İlk kazma 2020’de vurulacak

“İzmir’de kurulması kesinleşen iki tane Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi var” diyen İTO Yönetim Kurulu Üyesi ve TDİOSB Müteşebbis Heyeti Başkanı Öğmen, hedeflerinin bu sayıyı 11’e yükseltmek olduğunu söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 07.12.2018 10:57
  • Güncelleme Tarihi : 07.12.2018 10:57
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İlk kazma 2020’de vurulacak haberinin görseli

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
İzmir Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener’in ev sahipliğinde geçtiğimiz yaz bir araya gelen Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ile İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (TDİOSB) açılmasına karar vermişlerdi. İzmir’deki tarıma dayalı ihtisas bölgeleriyle ilgili son gelişmeleri gazetemize değerlendiren TDİOSB Müteşebbis Heyeti Başkanı Ali Osman Öğmen, İzmir’de projesi kesinleşen Menderes ve Dikili OSB’lerine ilk kazmanın 2020’nin başlarında vurulacağını bildirdi. TDİOSB’lerin çalışma amacından da bahseden Öğmen, projenin yeni bir anlayış ve özel ihtisas gerektiren bir çalışma olduğunu belirtti. Öğmen, “Daha önce hep Sanayi Bakanlığına bağlı olan organize sanayi bölgelerin çalışmaları özel bir yönetmelikle şu anda Tarım Bakanlığına bağlı olarak yürütülüyor. Tarım ve Orman Bakanlığının çıkarmış olduğu bir yönetmelik var. Yıllardan beri söylenen; ‘Suyumuz, havamız, toprağımız var ama iyi yönetemiyoruz, tarımda kendine yeterliliği sağlayamıyoruz’ noktasından hareketle yapılan bir çalışma. Amaç birim alanından en yüksek verim elde etmek, karlı ve ihracata yönelik bir üretim sağlamak. Tarımda özellikle üretimi ve kaliteyi artırmak, dünyayla rekabet sağlayabilecek modeller geliştirmek amacıyla yapılan bir proje” değerlendirmesinde bulundu.
İZMİR FIRSATI DEĞERLENDİRMELİ
İzmir’de Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri için Menderes ve Dikili’de arazilerin belirlendiğini açıklayan Ali Osman Öğmen, Orman ve Tarım Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’nin İzmir’e yönelik bir ilgisi olduğunu ve İzmir’in bunu en iyi şekilde değerlendirmesi gerektiğini savundu. Öğmen, “Bu ilginin karşılığında biz de süreçleri doğru bir şekilde yönlendirmeye çalışıyoruz, şu anda Menderes ve Dikili’de belirli olan arazi var. Bu arazilerin tespitiyle ilgili tarım bakanlığı ilgili daire başkanlarının gözetiminde ilgili birimlerle arazileri bizzat kendileri tespit etti” ifadelerini kullandı. Süreci doğru yönetmek noktasına değinen Öğmen, şunları söyledi: “Özellikle İTO Başkanı Mahmut Özgener öncülüğünde bu süreci beraber yürütelim dedik. Çünkü eğer niyet ortaksa bunun sonuçlarından ülke ve İzmir kazanacaksa o zaman birlikte hareket etmemek gibi bir anlayış doğru bir anlayış olmaz. Bu sebeple EBSO, İTB, Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) ile birlikte ortak bir protokol yapıldı. Protokol bakanlığa gitti ve EBSO’dan 2, İTO’dan 2, İTB’den 1 ve EİB’ten de katılımcılarla birlikte bu projeyi yürüttük ve yürütmeye devam ediyoruz. Ayrıca geçiş dönemindeki bu heyetin başkanlığını da ben yapıyorum. Bunun da gerekçesi; ben ziraat mühendisi peyzaj mimarıyım, özellikle sektöre yabancı olmamam bölgede tanınmam ve bu işi yapanları da tanımam sebebiyle bu göreve beni seçtiler. Bu süreçte EBSO’nun geçmiş tecrübelerinden de faydalanmak bizim için çok önemli. Bu konuda Ender Başkan ve tüm EBSO ekibi bilgi ve donanımıyla işin içinde.” Bakanlığın öncelikle kurumsal anlamda muhatap istediğini söyleyen Öğmen, “Bu noktada bizler de İzmir’deki odalar ve birlikler olarak elimizi taşın altına sokarak projenin İzmir ve Türkiye için büyük kazançlar sağlayacağının bilgisini verdik” dedi. Öğmen, “Bizim bu dört odamızın dışında başka kurumların da katılımcıları olacak. Burada yatırımı yapacak olan odalar değil. Bakanlığa verdiğimiz taahhüt şu: ‘Bu proje doğrudur, bu proje yapılabilir’. Yani bakanlık öncelikle kurumsal anlamda bir muhatap istiyor. Biz de bu projenin doğruluğunu söyledik” şeklinde konuştu.
