- Gündem
- 21.04.2025 09:28
Yıllar önce sokakta görüp etkilenerek sahiplendikleri engelli hayvanlara bakabilmek için öğretmenlikten istifa ettiler. Kiraladıkları iki katlı evde ölüme terk edilmiş hayvanlara bakan iki kadın, onlar sayesinde mücadeleyi öğrendi
E. ÇAĞLA GENİŞ - ÖZEL HABER
Kimliği belirsiz kişiler tarafından üç ayağı asitle yakılan Diren, Kemalpaşa’dan gelen ihbar sonucu bulundu. Cevriye, geçirdiği trafik kazasının ardından hayatına felç olarak devam etme zorunda kaldı. Asya da, yine bir kaza sonucu felç kaldı. Bir barınakta uyutulmayı beklerken kurtarılan evin en yaşlı üyesi olan Muffin, kalp hastası. Kumru’nun doğuştan arka bacakları, Kumpir’in ise patileri yok. Ama hepsinde bir yaşam mücadelesi var. Çoğu insan mağduru olan bu hayvanlara kucak açan Dilara Yıldızlar ve Tuğba Alhan, kendilerini engelli ve felçli sokak hayvanlarına adamış iki hayvan sever kadın. Yıllar önce sokakta görüp etkilenerek sahiplendikleri engelli hayvanlara daha iyi bakabilmek için öğretmenlikten istifa ettiler. Şimdi gelirlerini engelli, felçli, hasta, ölüme terk edilmiş, “Uyutalım. Umut yok!” denen hayvanlar için harcıyor; günlerini onların bakımlarını yapıp, karınlarına doyurarak geçiriyorlar. Sırf onlar rahat etsin diye kiraladıkları ve ‘Patili Köşk’ adını verdikleri iki katlı evde, onlarca engelli hayvana bakıyorlar. Onlar sayesinde mücadeleyi öğrendiklerini söyleyen kadınların hedefinde ise sadece engelli hayvanlara ait bir rehabilitasyon merkezi açabilmek var.
ENGELLİ HAYVANLARA BAKIYOR
Küçüklüğünden beri hayvanlarla iç içe büyüyen Tuğba Alhan, duyarlılıkla yaptığı çalışmalardan şöyle bahsetti: “Çiçekliköy’de iki dönüm arazi içerisinde engelli köpekler için bir yaşam merkezi açmıştım. Dilara ile ortak bir arkadaşımız üç bacaklı bir köpeği sahiplendirmek için ilan açmıştı. O köpek de geçici olarak Dilara’daymış. Köpeği İstanbul’a göndereceklerdi. Ben de gitmesini istemedim. Aile bulana kadar ben de kalsın dedim. Dilara da gelip tanışmak istedi. O şekilde tanıştık. Aramızda bir dostluk başladı. Bir buçuk iki ay sonra ben merkezi kapattım. Dilara ile daha sık görüşmeye başladık. Diren’i bulma ve sahiplenme sürecinde de hep yanındaydım. Yaklaşık on senedir sadece engelli köpeklere bakıyorum. Hepsi bir şekilde şiddet mağduru hayvanlar. Dilara ile çok sık birbirimize gidip geliyorduk ama evlerimizde bizim sorumluluğumuzda olan bakıma muhtaç hayvanlar vardı. Dolayısıyla vakit sorunumuz oluyordu. Hemen eve dönüp onlarla ilgilenmemiz gerekiyordu. Çözüm olarak hepimiz bir arada olalım dedik. Bana muhtaç olan birileri varken neden onlara el uzatmayım diye başlayıp bunu bir amaca dönüştürdüm. Ben artık onlar için bir şeyler yapacağım dedim. Elbette zorlanıyoruz. Kendi hayatlarımızdan ödünç veriyoruz. Ama onların bir bakışı bize her şeyi unutturuyor” dedi.
ÇOK MUTLULAR
Evde yaşayan köpeklerden biri de Diren. Diren, Kemalpaşa’da ormanlık alanda kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından işkence görmüştü. Yaklaşık 10 gün boyunca acı içinde kurtarılmayı bekledi. Dilara Yıldızlar, onu bulduğunda 3 bacağı asitle yakılmış, bir kulağı tamamen, diğeri ise yarısına kadar kesilmişti. Dilara Yıldızlar, klinikte tedavisi başlanan köpeği sahiplenerek, ona Diren ismini vermişti. 3 ay boyunca klinikte tedavi gördü. Üç bacağı ampute edildi. İlk protez denemesi uyum sağlayamadığı için başarısız oldu. Diren, şimdi evinde çok mutlu. Bundan sonra aynı evi paylaşacağı, kendi gibi işkence görmüş ya da ölüme terk edilmiş halde bulunan ve sahiplenilmeyi bekleyen dostları var. Diren’in ve diğer engelli köpeklerin sürekli bakım istediğine dikkat çeken Dilara, “Hepsinin arasında çok farklı bir enerji uyumu var. İlk tanıştıkları andan itibaren çok iyi anlaştılar. Kendi aralarında birbirlerine destek olduklarını düşünüyoruz. Empati kurabildiler sanırım. Bu yüzden onları aynı eve buluşturmak istedik. Biri kafasını kaldırdığında öteki de kaldırıyor, ne oldu dercesine” şeklinde konuştu.
MÜCADELEYİ ÖĞRENDİK
Evde sürekli kalan 12 engelli köpeğin yanı sıra barınaklardan gelen ve sahiplendirilmeyi bekleyen hasta hayvanların da bulunduğunu kaydeden Tuğba Alhan, “Şu an evde 12 engelli köpeğimiz var. Barınaktan gelmiş çok hasta köpekler de var. Onlar üst katta kalıyor. İşitme engelli köpeğimiz, gelişmediği için vücudunun yarısı olmayan bir kedimiz var, kalça çıkığı olan bir kedimiz var. Ama hala yetişemediğimiz birçok hayvan var. Birileri daha destek olsa daha fazla hayvan kurtarabiliriz. Burada bir yaşam var. Bu hayvanların yaşam kalitesini üst standartta tutmaya çalışıyoruz. Tekerlekli sandalyeyle, protezle, üç bacak tasmasıyla… Dışarıdan aldığımız enerjinin tamamını bu eve sokuyoruz. Bu evin bir düzeni var. Her gün sabah 6’da kalkıyoruz. Büyük ırkları bahçeye salıyoruz. Gezdirilmesi gerekenleri gezdiriyoruz. En üst katta ayrı kalması gereken büyük köpekler var, teras ve balkonları yıkıyoruz. Hepsinin ayrı maması var. Düzenli olarak antibiyotik alması gereken köpeklerimiz var. Saatlerinin aksamaması gerekiyor. Onlarla tek tek ilgileniyoruz. Uyku saatlerimizi de onlara göre planlıyoruz. Onların gözüne baktığımızda umut görüyoruz. Hepsinde bir yaşam mücadelesi var. Bu anlamda onları kendimize örnek alıyoruz. Yıllarca biz öğrencilere bir şeyler öğrettik ama mücadele etmeyi biz onlardan öğrendik. Bu çocukların tek çareleri biziz. Onlar için hep güçlü ve bir arada olmaya çalışıyoruz. Elimizden geldiği kadar dışarıdaki canlar için de beslemelere çıkıyoruz” ifadelerini kullandı.