İnciraltı’nda tarım yapmayan yerini satsın!

TMMOB İKK Sekreteri Aykut Akdemir, İnciraltı planları için TMMMOB’un görüşünü ortaya koyarak, “O alan tarım alanı ise tarım alanı kalmalı. Orada arsa sahibi tarım yapmayacaksa tarım yapacak olana satsın” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 11.03.2022 10:42
  • Güncelleme Tarihi : 11.03.2022 10:42
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İnciraltı’nda tarım yapmayan yerini satsın!

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK), Alsancak Mimarlık Merkezi’nde kent gündemine ilişkin konuların değerlendirildiği basın buluşması gerçekleştirdi. ‘Zeytin alanlarının madencilik faaliyetlerine açılmasına’ yönelik yapılan yönetmelik değişikliğinden İnciraltı konusuna, Çeşme Turizm Projesi’nden emsal artışına kadar İzmir’i ve İzmirlileri ilgilendiren konuların konuşulduğu toplantıya TMMOB İKK Sekreteri Aykut Akdemir, Mimarlar Odası İzmir Şubesi Başkanı İlker Kahraman, Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Teknik Sorumlusu Selma Akdoğan ve Avukat Olgun Soydan katıldı.

YÖNETMELİKLE KANUN DEĞİŞTİRİLMEZ

Son dönemde çokça konuşulan ‘Zeytin alanlarının madencilik faaliyetlerine açılmasına’ yönelik yapılan yönetmelik değişikliği ile ilgili konuşan TMMOB İKK Sekreteri Aykut Akdemir, zeytinlik alanlarının ranta teslim edildiğini öne sürdü. orman, maden ve zeytin kanunlarının 3 özel kanun olduğunu dikkat çeken Akdemir, “Bu 3 özel kanun, kanunun üstünde anayasanın altındadır. Medeni kanundan daha üstün bir kanun. Zeytin bir ranta teslim ediliyor. Bu yasanın değişmesi zeytinlik alanların ranta taşınmasıdır. Değişiklikte yol güzergahı takip etmek şartıyla elektrik doğalgaz hattı yapılabilir diyor ama yol yok. Aşındırma yasaları bunlar. Usule uygun değil yönetmelik. Yönetmelikle kanun değiştirilmez. Yönetmelikte madde değiştirip özel kanuna atıfta bulunuyor. Gerçekleştirilmesi mümkün olan bir yönetmelik değil. Bunun arkasında ne gelecek onu bekliyoruz” diye konuştu.

ZEYTİN RANTA TESLİM EDİLİYOR

İzmir’de Çeşme turizm bölgesi ve İnciraltının imara açılması konularının kent için 2 önemli konunun olduğunu vurgulayan Akdemir, ‘Zeytin alanlarının madencilik faaliyetlerine açılmasına’ yönelik yapılan yönetmelik değişikliğini Çeşme ve İnciraltı projesi ile özdeşleştirdiklerini belirterek, “İnciraltı, tarım alanı olduğu tescillendi. Çeşme projesinde tarım alanı olmaktan çıkarıldı. İnciraltında da bu uygulandı ama karara henüz uygulanmadı. Zeytin bir ranta teslim ediliyor. Bu yasanın değişmesi zeytinlik alanlarının ranta taşınmasıdır. Bunun Çeşme ve İnciraltı projesi ile özdeşleştiriyoruz. İnciraltını koruyamayan zeytinlikleri koruma ihtimali hiç yok” dedi.