DEVLETİN DESTEĞİ YÜZDE 60
Daha önce yapılan bazı yanlış teşvik ve desteklemeleri hatırlatan Öğmen, aynı yanlışa düşmemek gerektiğini söyledi. Öğmen, “Bu işi yaparken Menderes’te süs bitkileri ve kesme çiçek, Dikili’de sera sebze ağırlıklı bir çalışma olacak. Öncelikle bu işi yapanlar bu işin içinde olacak. Girişimci olarak onların kaydı alınacak. Özellikle küçük işletmeler, aile işletmelerini desteklemek adına ya onların içinde oldukları kooperatifler ya da küçük üreticilerin bir araya gelerek oluşturduğu işletmeler bu işin içine sokulmaya çalışılacak. Çünkü tarımdaki en büyük sorunumuz finans sorunu. Diğer sektörler gibi çok güçlü bir yapı yok. Köylü küçük aile işletmelerinin içinden çıkan belki bazı firmalar var ama tarımda bizim temel yapımız küçük ölçek. Finans anlamında da Bakanlığın desteği var. Menderes ve Dikili’de yapılacak olan alt yapı masraflarının yüzde 60’ını devlet teşvik olarak veriyor. Artı kullanılacak kredinin yıllık faizi yüzde 3 iki yıl ödemezsiz 9 yılda geri ödenecek. Bu destekleri doğru, üretimden gelen insanlarla kullanmazsak sonuç gene hüsran olur” açıklamasında bulundu.
TİRE İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR
İzmir’de en büyük sorunun arazi sorunu olduğu hatırlatmasında bulunan Öğmen, kamulaştırmayla özel arazileri toparlamanın büyük bir maliyet gerektirdiğini belirtti. Öğmen, “Özellikle atıl ve kullanılmayan hazine arazilerinin tespitini bizzat bakanlık ilgili birimlerle yapıyor. Arazi dağılımına bakıldığı zaman İzmir’de normalde 11 bölgede tarıma dayalı ihtisas sanayi bölgesi kurmak mümkün. Tarımla ilgili olduktan sonra bunun içinde süt, et, tarıma dayalı ürünlerin işleneceği tesisler var. Sebze ve meyve ağırlıklı tesisler var. O da bölgelerin üretim modeli ve üretim havzalarındaki ürün potansiyeline bağlı olarak bu ihtisaslaşmanın hangi üründe olması gerektiğini İzmir’in bölgeleri kedini belli ediyor” diye konuştu. Tire, Bayındır ve Ödemiş aksıyla ilgili de yapılacak çok şey olduğunu ifade eden Öğmen, “Tire’deki kurumlarla görüşüyoruz. Tire’de besi ve sütle ilgili bir çalışma olacak. Ama orada da şu anda süt sektörünün yaşadığı sıkıntılar nedeniyle; arz talep dengesinden, fiyat politikası ve maliyetlerden kaynaklanan bir moral bozukluğu olduğu için Tire, Bayındır ve Ödemiş aksıyla ilgili de yapılacak aslında çok şey var. O havza gerçekten çok iyi bir havza. Yani insanı diksen çıkar denilen bir bölge. Orada da bir çalışma olacak” sözlerini kullandı.
