İki kentin su savaşları!

İzmir’in suyunu karşılayan barajların kaynaklarının Manisa’dan doğduğunu hatırlatan Prof.Dr. Doğan Yaşar, kentin kuraklık zamanlarında bu bölgeden su alamayacağına dikkat çekti


  • Oluşturulma Tarihi : 31.05.2022 04:55
  • Güncelleme Tarihi : 31.05.2022 04:55
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İki kentin su savaşları! haberinin görseli

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER

Yeterli yağış alamayan barajlarda havaların ısınmasıyla birlikte buharlaşmanın başlayacak olması su konusunda sıkıntılı günler beklenmesine neden oldu. 20 Mayıs 2022 tarihli İZSU verilerine göre, 2021-2022 baraj doluluk oranı karşılaştırıldığında; Tahtalı Barajı yüzde 74’ten yüzde 62’e, Balçova Barajı yüzde 91’den yüzde 65’e, Ürkmez Barajı yüzde 89’dan yüzde 85’e, Gördes Barajı yüzde 9’dan yüzde 5’e, Güzelhisar Barajı ise yüzde 83’ten yüzde 81’e geriledi. İzmir’in su ihtiyacının yüzde 44’ünün karşılayan Tahtalı Barajı’nın doluluk oranındaki yüzde 12’lik düşüş endişe verici seviyelere ulaştı. Sıcak havayla birlikte buharlaşma oranının artacak olması doluluk oranında düşüşün devam edeceğini ortaya koyarken ihtiyacın yüzde 51’ini karşılayan yeraltı kaynakları da yetersiz yağış nedeniyle beslenemedi. Bu denli düşük veriler, yaz aylarında su temininde sıkıntı yaşanabileceğini gösterdi.

BARAJIN DİBİNİ GÖRECEĞİZ

Kuraklık nedeniyle birçok ülkede getirilen önlemler kapsamında çim ekimi ve sulaması yasaklandı. İzmir’i bekleyen su kıtlığı için de yerel yönetimin benzer önlemler alması bekleniyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Doğan Yaşar, 2008’de yaşanan benzer bir su kıtlığı ve kuraklığı bu yıl da beklediklerini söyledi. Yaşar, 2008’e geldiğimizde Tahtalı Barajı’nda aktif doluluk oranı yüzde 1,9’a düştüğünü hatırlatarak “Bu konuda İZSU mutlaka hazırlıkları olmalı. Geçen sene yüzde 74 civarında olan doluluk oranı yüzde 63’e düştü. Yüzde 12’lik düşüş çok ciddi bir orandır. Kasım ve aralık aylarında barajın dibini göreceğiz” diye konuştu.

KURAKLIK İZMİR’İ VURACAK

Kuraklığın İzmir’i vuracağına dikkat çeken Prof.Dr. Yaşar, bu yıldan dersler alınarak önümüzdeki yıllar için gereken çalışmaların yapılmasının en büyük kazanç olacağını söyledi. Prof.Dr. Yaşar, “Kuraklık İzmir’i vuracak, umarım beklediğimiz ölçüde bir sorun yaşanmaz. Ama İzmir’in yapması gereken, kendi öz kaynaklarına dönmektir. Çamlı Barajı, bulunduğu bölgede altın arama-çıkarma çalışmaları yapılması nedeniyle devre dışı kaldı. Bu yapılmamalı. Çamlı Barajı tamamlanması hâlinde yaklaşık 300 bin kişiye içme suyu sağlayacak. Kısa vadede kâr için uzun vadede suyumuzu tehlikeye atıyoruz. İkinci olarak, yağmur suları ayrıştırılıp, barajlar bu suyla beslenmeli. Uygun yerlere yeraltı barajları yapılarak yağmur suyunun en azından yüzde 20’si barajlara kazandırılabilir. İzmir’de jeoloji, maden bölümleri var, birçok çalışma yapılabilir. Boyutları fark etmeksizin uygun yerlere göletler yapılarak yeraltı suları da beslenmeli. Gördüğüm kadarıyla büyük bir önlem alma hamlesi yok. Bu yıl beklediğimiz kuraklıktan umarım iyi bir ders alınır ve önümüzdeki yıllar için çalışmalar yapılır” diye konuştu.

