Hollandalı Yerel Yönetim Uzmanı: “Kentlerin intiharına yardımcı olur”

Kahramanmaraş merkezli depremlerde büyük bir enkaza dönen kentlerin yeniden inşasına dikkat çeken Hollanda Yerel Yönetim Uzmanı Bayraktar, “Kentleri aynı yerinde o fay hattı üzerindeki yeniden inşa etmek demek kentin intihar etmesine yardımcı olmak demektir” dedi

  • Oluşturulma Tarihi : 24.02.2023 13:15
  • Güncelleme Tarihi : 24.02.2023 13:20
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Hollandalı Yerel Yönetim Uzmanı:  “Kentlerin intiharına yardımcı olur” haberinin görseli

NURETTİN BAKİ

İLKSES TV ekranlarında yayınlanan Erdal Erek’in hazırlayıp sunduğu Soru Yorum Programı’nın konuğu Hollanda Yerel Yönetim Uzmanı Orhan Selim Bayraktar oldu. 1999 Gölcük depremi sırasında yardım için gelen Hollanda ekibinde yer alan Bayraktar, Kahramanmaraş merkezli yaşanan ve ülkemizi derinden etkileyen depremlerin yarattığı sonuçları, afet planlamasını ve 10 kentte oluşacak olası tehlikeleri değerlendirdi.

GÖLCÜK DEPREMİNDE YARDIMA KOŞTUK

1999 yılında yaşanan ve o dönemde de on binlerce insanımızın enkaz altında kaldığı depremde Hollanda ekibiyle birlikte yardım için Türkiye’ye gelen Bayraktar, o dönem yaşadıklarını şu ifadelerle anlattı: “1999 Gölcük depremi olduğu zaman ben Hollanda Rotterdam’da imar komisyonundaydım. Bizim için o dönem kent yönetimi açısından yalnızca Gölcüklü yurttaşlarımızın Rotterdam’da daha fazla olması sebebiyle Hollanda’nın diğer kentlerine göre Rotterdam ön plana çıktı. Biz Rotterdam olarak Gölcük’ü yeniden inşa etme sürecine girmiştik. Bu süreçte de ilk başlangıçta konteyner evler yaptık ve hastaneler açmıştık, Hollandalı doktorlar gelmişti. Özellikle insanlarımızda kırık, ağrı sürekli ağrı hastalıklarında destek verdik. Bu noktada Hollanda olarak ciddi destek vermiştik. Bir de Hollanda Belediyeler Birliği Türkiye masası oluşturuldu ve bu masanın dört yöneticisinden biri de bendim. Tek Türk de bendim. Hollanda destek programlarını yönlendirmek bana düşmüştü. Bu süreçte 3 şeye dikkat ettik. Birincisi belediyelerin sürdürülebilir, çevreye dost belediyeler olması, şeffaf hesap verebilir belediye olması… Çünkü desteklerin en önemli noktası Türkiye’de tam karşılığını bulabilmekti. Yani eğitim desteği en önemlisiydi. Bu dönemde Kocaeli İtfaiyesini eğittik. Tüpraş yangınını hatırlarsınız, bu yangın çok büyük bir yangındı ve kimyasal yangın konularında anladığım kadarıyla Türkiye olarak büyük bir uzmanlığımız yoktu. Rotterdam bu işin baş şehri, kentin 7-8 tane rafineri var. Bunların herhangi birisinde bir kaza oluşması kent açısında riski büyük, bu yüzden sıfır hatayla çalışmamız gerekiyor.”

AFET PLANLAMASI VURGUSU

Afet planlamasının öneminden bahseden Bayraktar, planlamada yer alan detayların hayati öneme sahip olduğunun altını çizerek, “Öncelikle biz bir deprem ülkesiyiz; son depremde çift fay hattının kırılması Türkiye’deki neredeyse bütün fayları hareketlendirdi. Yeni bir denge aramaya başladık bu anlamda. Ancak bizim geçmişte eğitim verip de bugün kendisini göremediğimiz durumlar var. Bunlardan birisi afet planlaması. Her bölgenin, her ilin bir afet durumda nasıl hareket etmesi gerektiğini bilmesi gerekir. Yani belediye başkanlarının ve gerektiğinde valiliğin herhangi bir afet durumunda belediye başkanlarının davranışlarının ne olacağını afete ilk müdahalenin kimin tarafından yapılacağını, o yerinde yoksa yerine kimin bakacağını detaylı olarak planlamak gerekiyor. Afet planlaması sadece bu da değil. Afetin anında organizasyonu değil. Esas organizasyonu bulunduğumuz çevrede ne tür afet olabilir sorusunu sorup, uygun senaryoyu planlamak gerekiyor. Türkiye’nin bu tür afetlerde en az her kent için 30-50 afet planlamasının yapılmış olması gerekir. Hem mahalle düzeyinde hem ilçeler düzeyinde hem de afet planlamasının içinde yer alacağımız en önemli şeyin görevlilerin nasıl bir hiyerarşik düzen içerisinde örgütlü bir şekilde afete müdahale etmesi olayıdır” dedi.