ÖNCE ALTYAPI
Öğmen, şöyle devam etti: “İki olan ihtisas OSB sayını artırma hedeflerimiz var. Ama şu an net olan ve adı kullanılan sadece Menderes ve Dikili var. Eskiden bir ihtisas OSB bitmeden diğerine başlanamıyordu ama tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgeler yönetmeliğinde doğru yer ve girişimcilerin talepte bulunması halinde sayı artabilir.” EBSO, İTO, İTB ve diğer kurumların sadece işin katalizörü olduğunu asıl önemli olanın bu yatırımı yapacak girişimci kaydı başladığında kendilerine gelen geri dönüşlerin belirleyici olacağını dile getiren Öğme, “Belirlenen Menderes ve Dikili OSB’lerin içinde yer alacak şirketler daha belli değil. Talebe bağlı olarak, doğru bir projenin yanında girişimcilerin de bulunması gerekiyor. Altyapı tamamlandıktan sonra girişimci kaydı başladığında talepleri almaya başlayacağız” diye konuştu. TDİOSB’nin işleyişi ve genel bilgileri hakkında da konuşan Öğmen, “Tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgelerinde seracılıkta en küçük birim 20 dönüm. Menderes’te diyelim 800 dönümlük yer var. Bunun yüzde 30’unu yok sayacaksınız. Yol, su, soğuk hava deposu, paketleme tesisi gibi yerler için ayrılacak. Her bir parsel için bir girişimci lazım olacak. Dikili 2 bin 400 dönüm. Yüzde 30’u düşürüldüğünde 84 parsel kalıyor, buraya da 84 girişimci gerekecek. Bunları alt alta koyduğumuzda öncelik İzmirli üretici olacak. Bölgelerde bilgilendirme toplantıları yapacağız. Kayıtları alacağız ve diyelim ki OSB’leri İzmirli üreticiler dolduramadı bu sefer Türkiyeli üreticilerimizi alacağız. Önce biz yani Türk üreticiler olacak. Yabancılara en son şans verilecek. Onlar da bizim dış ayağımız olacak. Yani ürettiğimizi satmakla ilgili bize kapıları açacak yabancı sermayeli ortaklar olacak” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE KAZANACAK
OSB’lerin istihdama katkı koyacağını ifade eden Öğmen, açıklamalarını şu şekilde tamamladı: “İzmir şu anda birçok üründe Türkiye’de ilk sıralarda yer alıyor. İzmir’deki tarım üretimi birçok ille göre daha iyi yapılıyor. Mesela Türkiye’de iç piyasada kullanılan süs bitkilerinin yüzde 50-55’ni Ödemiş, Bayındır Menderes havzası üretiyor. Bir hesap yapıldığında Dikili’deki tarıma dayalı ihtisas OSB’de yaklaşık bin-bin500 kişi çalışacak. Menderes’te de 300-400 kişilik bir istihdam yaratılmış olacak. Bunun çarpanlarını da saydığımızda rakamın nasıl büyüdüğünü hep beraber görmüş olacağız. İşin içinden gelen kişiler bu işi yapacak. Üretim planı olacak. Pazar araştırması yapılacak. Küçük işletmelerin malı da bu bölgelerde değerlendirilecek. İlk kazmayı 2019’un sonu 2020’nin başlarında vuracağız. Projesi hazır olan Menderes ve Dikili’de çalışmalar aynı anda başlayabilir çünkü üretim modelleri farklı. Özellikle İTO Başkanı Mahmut Özgener’in bu projede katkısı çok fazla. Tarım Bakanı Mahmut Bey’e çok güveniyor. İzmir’deki kurumların bu projede birlikte olması en büyük kazanım. Birliktelikle çok güzel şeyler yapabileceğimize inanıyorum. Her şeyden önce Türkiye kazanmış olacak. Yeter ki iyi şeyler olsun,”

İlginizi Çekebilir...

Kabul Ediyorum
İlkses Gazetesi olarak sistemimizde sadece sizin izinleriniz doğrultusunda bilgilerinizi kullanıyoruz. Detaylı Bilgi cookie script