NEDEN İNCİRALTI İSTENİYOR

İnciraltının sağlık turizmine yönelik kullanılacak söylemini hatırlatılması üzerine Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi adına cevap veren Şube Teknik Sorumlusu Selma Akdoğan, “İnciraltı’nın imara açılmasının nedeni geçmişteki engelleyemedikleri binalara kılıf uydurmaktır. İmar barışından bile yararlanamamışlar. Geçmişteki yapılan hataların kanunları uygulamayan belediyelerin hatalarını örtmek için yaptığı kılıftır. Balçova’da yeterince sağlık turizmi var, neden İnciraltı isteniyor. Tarım alanı, tarım alanı olarak kullanılmalı çünkü tarım alanları sınırlı tekrar kullanılamaz” ifadelerini kullandı. Aykut Akdemir ise, “Görevini yerine getirmeyen belediye imar barışı kamu belediye görevini yapmadığı içi kaçak yapılar ortaya çıkıyor. Yıkamayınca yasal kılıf hazırlanıyor. Her planlama süreci yeni bir rant süreci” diye konuştu.

TARIM YAPACAK OLANA SATSIN

İnciraltındaki arsa sahiplerinin uzun zamandır buradan yararlanamadıklarını söylemelerini hatırlatılması üzerine Akdoğan, yapılaşma olmamasının da doğrudan bir kentte fayda sağladığını savundu. Aynı soruya ilişkin Aykut Akdemir, “O alan tarım alanı ise tarım alanı kalmalı. Orada arsa sahibi tarım yapmayacaksa tarım yapacak olana satsın. Çekilsin orayı ekecek olan kalsın. 700 tane tapu sahibi var. İnciraltında kimse oturmuyordu sineklikti. Balçova ve Narlıdere’de oturuyorlardı. Kent o tarafa gittikçe arsa sahipleri ‘ev yapar arsalarımız değerlendiririz’ diye düşünüyorlar, ‘tarımdan kazanacağımı buradan kazanırım’ düşüncesi var” ifadelerini kullandı.

GARİBAN HALK ORAYA GİREMEZ

İnciraltı bölgesinin nitelikli bir tarım alanı olduğunu vurgu yapan Akdemir, bölgenin imara açılması halinde İzmirlinin nefes alacağı alnın kalmayacağını savunarak, “Biz planlama üzerinden bakıyoruz ve koruma kavramını koyuyoruz bizim bir tarım alanı yaratma şansımız yok. Biz İsrail değiliz. Orası nitelikli bir tarım alanı yılda 2-3 ürün alınabiliyor. Markalı meyve bahçeleri var. Akredite olmuş. O bahçeden çıkan ürünler hiçbir şey yapmadan her ülkeye satılabilir. O bölge tümüyle imara açılırsa trafik artarsa artık oraya kimse giremez. Orası İzmirlilerin nefes aldığı yerdir. İnciraltının imara açılmasıyla İzmirli gariban halkın hava alacağı yer kalmaz. Çeşme konuları da İzmirlilerin günü birlik tatil yaptığı yerler. Şimdi oralar otellere teslim edilecek. Eğer oralar imara açılırsa İzmirin gariban halkının oraya girme şansı olmaz” diye konuştu.

TUNÇ BEY BİRŞEY DİYEMİYOR

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ‘Başka Bir tarım Mümkün’ vizyonunsa rağmen İnciraltı için bakış açısının ne olduğu sorulması üzerine Aykut Akdemir, CHP parti programında işaret etti. Soyer’in çok şanslı bir belediye başkanı olduğunu ve tarımla ilgili aklından geçen her şeyin CHP’nin parti programında yazdığını ifade eden Akdemir, “Tunç Bey bir şey diyemiyor başkan bir şey söylüyor. Biz net bir şekilde tarım alanını korunması yönünde tarafıyız. Meclisteki 5 siyasi partinin planlarını inceledik. Tarım politikası üzerinde bakış açısı olan tek parti CHP. CHP parti programında net bir şekilde Tarım alanların korunması ve çoğaltılması gerektiği yazıyor. MHP de kooperatifi yazıyor AKP’de hiçbir şey yazmıyor. Bunu Ali Engin’e anlattık. CHP’li belediye başkanların seçildikleri partinin programı hakkında bilgi sahibi olmalı. Tunç Bey mutluluğu parti programında arasın. Tunç Bey çok şanslı bir belediye başkanı tarımla ilgili aklında geçenleri parti programında yazıyor. Ayrıca İnciraltı’nın planlamaya yönelik elde bir şey yok. Yasal olarak buranın imara açılması mümkün değil” dedi.

