- Gündem
- 14.05.2025 14:19
İlaç fiyat kararnamesinin artık işlevsel olmadığını söyleyen Başkan Sayılkan, artan maliyetler ve ilaçlara gelen zamlar nedeniyle ülke genelinde eczane kapatma eylemi gerçekleştireceklerini söyledi
ESLEM TÜRKOĞLU-ÖZEL HABER
İzmir Eczacı Odası Başkanı Ecz. Tuncay Sayılkan, temmuz ayında karlılık oranlarını belirleyen ilaç-fiyat kararnamesine yapılan güncelleme sonrasında eylem kararı aldıklarını söyledi. Başkan Tuncay Sayılkan, “Arife günü çok küçük hatta çok da bir faydası olmayan bir düzenleme yapıldı. Kamuoyuna da sanki sorun hallolmuş gibi yaptılar. Öyle değildi, yok hükmünde bir şey yapıldı” dedi.
SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR SİSTEM DEĞİL
Türkiye’de ilaç fiyatlarını belirleyen bir sistem olduğunu, bu sistemin ise İlaç Fiyat Kararnamesi kapsamında 2004’ten beri kullanılan bir yöntem olduğunu ifade eden Sayılkan, sözlerine şöyle devam etti: “Önceki yıllarda enflasyonun düşük olduğu dönemlerde bu mantıklı bir çözüm gibi sunulmuş. Ama enflasyonun çift haneli hatta resmi olmasa bile üç haneli boyutlara geldiği bugünlerde bunun çok işlevsel olarak kullanılmadığı hem vatandaşın ilaca ulaşımında sıkıntı yaşattığı hem de eczanelerin hizmeti sürdürememesi gibi bin bir büyük problemler oluşturduğu ortaya çıkıyor. Nedir o problemler? Birinci problem, Euro kuru var ve bir yıl boyunca sabitleniyor. Tabi makas açıldığı için Euro kuruyla ilgili 6 lira, 7 buçuk lira gibi bir rakam belirleniyor ve bu kur bir yıl geçerli. Şimdi 2022 yılının
Ağustos ayındayız, Euro 18 küsur şu anda. Ama bizim ilaç fiyatlarımızı belirleyen Euro kurumuz şimdi 7.80 böyle olunca birçok ilaç bulunamıyor. Birçok ilaçla ilgili sorun yaşanıyor. Diğer taraftan da ilacın fiyatını belirleyen, eczacı karlılığını da içinde bulunduran, ilacın fiyatı arttıkça karlılığı azalan bir sistem var. Özetle ilaca her zam geldiğinde fiyatı her arttığında bizim kazancımız biraz daha eksiliyor. Peki bu sürdürülebilir bir sistem mi, doğru bir gidişat mı? Değil. Asgari ücretten diğer personel giderlerine, SSK priminden Bağ-Kur primine, kiranızdan elektrik, su ve internet giderinize kadar tüm giderleriniz yüklü miktarda artarken karlılığın azalıyor olması çok tehlikeli bir durum.”
BUGÜN OLMASA BİLE YARIN
Türkiye genelinde 28 bin 750 eczanenin ağır ekonomik şartlarla boğuştuğunu ve eczanelerin sürdürülebilirliğini yitirdiğini belirten Sayılkan, “Bugün olmasa bile yarın bu iş birçoğumuz için sıkıntılı bir nokta. Bununla ilgili de bir uyarıda bulunduk daha önce taleplerimizi ilettik. Çok küçük hatta çok da bir faydası olmayan bir düzenleme yapıldı arife günü. Kamuoyuna da sanki sorun hallolmuş gibi yaptılar. Öyle değildi, yok hükmünde bir şey yapıldı. Onun devamında geçen hafta Sağlık Bakanı daha fazla bir şey yapılamayacağını ülkenin birtakım ekonomik sıkıntılar yaşadığını söyledi. Olabilir, ama yaşamanın temeli sağlıksa diğer sağlık çalışanlarının, hekim arkadaşların hak arama mücadelesi olduğu gibi eczacılar da bu sistemi bu şartlarda devam ettiremeyeceklerini söylüyorlar. Bu durumun sesinin duyurulmasıyla ilgili planlama dahilinde bir dizi eylem yapılacak. Onlardan bir tanesi de eczane kapatma eylemi olacak” bilgisini paylaştı.
