İki kişilik çaresizlik: Oğlumla birlikte intihar etmeyi çok düşündüm!

Gazetelere, televizyonlara hep iyi hikayeler çıkıyor. Peki Emre gibi sorunları çok ciddi çocuklar ve aileleri için ne yapılıyor? Nurcan Kaya’nın ağzından gayet zor bir annelik ve otizm hikayesi…

  • Oluşturulma Tarihi : 22.07.2020 06:20
  • Güncelleme Tarihi : 22.07.2020 06:20
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İki kişilik çaresizlik: Oğlumla birlikte intihar etmeyi çok düşündüm! haberinin görseli

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER

İzmir, Buca’da bir apartman dairesi... Kapısı iki kişilik bir çaresizliğe açılıyor. Bu evde 16 yaşındaki otizmli oğlu Emre ile birlikte yaşayan Nurcan Kaya, devletten aldığı evde bakım parası ile geçinmeye çalışıyor. Oğlunun krizleri ve saldırgan davranışları son yıllarda arttı. Yüzündeki ve vücudundaki morlukları göstererek, kriz anlarında tek başına baş etmekte nasıl zorlandığı anlatıyor. Babasından yardım istiyor ama ‘Bakamıyorsan sosyal hizmetlere ver’ yanıtını alıyor. Oturdukları ev ikisi için de bir hapishane adeta. Çok yorgun, umudu giderek tükeniyor… Gazetelere, televizyonlara hep iyi hikayeler çıkıyor. Peki Emre gibi sorunları çok ciddi çocuklar ve aileleri için ne yapılıyor? Nurcan Kaya’nın ağzından gayet zor bir annelik ve otizm hikayesi: “Yarına dair hiçbir beklentimiz yok, yeni güne uyanmak için gücümüz kalmadı. Psikolojimiz bozuk ama bizim doktora gitmemiz bile zor. Çünkü çocuğumuzu o sırada bırakacak kimsemiz yok. Ben de bazı otizmli anneleri gibi oğlumla birlikte intihar etmeyi çok düşündüm. Devletten talebim, kriz anlarında çocuklarımızı götürebileceğimiz özel bir merkez ve bizler öldükten sonra çocuklarımızın bakılabileceği bir yer…”

YARINA DAİR BEKLENTİMİZ KALMADI
Devletten aldığı evde bakım parası ve 300 liralık nafaka ile geçinmeye çalışan 43 yaşındaki Nurcan Kaya, “Oğlum Emre 6 aylıkken, akciğerinde tümör çıktı. Yıllarca hastanelerde yattık. Hiç konuşmuyordu, doktorlar biraz daha büyüsün konuşur dedi. Ama 3 yaşındayken otizm tanısı konuldu. Ben o zamanlar otizmin ne olduğunu bile bilmiyordum. Oğlumla ilgili çok hayalim vardı, dünyam başıma yıkıldı. Ardından özel eğitim süreci başladı. Hiçbir okul bizi kabul etmek istemedi. Yıllarca Emre’nin ağzından çıkacak tek kelimeyi duymak için uğraştık. Otizmli çocukları olan çoğu anne baba iyi anlaşamıyor, biz de eşimle anlaşamadık ve ayrıldık. 5 yıldır oğlumla tek başımıza yaşıyoruz.  Biz otizmli aileleri olarak her an kaygı içinde yaşıyoruz. Acaba bugün ne sorun çıkacak diye… Yarına dair hiçbir beklentimiz kalmadı. Yeni bir güne uyanmak için gücümüz kalmadı. Haliyle bu psikolojimizi de bozdu. Ama bizim doktora gitmemiz bile zor. Çünkü çocuğumuzu o sırada bırakacak kimsemiz yok. Normal insanların yaptığı gibi bir yemeğe, sinemaya, alışverişe gitmek bizler için lüks” ifadelerini kullandı.

HEM KENDİNE HEM BANA ZARAR VERİYOR
Anne Kaya, tek başına baş etmekte nasıl zorlandığını ve kriz anlarını nasıl geçirdiklerini şöyle anlatıyor: “Çocuğum öfke nöbeti geçirdiği zaman elimden hiçbir şey gelmiyor. O anda gözü hiçbir şey görmüyor. Evimizde kırılmadık eşya kalmıyor, hem kendine hem bana zarar veriyor. O an kendine en az kendine zarar vereceği yeri bulmaya çalışıyorum. Mecburen geçmesini bekliyorum çünkü gücüm yetmiyor çocuğumu tutmaya. Babasından yardım istiyorum ama ‘Bakamıyorsan sosyal hizmetlere ver’ diyor. Bunu duymak bir anne için o kadar acı ki! Böyle dönemlerde ben de birçok anne gibi çocuğumla birlikte intihar etmeyi çok düşündüm. Komşularımızla sürekli kavga ediyoruz, ‘Çocuğunuz çok gürültü yapıyor biz çekmek zorunda değiliz’ diyorlar. Markete pazara gidemiyoruz. Evimize kimse gelmiyor, biz kimseye gidemiyoruz. Bizler çocuklarımızın yadırganmadığı bir yer istiyoruz. Devletten talebim; kriz anlarında çocuklarımızı götürebileceğimiz özel bir merkez ve bizler öldükten sonra çocuklarımızın bakılabileceği bir yer…”