Sayfa Yükleniyor...
İEÜ öğrencileri, salgın dolayısıyla yapılan online sınavlarda, okul yönetimi tarafından özel hayatın gizliliği ile eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini iddia etti
SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Sosyal medya üzerinden #SesimiziDuyİEU etiketi ile imza kampanyası ve video oluşturan İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) öğrencileri, gazetemize ulaşarak, online sınavlarda ciddi bir adaletsizliğin oluştuğunu iddia etti. Salgın dolayısıyla online yapılan sınavlarda, üniversite yönetiminin, kamera ve mikrofonun açık olmasını istediğini söyleyen öğrenciler, böyle bir uygulamanın, özel hayatın gizliliği ile eşitlik ilkesine aykırı olduğunu savundu. Bazı hocaların ise sınavları okulda gerçekleştireceğini belirten öğrenciler, tüm bu şartların ve yönergelerin mesaj yoluyla kendilerine iletildiğini, herhangi bir rıza ve talebin alınmadığını öne sürdü. Akademisyenlerin bazılarının da kamera sistemini kullanmak istemediğini ve kullandırmadığını söyleyen öğrenciler, “Hem bu ülkenin vatandaşları hem de öğrencileri olarak haklarımızın ihlal edilmesine şiddetle karşı çıkıyoruz” diyerek orta bir yolun bulunmasını talep etti.
HUKUKSUZLUĞA KARŞI SAVUNMA
Üniversiteden atılma durumları olduğu için gazetemize kişisel bilgilerini vermek istemeyen öğrenciler, şunları aktardı: “Biz İzmir Ekonomi Üniversitesi öğrencileriyiz. Kısaca adı İEÜ olan okulumuz Ekim ayında güz dönemine başladı. Aralık ayına, dolayısıyla sınavlara yaklaştığımız bu günlerde ne yazık ki öğrenciler olarak mağdur edildiğimiz bir durum bulunmakta. İEÜ, biz öğrencilere girdiğimiz ve gireceğimiz sınavlar konusunda kamera ve mikrofon açık şekilde sınav olmamızı şart koşmuştur. Aynı zamanda bazı hocalarımızın sınavları okulda gerçekleştireceğine dair duyumlar da mevcuttur. Bu şartlar ve yönergeler bizlere sistemlerimiz üzerinden mesaj aracılığıyla bildirildi. Üstelik herhangi bir rıza veya talep alınmadı. Bunu öğrenen öğrenciler olarak hocalarımıza mesajlar attık, rektöre mail gönderdik ve CİMER’e başvurularda bulunduk. Ancak henüz bir dönüş alamadık. Birçok üniversitede bunun örneklerini ve iptallerini görsek de İEÜ İzmir’de bu uygulamayı şu anda yapmakta olan tek üniversite oldu. Bizler bu hukuksuzluğa karşı savunmamızı bazı gerekçelere dayandırdık.”
MAHREMİYET VE EŞİTLİK İLKESİ YOK
Gerekçeleri ve kendilerine verilen bazı cevapları aktaran öğrenciler, “Üniversitemizde çok fazla öğrenci arkadaşımız bulunmakta. Bu topluluğun mahremiyet ilkesinde sayılacak olan yaşadıkları mekanın, odanın ya da çevrenin bir kamera ve mikrofon aracılığı ile denetlenmesi şüphesiz ki Anayasanın 20. maddesi olan Özel Hayatın Gizliliğini ihlal edecektir. Bunu hocalarımıza ve ilgililere belirttiğimizde cevap: ‘Zaten okulda da kayıt altındasınız. Bu kararın uygulanması bize YÖK tarafından bildirildi’ oldu. Sonuç alamadık… Vakıf üniversitesinin bünyesinde bulunan öğrencilerin bir kısmı her ne kadar ücretli okuyor olsa da bu insanların böyle zor bir dönemde kamera yahut mikrofon, hatta ve hatta bilgisayarlara sahip olduğu anlamına gelmemekte. Aksine bunlar sorgulanmaya kapalı hususlar olup şayet böyle bir sistem varsa dahi bu araçların okul tarafından tedarik edilmesi gerekirdi. Ancak buna da yanıtları: ‘Dilerseniz gelip sınava okulda girebilirsiniz. Eğer kamera açmazsanız sınavınız geçersiz sayılacaktır olmuştur’. Yine Anayasamızın 10. maddesindeki Eşitlik İlkesi ihlal edilmiş oldu. Aynı zamanda bu sistem Kişisel Verilerin Korunması Kanununa (KVKK) da oldukça aykırı bir tutum sergilemektedir” bilgisini paylaştı.
