HUZUR İSTİYORUZ

Ankara’da yaşanan bombalı terör saldırısının ardından ülkede 3 günlük yas ilan edildi. Mitingi organize eden DİSK ve KESK yas süresi boyunca genel grev ilan etti. Grevin ilk gününde sendikalar ve sivil toplum kuruluşları hain saldırıda hayatını kaybedenleri anmak için bir araya gelerek yürüyüş düzenledi


  • Oluşturulma Tarihi : 13.10.2015 08:41
  • Güncelleme Tarihi : 13.10.2015 08:41
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
HUZUR İSTİYORUZ

E. ÇAĞLA GENİŞ

İzmir’de Basmane Meydanı’nda toplanan DİSK, TMMOB, KESK, Türk Tabipler Birliği, HDP İzmir milletvekilleri ve il yönetimi, CHP İzmir milletvekilleri, belediye başkanları ve on binlerce İzmirli Gündoğdu Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. Kitle, “Katili biliyoruz, inadına barış istiyoruz” pankartı eşliğinde kol kola Lozan yönünden alana yürüdü. Yürüyüş boyunca sık sık “Katillerden hesabı emekçiler soracak”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam”, “AKP halka hesap verecek” sloganları atıldı.

“BARIŞ İSTEYENLERE YÖNELİK EN KANLI SALDIRI”

Gündoğdu Meydanı’ndaki basın açıklamasını DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve diğer sendikalar adına TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Dönem Sözcüsü Melih Yalçın yaptı. Yalçın, 10 Ekim’de yaşanan kanlı saldırının barış isteyen kesime yönelik düzenlenmiş en kanlı saldırı olduğunun altını çizdi. Yalçın, “10 Ekim 2015, dünya toplumsal mücadeleler tarihinde, barış isteyen kitlelere yönelik belki de en kanlı, en alçak saldırının gerçekleştirildiği gün olarak yerini alacak. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarih boyunca bu saldırının doğrudan ya da dolaylı faili olarak bilinecek.  Cumartesi günü, Türkiye'nin her yerinden on binlerce kişi daha fazla canın yitirilmemesi, AKP'nin 7 Haziran seçimlerinin ardından sonlandırdığı çatışmasızlığın yeniden tesis edilmesi temel talebiyle Ankara'da buluştu. Ancak emek ve demokrasi güçlerinin, onlara omuz veren yurttaşların bu talebi, kaybettikleri iktidarı savaş ve kaos ile geri almaya çalışanları rahatsız etti. Savaş politikalarına karşı geniş kitlelerin bir arada görülmesini, gür sesinin duyulmasını engellemek isteyenler daha mitingimiz başlamadan ortalığı kan gölüne çevirdiler. Barış talebiyle beraber yola çıktığımız 100’ün üzerinde canımızı Ankara’da bıraktık” dedi.

“KATİLLERİ TANIYORUZ”

Katillerin 7 Haziran’da seçim sonuçlarını hazmedemeyenler olduğunu söyleyen Yalçın, “AKP, 13 yıllık baskı ve zulüm iktidarını Ankara katliamı ile taçlandırmıştır. Katilleri tanıyoruz. Katiller, saldırının gerçekleştiği alana sadece 5-6 kilometre mesafede bulunmaktadır. Katiller, sandıkta mutlak hakimiyetini ‘400 vekil verin, bu iş huzur içinde çözülsün’ tehdidiyle sağlamaya çalışan ve bu tehdide destek verenlerdir. Katiller, 7 Haziran 2015 seçim sonuçlarını hazmedemeyen, 1 Kasım'da hezimete uğramamak yolunda yüzlerce gencimizin ölümüne yol açan, şehirleri tanklarla, toplarla, keskin nişancılarla kuşattıran, çocuk yaşlı demeden sivil katliamı yapanlardır. Katiller, yalana, talana, hırsızlığa karşı sesini çıkaran Türkiye halklarına, temel demokratik haklarını talep eden Kürt halkına karşı savaş ilan edenlerdir. Katiller, yüzlerce insan yerlerde paramparça yatarken, vatandaşına yardım etmeyen, aksine onlara yardım etmeye çalışanlara copla biber gazıyla saldıran emniyet görevlileridir. Katiller ‘Güvenlik zafiyeti yok’ diyenler, ‘İstifa edecek misiniz’ sorusuna gülen Bakanlardır. Katiller, sarayda oturup 400 milletvekili hesabıyla entrikalar kuran, savaşlar, katliamlar tezgâhlayanlardır” diye konuştu.

“UNUTMAYACAK, HESAP SORACAĞIZ”

Basın açıklamasının devamında bedeli ne olursa olsun mücadeleye devam edeceklerini vurgulayan Yalçın, şunları söyledi: “Katili tanıyoruz, unutmayacak, affetmeyecek, hesap soracağız. Hesap sorma gücünü örgütlendikçe arttıracak, bu topraklarda barışı hâkim kılana kadar bedeli her ne olursa olsun mücadele edeceğiz. Bu gün yitirdiğimiz canlarımız için yastayız. Ancak korkmuyoruz, yılmıyoruz, öfkemizi diri tutuyor ve uyarıyoruz: Yoldaşlarımızı katledenlere talimatı verenin, bunun yolunu açanın sonu tarihteki diğer diktatörler gibi olacak. İsyanımızı dayanışmayla ve örgütlülüğümüzle büyüteceğiz. Daha fazla dostumuzun, yoldaşımızın hayatını gasp edemeyecek, padişahlık hevesi kursağında kalacak, yaptıklarının bedelini ödeyecek.”

Haber Merkezi