“İran büyük pazar ama bavul ticareti yapılıyor”

Dövize ihtiyacı olan Türkiye’nin dibindeki İran pazarını iyi değerlendirmesi gerektiğinin altını çizen Hossein, “İki ülke arasında bavul ticareti yapılıyor. Bu çok acı” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 09.09.2019 11:43
  • Güncelleme Tarihi : 09.09.2019 11:43
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“İran büyük pazar ama bavul ticareti yapılıyor”

NURETTİN BAKİ - ÖZEL HABER
Dışa kapalı ekonomik yapısı, uyguladığı dış ticaret kontrolleri, yüksek gümrük tarifeleri, tarife dışı engeller, bankacılık ve ödemeye ilişkin sorunlar, iki ülke arasındaki ulaşım ağlarının yetersizliği ve sınır kapılarında karşılaşılan sorunlar gibi engeller nedeniyle İran ile ticari ilişkilerimizin boyutu istenen düzeyde gerçekleşmiyor. Benzer sebeplerle İran pazarında Türk firmaları ile rekabet edecek Avrupa firmalarının sayısı da sınırlı. Böyle bir ortamda Türkiye’nin İran ile coğrafi ve kültürel bağlarını kullanarak pazara mevcut Türk malı imajını daha da geliştirmesi ve diğer ülkelere kıyasla rekabet avantajı kazanması mümkün görülmekte. İran aynı zamanda Türkiye’nin Orta Asya pazarlarına açılımında da en kısa güzergâh konumunda yer alıyor. İran ekonomisinin bir dönüşüm yaşadığını ifade eden, İran ekonomisi ve ticaretiyle ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulunan İran İşbirliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Arian Hossein, “Özellikle turizm, tekstil, gıda ve ayakkabıcılık sektörlerinde İran, Türk firmalarına büyük fırsatlar sunuyor. Türk firmalarının da bu fırsatı kaçırmamaları gerekir. Bu fırsat sonsuza kadar devam etmez. Çünkü Avrupalılar, İran’a girip araştırmalarını yaptılar ve heyetler halinde yavaş yavaş İran’a yatırım yapmaya başladılar. İş işten geçmeden Türk firmaları yatırımlarını en kısa zamanda yapmalıdır. İran pazarı kaçtı kaçıyor” dedi.