KONAK MEYDANI TMMOB SAYESİNDE

TMMOB’un geçmişten bu yana İzmir için ortaya koyduğu tavırlara ilişkin örnekler veren Akdemir, “TMMOB’un elinde hukuk gücü var. Konak’ta bir meydan varsa TMMOB açtığı dava sayesinde, oraya AVM yapacaklardı. Kordon varsa bizi 90’lı yıllarda açtığımız davalardan dolayı var. CHP’li belediye başkanların yaptığı yanlış 2 iş var. İlki 2019 seçimleri öncesinde çiçekli köy girişinde izin verilemesi gereken kaçak binayı Bornova Belediye oturma izni verdi seçimden iki gün önce. İstinyepark durdurulması yönde karar alındı oysa CHP’nin genel başkanı ‘hak, hukuk, adalet’ yürüyüşü yapmıştı. Mahkemenin kararını uygulanmadı” diye konuştu.

SÖYLENMESİ GEREKENLER SÖYLENMEDİ

Emsal artışı konusuna ilişkin açıklamalarda bulunan Aykut Akdemir, açtıkları davayı geri çekmeyeceklerini söyledi. “Depremzedeler isteyebilirler haklılar. 31 Ekim’den söylenmesi gereken şeyleri söylemediler. Yıkılan binalar ruhsatlı binalar,‘bunlar yıkıldıysa sorumlular buraları denetleyemeyenledir’ demeleri lazımdı. Bu yıkılan binalar ‘aynı yerde yapılması gerekiyor’ demeleri gerekiyordu. Bu söylenmeden konuşulan her şeyde başka şeylerdir. Yıkılan binaların kamu tarafından yapılması gerekirdi. Bu söylenmeliydi. TMMOBB olarak açtık davayı. Aziz Kocaoğlu, Büyükşehir ve Bayraklı Belediyesi’nin kararları konusunda emsal bir kara aldılar demişti. Büyükşehir aldığı kararlar bütün Türkiye genelinde emsal teşkil eder. Davayı geri çekmeyeceğimizi konusunda ifade ediyoruz. Geri çekmeyeceğimiz konusunda da İZDEDA ile bir araya da geldik. Tek başına bir çözüm ifade etmiyor. Emsal artışı müteahhitle pazarlık ederek avantaj sağlamıyor. Depremzedeler hala kendilerinin dışında bir gücün onlara yardmı etmesini bekliyorlar ama kooperatif özgücünüzü kullanma hamlesidir” dedi.

EMSAL ARTIŞI KONUSU BİTTİ

Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı İlker Kahraman ise, “2 Nisan’da deprem çalıştayı yapıyoruz tüm tarafları bekliyoruz. Kooperatileşmeleri iyi bir şey ama bunun bir Türkiye sorunu olduğunu düşünmek lazım. İstanbul’da 7.1 gibi bir deprem olduğunda muhtemelen biz dışa bağımlı olacak Türkiye. Bu sadece İzmir’in problemi değil. Artık konu İzmir’i aştı. Kooperatif emsal artışından daha fayda getirecek. İZDEDA’nın emsal artışı konusunda bizi anladığını düşünüyoruz. Çözümlerin net olabilmesi adına deprem çalıştayında ne konuşulacak onu görmek lazım. Yeni yapılan binalar sağlam mı bunları tartışmaya açmak lazım. Depremden zarar görmüş herkesin de çalıştayda olması gerek. Emsal artışı konusu bizim için bitti. Yapılması gerekenlerin konusu bitmedi. Bu Türkiye’nin bir konusu” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi