Sayfa Yükleniyor...
İMDER, hükümet ve yerel yönetimlerden kendilerini şaha kaldıracaklarını ve ülke ekonomisinin yaşadığı durgunluğu hareketlendireceklerini iddia ettikleri istek ve taleplerini sıraladı
NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
İzmirli müteahhitler, yerel seçimlerin bitmesi ile beraber hükümet ve İzmir Büyükşehir Belediyesinden hazırladıkları taleplerini ayrı ayrı 14 maddede sırladı. Yerel seçimlerle ilgili düşüncelerini paylaşan İzmir Müteahhitler Derneği (İMDER) Başkanı İslam Yıldırım, “Ülkemiz 31 Mart tarihi itibariyle yerel seçim sürecini tamamlamıştır. Yerel seçimlerin ülkemize, milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Seçimlerin kazananı siyasi partiler değil, 82 milyon Türkiye halkıdır. Seçilen tüm belediye başkanlarımızı ve meclis üyelerimizi tebrik ediyor, yapacakları görevlerde başarılar diliyorum. 10 ay içinde geçirdiğimiz iki seçim elbette ülke ekonomisini doğrudan ve dolaylı olarak etkilemiştir” ifadelerini kullanırken, ülke olarak artık ekonomiye odaklanmaları gerektiğinin de altını çizdi.
“ÇOK BÜYÜK YARA ALDIK”
İnşaat sektörünün ekonomik krizde çok büyük yara aldığını belirten Yıldırım, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bizler inşaat sektörü temsilcileri olarak devamlı sahada ve sektörün sorunlarını dinleyenler olarak ekseriyetle şu cümleleri çok duyduk: ‘Hele şu seçimler bitsin piyasalar açılır’, ‘Şu seçimler bir bitsin ondan sonra projelerimize ağırlık vereceğiz’, ‘Seçimlerden sonra döviz ve faizlerde bir rahatlama olur’. Evet seçimler bitti. Artık önümüzdeki 4 yıldan fazla bir zaman var. Seçim süreçleri Türkiye’nin gündeminden çıkmıştır. Artık ilk ana hedefimiz ekonomi olmalıdır. İnşaat sektörümüz geçtiğimiz süreçte çok yara almıştır. Bu yaraları sarmak için önümüzde koskoca 4 yıldan fazla bir zaman var. Temennimiz odur ki; bu sürede sektörümüz bir toparlanma sürecine girecektir.”
İNŞAAT SEKTÖRÜ NE İSTİYOR?
“İnşaat sektörü temsilcileri olarak hem merkezi hükümetten hem de yerel yönetimlerden beklentilerimizi ve isteklerimizi elbette dile getireceğiz” diyen Yıldırım, taleplerini şu şekilde sıraladı: “Merkezi hükümetten beklentilerimizi maddeler halinde sıralayacak olursak; Sayın Cumhurbaşkanımızın seçim gecesi ifade ettiği gibi ekonomide radikal reformların gerçekleştirilmesi, konut kredi faiz oranları 1.28’e kadar gerilemesi güzel bir gelişmedir. Ancak mevduat faiz oranları yıllık yüzde 20 seviyesinden aşağıya düşmesi lazım ki, piyasadaki sıcak para akışı sağlansın. Mart ayında açılmış olan Emlak Bankası’nın şubeleşmesinin ivedilikle açılıp, sektörümüzde üretim yapan, istihdam sağlayan, katma değer yaratan tüm meslektaşlarımıza destek vermesi çok önem arz eden bir durumdur. 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Kanunu’nda revizyon yapılması, geçtiğimiz günlerde TMMOB ve Şehir Plancıları Odası’nın başvurusu ile Danıştay tarafından yürütmesi durdurulan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği krizde olan sektörümüzü bir krize daha sürüklemeye başlamıştır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın bu süreçte devreye girmesi elzem bir durumdur. İnşaat sektörümüz imar yönetmeliği ve otopark yönetmeliğinin rasyonel bir temel üzerine oturtulup artık değişmemesi sektör temsilcilerinin ortak görüşüdür. Yapılaşmanın yüzde 80-90 seviyelerinde tamamlanmış olan adalarda, mevcut nizamda inşaat yapılması mahalle aralarında kalmış metruk eski binaların da ortadan kalkması için sektör temsilcileri arkadaşlarımızın diğer bir ortak görüşüdür.”
YEREL YÖNETİMLERDEN TALEPLERİMİZ
Hükümetten talep ettiklerini sıraladıktan sonra yerel yönetimlerden de istediklerini maddeler halinde sıralayan Yıldırım, özellikle ruhsat aşamasında bürokrasinin azaltılması çağrısında bulundu. Yıldırım, “İzmir’de uygulama imar planları ile nazım imar planlarının uyuşmazlık sorunu ortadan kaldırılıp, İmar planları bir an evvel yapılmalıdır. Belediyelerimiz ruhsat aşamasında bürokrasiyi azaltıp 7-8-9 ayları bulan ruhsat işlemlerinde, makul süre uygulamasına geçmesi. İzmir Büyükşehir belediyemiz çok acil bir şekilde Büyükşehir’in imar yönetmeliğini çıkarması. İzmir’deki ilçe belediyelerimizde farklılık olmadan tek tip uygulamaların hayata geçirilmesi. Projeli-ruhsatlı-denetimli olan inşaatlarımızın imalat aşamasında; İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerimizin zabıta ekipleri sokak , sokak dolaşıp şantiyelerimizi markaja alması doğru bir uygulama değildir. İzmir’deki yapı stoğunun zamanında kaçak olarak inşa edildiği gerçeğini inkar edemeyiz. Burası sorgulanması gereken bir durum olduğu aşikardır. İzmir’deki otopark sorununun müteahhitler üzerinden çözülmesi mümkün değildir. Acilen İzmir’in metropol ilçelerinde otopark ihtiyacının karşılanması için çalışmalar yapılması gerekmektedir. Büyükşehir Belediyemiz yapmış olduğu ada bazlı kentsel dönüşüm ihalelerini blok halinde değil, küçük parçalara ayırıp yapması hem riski ortadan kaldırıp, tek tip mimari anlayışı da ortadan kaldıracağı için şehir estetiği açısından dikkate alınması gereken bir durumdur” değerlendirmelerinde bulundu.
Haber Merkezi