SOĞUK HAVALAR KURAKLIK SEBEBİ

Soğuk havaların buharlaşmayı hızlandırdığını da sözlerine ekleyen Prof.Dr. Yaşar, Ege Bölgesi’nde mart ayı ortalama sıcaklığının ortalama 10,2 derece olduğunu belirterek “Bu sene 6,1 dereceye düştü. 4,1 derecelik bir değişim yaşandı. Kuraklık genelde sıcaklıkla bağdaştırılır. Bu yanlış bir kanıdır. ‘Küresel sıcaklık küresel kuraklık getirir’ derler, bu hurafe bile değildir. Küresel sıcaklık demek, yağmur demektir. Her bir derece sıcaklık artışında yüzde 2 gibi bir yağış artışı olur. Soğumalarda ise buharlaşma az olduğu için kuraklık getiren budur. Mart ve şubat ayı mevsim normallerinden daha soğuk geçti. Bu nedenle Ege Bölgesi’nde mart yağışları ortalama yüzde 35, nisan yağışları ise yüzde 60 düştü. Bunlar ciddi rakamlar. Barajlar su gelmeyince, buharlaşmama olmamasına rağmen dolmadı. Yeraltı kaynakları da yağışlardan beslenemedi” ifadelerine yer verdi.

SU SAVAŞLARI YAŞANACAK

İzmir’in suyunu karşılayan barajların kaynaklarının Manisa’dan doğduğunu da hatırlatan Prof.Dr. Yaşar, kentin kuraklık zamanlarında bu bölgeden su alamayacağına dikkat çekti. Prof.Dr. Yaşar, “İzmir’in su ihtiyacının yüzde 51’i yeraltı sularından karşılanıyor. Yüzde 5’i de diğer barajlardan geliyor. Güzelhisar Barajı büyük hacimli bir baraj olmasına rağmen PETKİM’e ait özel bir baraj olduğundan acil durumlar dışında faydalanılabilen bir baraj değil. Gördes Barajı yanlış yapılmış bir baraj olduğu için tam kapasite yararlanılamıyor. İzmir barajlarının kaynak çıkışları Manisa’da. Biz Manisa’dan su alıyoruz. Çok sert ve kurak geçen dönemlerde buradan bize su gelmeyecektir. Yerel yönetimler arasında su savaşları yaşanacaktır. Tarımsal üretimde de İzmirli ve Manisalı üreticiler de karşı karşıya gelecektir” ifadelerine yer verdi.

İZMİR SU FAKİRİNİN FAKİRİ

Prof.Dr. Yaşar, “Türkiye kişi başı bin 300-1400 metreküple su fakiri sınırındadır. İzmir 600 metreküple fakirin fakiridir. Suyun yaklaşık yüzde 30 gibi ciddi oranı Manisa Sarıkız ve Göksu’dan sağlanır. Şiddetli kuraklıkta Manisa’dan su almak zorlaşabilir, acil yeni kaynaklar gerekmektedir. Beş yıldır İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin gündemindeki Çamlı Barajı, en yakın yeni kaynaktır. Yaklaşık 300 bin kişinin ihtiyacını karşılayabilecek Çamlı Barajı, her ne olursa olsun, İzmir için öncelikli ve şarttır. Ayrıca yeni ve yeraltı barajları projelerine acil ihtiyaç vardır” diye konuştu.

DOĞA BİZE SUYUN KIYMETİNİ GÖSTERECEK

Geleneksel sulama yöntemleri ve bilimden uzak tutumlarla Göl Marmara barajının kurutulduğunu dile getiren Prof. Dr. Yaşar, “Göl Marmara’yı cahillik kuruttu, kuraklıkla ilgisi yok. Bilimle, akılla, doğru sulama ile tarım üretimi yapılırsa dünyanın bir numaralı tarım ülkesi oluruz. İyi bir tarım politikası ile Türkiye cari açığını kapatır. Yeraltı sularını göller besliyor, gölleri kurutursanız yeraltı sularını da bitirmiş oluyorsunuz. Yağmur sularını, kanalizasyondan ayırıp barajlara aktarmalıyız. Çünkü nüfus hızlı bir şekilde artıyor ama su için yeni bir tesisat yok. Tek yapılan yeraltı sularına saldırmak. Hala vahşi sulama, hala gereksiz su kullanıyoruz. Doğa bu sene bize suyun kıymetini bir kez daha gösterecek” dedi.