İRAN PAZARI ARAŞTIRILMALI
Yatırım yapmak isteyen Türk yatırımcıların önceden İran pazarını araştırmaları gerektiği önerisinde bulunan Hossein, Türk firmalarının İran pazarına nasıl girmesi gerektiğini tek tek anlattı. Hossein, “Hepimizin bildiği üzere İran’da çok büyük bir gelişme yaşandı. ABD, İran’a uyguladığı ambargoyu kaldırdı.Bunun sonucunda da çok iyi bir pazar ortaya çıkmış durumda. Ama benim her zaman bahsettiğim; pazar ne kadar iyi gözükse de o kadar kolay da bir pazar değil İran pazarı. İran pazarına Türk firmaları nasıl girer, tabi ki bunun yol ve yöntemlerini bilmemiz lazım. Çünkü İran pazarına girebilmek için standartlar ve gümrük, mevzuatlar hatta bürokrasiyi çok iyi bilmeniz gerekiyor. İran pazarına girmek, Türkiye pazarına girmek gibi kolay değil çok farklıdır. Bunun için biz bu noktada dernek olarak iyi bir iş görüyoruz. İran ve Türkiye ticareti bizim gibi derneklere ihtiyaç duyuyor. Çünkü biz İran’ın bütün kurumlarını standartlarını, kurallarını gümrük, vergi, bürokrasisini hepsini biliyoruz. Türkiye, Almanya, Fransa gibi yerlerde bizim gibi derneklere çok ihtiyaç yok. Çünkü her şey olması gerektiği gibi işliyor. Her şey standardına oturmuş, ülkeler kendi aralarında yaptıkları ticaretlerde herhangi bir problem yaşamıyorlar. Uluslararası kuralları oluşturulmuş ve ticaretlerini engelleyici bir unsur bulunmuyor. Ama Türkiye ve İran arasındaki ticarette böyle işleyen standart ve ticaretin önünü açan kural yok. Tam tersine gümrük ve bürokrasi gibi engelleyici faktörler var. İşte bu noktada bizim derneğe çok büyük ihtiyaç düşüyor” değerlendirmesinde bulundu.
AVRUPALILAR İRAN PAZARINA GİRDİ!
Artık Avrupalıların İran pazarına girdiğini de dile getiren Hossein, Türk firmaların bu pastadan en büyük dilimi nasıl alacak diye çalıştıklarını söyledi. Hossein, “Bizim bu dönemde çok dikkatli olmamız lazım. Avrupalılar İran’a artık girdi. Geçtiğimiz dönem heyetler pazar araştırması yapmak için İran’a giriyorlardı. Şimdi ise araştırmaları sonucu Avrupalılar heyetler halinde İran’a yatırım ve ticaret için girmiş durumda. Şu an İran’a girerseniz boş otel göremezsiniz. Bunun sebebi hem yabancı yatırımcıların sayısının artması hem de otel sayının az olması. Biz bu pastadan nasıl en büyük dilimi alacağız? Bunun için çalışmalıyız. Türk ve İranlı firmalara iki ülkenin pazarları hakkında bilgilendirmeye devam etmeliyiz. Firmaların da artık bu işi ötelemeden, özellikle Türk firmaları bu pazarı kaybetmeden, Avrupalılara kaptırmadan en kısa zamanda harekete geçmeleri gerekiyor. Yoksa bir yıl sonra bu pazarı bir daha bulamayabilirler” diye konuştu.
AYAKKABI SEKTÖRÜ
Türkiye’nin dövize ihtiyacı olduğunun altını çizen Hossein, İran pazarının bunun için muazzam bir fırsat olduğunu vurguladı. Hossein, “Bu yüzden Türk firmalar iç piyasadan daha fazla dış piyasaya yönelmek durumunda. Yani ihracat yapmaları lazım. Şu anda sadece bir göz atarsak hangi ülkenin pazarı Türk firmaları için en iyi pazardır görebiliriz. Çünkü bu pazarın adı İran’dır. İran ile Türkiye arasında birçok konuda ortak değerler bulunuyor. Zaten Türkiye ve İranlı firmalar artık birbirlerini çok iyi tanıyor. Bu yüzden çok uygun bir pazar ama birkaç noktaya dikkat etmemiz lazım. Birincisi doğru bir sektörle İran’a girmeli, örnek vermek gerekirse turizm sektörü ile çok rahat bir şekilde İran’a girebiliriz. Bunun yanında ayakkabı sektörü ve ağır vasıta, yedek parça malzemeleri de çok rahat bir şekilde İran’da iş yapar. Keza tekstil sektörü de öyle. İran’da mesela şimdi bir sürü AVM açılıyor. Türkiye’nin tam 15 sene öncesi gibi bir durum yaşanıyor. Şimdi Türk firmalar oraya gidip kendilerine yer açıp iş yapması gerekiyor. İran’da kahvaltı kültürü yok ama bu kültüre geçmek istiyorlar. Bu yüzden özellikle simit konusunda çok iyi bir yatırıma ihtiyaçları var. Bu konuda en gelişmiş ülkelerin başında da Türkiye geliyor. Bu çok mantıklı bir girişim olur ki sonucunda da girişimci çok karlı çıkacaktır” ifadelerine yer verdi.
BAVUL TİCARETİ YAPILIYOR
İranlıların Türk mallarını beğendiğini ancak bunun ticaretinin yeterince yapılmadığını söyleyen Hossein, iki ülke arasında bavul ticareti yapıldığına dikkat çekti. Hossein, “Türk malları İran’da marka olmuş durumda. Türk malı çok rahat satılıyor. Ama baktığımızda hiç ticaret yapılmıyor. Yapılsa bile bavul ticareti yapılıyor. Bu da Türkiye-İran arasındaki ticarete yakışmıyor. Böyle iki medeni ülkeye böyle bir bavul ticaret, kaçak ticaret hiç yakışmıyor. 100-200 çift ayakkabı alıp bavulunla götürürsen ne olur, götürmezsen ne olur. Biz zaten buna ticaret demeyiz. İran’a girip serbest bölgelerinde üretim gerçekleştirebilirsiniz. Serbest bölgeler çok kolaylık sağlıyor ve cazip teklifler sunuyor. Fakat bu teklifler sonsuza kadar geçerli değil en fazla bir yıl sonra Türk firmaları eğer bu teklifleri değerlendirmezlerse İran, başka ülkenin firmalarına bu teklifleri sunup ticaretlerini bu ülkelerle gerçekleştirecektir. Biz bunun yönteminin İran’daki serbest bölgelerden geçtiğini biliyoruz. Gerçekleştirdiğimiz bütün toplantılarda bunu dile getirdik. Hatta bir kaç tane serbest bölge ile irtibatımızı sağladık. Bunun alt yapısını hazırladık. Türk firmalar İran’a gidip mal satmak istiyor. Serbest bölgeler çok doğru bir yöntem. Çünkü serbest bölgelerde ticareti geliştirmek ve İran’a ticareti çekmek için çalışan alanlar” şeklinde konuştu.
AMAÇ TİCARETİ GELİŞTİRMEK
İzmir’de kurulan İran İşbirliği Derneği’nin kurulma amacını anlatan Hossein, amacın Türk-İran ticaretini geliştirmek olduğunu aktardı. Hossein, “Bizim dernek olarak amacımız; Türkiye ve İran arasındaki ticareti geliştirmek, İran pazarını, kurallarını, standartlarını, gümrük işleyişini Türk firmalarına anlatmak. Aynı şekilde Türkiye’de yatırım ve Ticaret yapmak isteyen İranlı firmaları da Türkiye’ye getirmek, Türk pazarını anlatmak, onlara yeni pazarlar açmak için girişimlerde bulunmak” ifadelerini kullandı.