ÜLKEMİZDE AFETİ SÖYLEM BELİRLİYOR

Bayraktar, “Hatırlayacaksınız Soma ve Amasra maden facialarını yaşamıştık. Bunlar aslında bizim Türkiye’de afet tanımlamasının içerisine tam girmeyen lokal olan olaylar. Dolayısıyla bu konuda da o dönemde bunların birer afet olduğunu anlattığım zaman Afet İşleri Genel Müdürlüğü’nden bana o dönem ‘Biz afet demeden afet olmaz’ demişti. Yani afetin olup olmadığını ölçmek söyleme kalıyor” diye konuştu.

ENKAZLARI YENİDEN KULLANILABİLİR HALE GETİRMELİYİZ

Depremde ortaya çıkan enkazın ekonomiye kazandırılması ve yeniden kullanılabilir hale getirilmesinin öneminden de bahseden Bayraktar, “İnsanlık açısından bu depremler büyük bir felaket ve göz yaşlarımızın artık kuruduğu bir felaket haline dönüştü. Enkaza birkaç şey yapabilirsiniz. Enkazı normalde yeniden sürdürülebilir bir ekonomide yeniden kullanılabilir hale getirebilirsiniz. Önemli olan budur. Enkazları bir dağ şeklinde yığdığımız zaman bizden sonraki kuşaklara ve önümüzdeki zaman dilimini ondan kurtulma problemini beraberinde getirebilir. Şimdilik enkaz kaldırılıyor ve bu enkaz tek tek ayıklanmıyor. Avrupa’da da benzer durumlar söz konusu. Tabi Avrupa’da deprem enkazları değil, çöp enkazları var. Şu anda düşünmemiz gereken en önemli şeylerden birisi bu enkazların yeniden kullanılabilir hale getirmesini planlamaktır. Bu çok hızlı bir şekilde yapılabilecek bir çalışma” dedi.

KENTLERİN İNTİHAR ETMESİNE YARDIMCI OLUR

Enkaza dönen kentlerin yeninden inşasına dikkat çeken Bayraktar, “Bizim şu an haritadan silinmiş kentlerimiz var. Bugün artık o fay hattı üzerindeki şehirleri yeniden inşaat yapmak demek kentin intihar etmesine yardımcı olmak demektir. Dolayısıyla şunu da gözlemliyoruz ki; kentlerdeki yeşil alanlarımız, rekreasyon alanlarımız zaten yetersizdi, toplanma alanları doğru dürüst belirlenmemişti. Kent planlama açısından bir afete hazır değildi. Hiçbir kentimiz hazır değildi. Bunu yeniden gözlemliyoruz. 1999 depreminden sonra defalarca Türkiye Belediyeler Birliği’ne bu olay anlatıldı ama iş icraata geldiği zaman Allah’a emanet yaşıyoruz. Bu konuda bütün dünyanın gözü şu adan bizim üstümüzde. Acıyı kuvvete dönüştürmek zorundayız. İnsan potansiyelimiz açısından. Çok hızlı bir şekilde, var gücümüzle bu travmayı insan hayatından almamız gerekiyor. Üretime dönebilmek ve yeniden yapılandırmak için… Benzer durumları savaş dönemlerinde Avrupa da yaşamış. Söz gelimi Rotterdam örneğini vereyim. Rotterdam 14 Mayıs’ta bombalanmış, kent tamamıyla yıkılmış. Yıkılmış Rotterdam’a yeniden eski caddelerini kurmamışlar. Daha yeşil, geniş caddeli, suyla yeşilin binaların birleştiği yapılanma oluşturmuşlar. Bir model kent gibi. Bizim yapmamız gereken de buna benze bir çalışmanın olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

BÜYÜK KENTLERİMİZ İÇ GÖÇÜ KALDIRAMAZ

Deprem sonrasında 10 kentte oluşabilecek olası tehlikeler konusuna da değinen Bayraktar,“Depremi yaşayan kentlerimizde öncelikle güvenlik problemi olacaktır. Konteyner evler problemini çözmemiz gerekir. Aksi takdirde hızlı bir iç göç olacak. İnsanlar gittikleri kentlerde yeni bir kentleşme sorununu beraberinde getirecek. Bizim büyük kentlerimiz bu göçleri şu anda bu göçleri hazmedecek kentler değil” dedi.

İlginizi Çekebilir...

Baba 2 kızını bıçakladı!
  • Gündem
  • 19.06.2025 19:56
Baba 2 kızını bıçakladı!
Taksi, alev alev yandı
  • Gündem
  • 19.06.2025 19:02
Taksi, alev alev yandı