SATMAK ZORUNDA KALDILAR
Şartlar nedeniyle birçok eczanenin el değiştirdiğini belirten Sayılkan, “Çünkü sürekli fakülte açtığınız için alttan da binlerce yeni genç eczacı geliyor. Eczanenin kapandığını vatandaşların anlama şansı yok. Çünkü o eczaneyi yeni gelen bir arkadaşım alıyor. Bir süre sürdürmeye çalışıyor. Sonra o birisine devrediyor. Ama eczane sayısı azalmıyor gibi gözükse de şu an sistemde bir hamle sonra o devralan arkadaşların da çalıştırma şansı kalmayacak. Çünkü istediğiniz kadar masrafları kısın, hiç personel çalıştırmayın, olabildiğince az elektrik yakın, en uygun dükkan kiralarında bulunun bir iki sene sonra o arkadaşlarımız da sürdüremeyecek. Şunu söyleyeyim birçok arkadaşım kredi kullanıyor. Bugün sürdürebilmek, vatandaşa olan hizmeti aksatmamak için kredi kullanıyorlar. Kredilerle bir şekilde götürmeye çalışıyorlar. Ama dediğim gibi bir iki dönem sonra bu karlılıkla bu işin sürdürülme şansı yok” sözleriyle sistemin sürdürülebilir olmadığını vurguladı.
ZAM YOKSA İLAÇ DA YOK
İlaç firmalarının zam beklediğini, zam yapılmaz ise üretimi gerçekleştiremeyeceklerini aktaran Sayılkan, “İşte o yüzden de biz ilaçları bulamıyoruz. Şimdi Türkiye’de ilacın yarısı ithal, yurtdışından geliyor. Şimdi dövizin 18.30 TL olduğu ülkede siz dövizi 7.80’de sabitlerseniz o ilaçlar gelmez. Üretimle ilgili de hammadde ithalse çalışanların sayısında belli bir artış varsa ve onların da bu asgari ücrete yapılan iki zam sonrasında kademeli olarak işletme giderleri dahilinde personel giderleri ikiye üçe katlandıysa yönetemez noktaya geldiyse bakıyorlar ve adamlar kar etmiyorlarsa üretmiyor. Sizin ilacı bulup bulmamanız onlar için çok bir şey teşkil etmiyor, adam zarar ediyorsa üretmiyor” diyerek ilaç firmalarının durumuna da değindi.
SİSTEM SIKINTI YARATIYOR
İstenen ilaç olmadığında hastalara sorunun kendilerinden kaynaklanmadığını anlattıklarını söyleyen Sayılkan, “Sistemin böyle bir sıkıntı yarattığını anlatıyoruz. İnsanlar kapı kapı dolaşıyor. Belki buluruz umuduyla dolaşıyor. Eczacılar Birliği sanırım birkaç gün içinde bununla ilgili bir takvim açıklar. Ağustos ayının ikinci yarısında ama ağustostan eylüle sarkar mı bilmiyorum. Ama bir eylem takvimi var” sözlerine dikkat çekti.
Son olarak Sayılkan, kendilerinin meslek örgütü olduklarını söyleyerek şunları kaydetti: “Türkiye’de 81 ilde çok iyi örgütlenmiş eczacı odaları ve eczacılar birliği var. Bu çok birbirine bağlı bir yapı. Bunlar eğer bir hak arama mücadelesiyle ilgili yola çıktılarsa o işte hiçbir eczacının zarar görmeyeceği noktaya gelene kadar da o mücadeleyi devam ettireceğiz.”