. Çocuklar birbirlerini kaybedebildikleri gibi bambaşka nedenlerle de ailelerinden ayrılabiliyorlar. 12-15 yaş aralığında Afganistan’dan tek başına buraya gelen çocuklar bile var. Afgan çocuklarda mültecilik kanunu erken yaşlarda ailesini orada bırakıp gelmekle başlıyor” diye konuştu.

“SAĞLIKLI BİR VERİ BANKASI YOK”

Ege Denizi’nde yaşanan kazalarda Suriyeli çocukların da kaybolduğuna değinen Bekçi, “Aileler çok çocuklu aileler ve çok eşli yapıda oldukları için çok sayıda çocuk da kayboluyor. Dernek olarak en çok karşılaştığımız şey çocuklarla ilgili cenazelerini arayan aileler oluyor. İnanın dernekte bir avukatımız günlerce aileler ile birlikte morgda yakınlarını eşleştirmeye çalışıyor. Avrupa’da İtalya ve Yunanistan gibi kıyılarda Afrika’dan ve bizim tarafımızdan gelen mültecilerde hayatını kaybedenlerle ilgili sağlıklı bir veri bankası yok. Bunlar ne oluyor? Hayatını kaybettikten sonra en yakın Cumhuriyet Savcılığı Bölgesi’ne bağlı morglara kaldırılıyor. 1 ay bekledikten sonra en yakın kimsesizler mezarlığına defnediliyorlar. Belki DNA örnekleri alınıyor. Fakat bu örneklerin karşılaştırılabilmesi için onun nerede olduğunun bilinmesi gerekiyor. Mültecilerin birleştirilmiş bir veri bankası bulunmuyor. Yakınları Çeşme’den yola çıktıklarını zannediyor fakat bir bakıyorlar Seferihisar’dan ya da Ayvacık’tan da gitmiş oluyorlar. Bilinen yer ile naaşın çıktığı yer bambaşka olabiliyor” ifadelerini kullandı.

“ÇOCUKLARIN BAŞINA HER ŞEY GELEBİLİR…”

Bekçi, Avrupa’da da Türkiye’de de çok ciddi araştırılması gereken bir diğer konunun da bu kadar genç yaştaki kitlenin başına mültecilikten başka insan olmaktan kaynaklı bambaşka sorunlar da çıkabileceğinin bilinmesi gerektiğine değinerek, “Böyle insanların çoğunun insan kaçakçılığı mağduru olduğunu düşünüyoruz fakat bu suç şu bakımdan ilginçtir. Bu suçta mağdurun rızası vardır fakat hatta bu suç işlensin diye para öder. Bu suçta mağdurun rızasına bakılmadan 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası ile en çok karşılaştığımız suçtur. Kaybolan çocuklar meselesi ile ilgili olarak baktığımızda özellikle kadınlar ve çocuklar istismara çok müsait ve açık durumdadırlar. Dilini ve kültürünü hiç bilmedikleri bir ülkede hiç parası olmadan ve tamamen kaçakçıların vicdanına bırakılmış durumdalar. Bunlar pekala suç örgütlerinin ve insan ticareti yapan kişilerin eline düşebilirler. İnsan ticareti ve insan kaçakçılığı birbirine çok karıştırılıyor.  İnsan ticaretinde mağdurun rızası yoktur ve insan bedensel varlığı ile bir alışverişin ticaretin konusu olmuştur. Yani kişinin varlığı bir mal gibi alınır satılır. Dünyada bunun örneklerine baktığımızda bu konunun en fazla mağdurunun kadınlar ve çocuklar olduğunu görüyoruz. Kadınlar fuhuş ve hizmet sektörü için alınıp satılırlar. Çocuklar da satın alınarak evlat edinirler. Dilencilik ve organ mafyası ile de karşı karşıya kalabilirler. Ayrıca kadınlara yönelik fuhuş sektörü ve cinsel istismar çocuklar için de geçerlidir. Avrupa’da bunun örneklerinin olduğunu biliyoruz. Çocuk pornosu ve sapıkça suçların Avrupa’da olduğunu biliyoruz. Annesi babası ve koruma altında olan çocuklar bile bu suçlara maruz kalırken hiçbir koruması olmayan çocukların böyle suçlarla karşılaşmayacaklarını düşünmek pek sağlıklı olmaz. Hiçbir güvenlik duvarı olmayan mülteci çocuklar, bu suçlara her zaman açıktır” şeklinde konuştu.

TÜRKİYE AB’DEN DAHA İYİ

Mültecilerin İngiltere’de yemek yemek için kollarına bilezik takıldığını, Slovakya’nın Müslüman ülkelerden gelenleri mülteci yapmak istemediğini belirten Bekçi, “Herkes kafasına göre bir şeyler söylüyor. Avrupa’da çok büyük bir faşizan nefret söylemi var. Bu konuda Türkiye’yi ayrı tutuyorum. Türkiye olağanüstü sayılarda mülteci ile yüzleşmek zorunda kaldı. Olaylar var, yok değil. Türkiye Avrupa ile kıyaslandığında bize çizdiği insan haklarına saygılı, adalet ve demokrasi kavramlarının olmadığını görüyoruz. Avrupa ile kıyaslandığında Türkiye’yi öpüp başımıza koyacak hale geldik.  3 milyar avroluk anlaşma ile mültecileri sınırlardan sokmama girişimleri var. Tek istedikleri kendi düzenlerinin bozulmaması ve huzurlarının kaçmaması. Bu rakamlar sadece buzdağının sadece görünen yüzü 10 bin kişiden bir rakam verebilmeniz için önce bunların kayıp olduğuna dair bir ihbar almış olmanız lazım. Bu sadece kayıt olanlar ve kayıt edilebilenler. Türkiye’de Göç İdaresi Başkanlığı ve İç İşleri Bakanlığı bu konuda güvenlik nedeniyle tam olarak rakamları vermiyor. Türkiye’deki kayıtlı mülteci rakamları kaygan bir zeminde çünkü mültecilerden kayıtlı olanlar da Avrupa’ya geçmeye çalışıyorlar. 80 bin kayıtlı Afgan’ın Avrupa’ya geçtiğini biliyoruz. Rakamlar hiçbir yerde sağlıklı değil. Bir yandan gelenler var bir yandan gidenler var sürekli bir sirkülasyon sorunu var. Çocukların en büyük sorunu eğitim. BM rakamlarına göre Türkiye’de 400 bin eğitimden mahrum kalan çocuk mülteci olduğunu biliyoruz. Bunların izlerini on yıllar boyunca göreceğiz. Zaman geçtikçe bu çocuklar yetişkin bireyler olacaklar. Bunun hesabını da hepimizden soracaklar” diye konuştu.

Haber Merkezi