SINAVLARA GİRMEK İSTEMİYORLAR
Salgın döneminin zorluklarıyla birlikte vakaların artışı, uzaktan eğitim ve maddi hususların kendilerini maddi ve manevi açıdan yeterince zorlarken bir de bu baskı ve haksızlıklarla sınavlara girmek istemediklerini vurgulayan öğrenciler, “Uğradığımız bu adaletsizliğe karşı çıkmayı İEÜ’den öğrendim. Şimdi bu adaletsizliğe hep beraber karşı çıkmayı teklif ediyorum.
Bizler hem bu ülkenin vatandaşları hem de öğrencileri olarak haklarımızın ihlal edilmesine şiddetle karşı çıkıyoruz. Üniversitemizin bu talebimizi göz ardı etmesini istemiyor ve bu konudaki tutumunu değiştirmek istiyoruz. Ekte belirtilen imzalatmak istedikleri sözleşme muvazaalıdır. Sözleşme, irade ile beyan arasında uyum gerektirir. Görünürdeki imzalamak zorunda olduğumuz bu sözleşme biz öğrencilerin gerçek iradelerini yansıtmamaktadır ve bu sebeple geçersizdir” çağrısında bulundu.
ORTA BİR YOL BULUNSUN
“Her vatandaş gibi bizler de eşitlikten yanayız. Kamera ve mikrofon denetimi bizlerin maddi durumlarını sorgular nitelikte bir denetlemedir” diyen öğrenciler, “Eğer sınavların şeffaflığı ve kopya çekilmemesi önemseniyorsa bu ödev sistemi ile çok rahat giderilebilir bir durumdur. Şayet gerçekleşmesi zor bile olsa mahremiyet ilkesinin her ilkeden üstün olduğunu düşünmekteyiz. İkinci olarak mademki amaç kendimizi okulda gibi hissetmekse, okulda sorulara geri dönebilen öğrencilerin evde dönememesi bir haksızlık ve çelişki teşkil etmez mi?” sorusunu yetkililere yönlendirdi.
İEÜ’DEN AÇIKLAMA GELDİ
İEÜ’nin yaptığı yazılı açıklama ise şöyle: “Değerli öğrencimiz, sınavların şeffaflık ve objektiflikten asla şüphe duyulmayacak şekilde yapılması, tartışılmayacak bir esastır. Yükseköğretim Kurulu tarafından yayınlanan ‘Yükseköğretim Kurumlarında Uzaktan Öğretime İlişkin Usul ve Esaslar’ uyarınca, ödev gibi gözetimsiz yapılan ölçme değerlendirme etkinliklerinin genel başarıya etkisi sınırlanmış olup, bir derste ödev verilse bile, notun büyük oranda gözetimli sınavlardan alınması gerekmektedir. Dijital ortamda yapılacak tüm sınavlarda, ‘şeffaflık’ ve ‘denetlenebilirlik’ ilkesini esas alan Yükseköğretim Kurulu, sınav güvenliğini sağlamak amacıyla her türlü önlemin alınması gerektiğini net şekilde ifade etmektedir. Üniversitemiz, yeterli teknolojik alt yapıya sahip diğer üniversitelerimizin yaptığı gibi, Yükseköğretim Kurulu’nun belirlediği kriterler doğrultusunda, uzaktan eğitime olanak sağlayan Panopto, Blackboard ve Zoom gibi yazılımları kullanmaktadır. Bu programların hiçbirinde, iddia edildiği gibi kişisel verilerin ihlali söz konusu değildir. Uzaktan eğitim sürecinde her bir yazılım, usul ve yasaya uygun olarak, hiçbir ihlale sebebiyet verilmeyecek şekilde kullanılmaktadır. Üniversite olarak; sınavların şeffaf ve güvenli sistemlerle yapılmasını, ölçme ve değerlendirmenin adil olmasını sağlamakla yükümlüyüz. Öğrencilerimizin, sınavlara çevreden bağımsız, kendi başlarına girdiklerini ispatlamak zorunluluğu, öğrencilerimiz ile bizim ortak sorumluluğumuzdur. Üniversitemiz, öğrencilerimizin hak kaybına uğramayacakları, ihtiyaç duyduklarında hukuk yoluyla haklarını arayabilecekleri koşulları oluşturmaktan vazgeçmemizin talep edilmesi doğru bir yaklaşım değildir. Amacımız, tek bir öğrencimizin bile mağduriyet yaşamamasını, emeğinin karşılığını tam olarak almasını sağlamaktır.”
Haber Merkezi