İşçi bayramı coşkuyla kutlansın

NİLGÜN TAZE ÖZEL HABER

Avustralya'nın Melbourne kentinde doğan ve geçmişi 1856 yılına kadar dayanan 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı, 1977 yılında Türkiye’de ‘Kanlı 1 Mayıs’ olarak anılır. 1977 yılında yaşanan acı olaylardan sonra Taksim Meydanı’na özel bir anlam yüklenerek daha sonraki yıllarda yaklaşık 500 bin kişinin katıldığı 1 Mayıs kutlamaları gerçekleştirilir. 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı’nın ülkenin büyük kesimini oluşturan işsizler tarafından kutlanamayacağını bayrama katılanların çoğunun ise meteliksiz olacağını söyleyen Atilla Erbeklen, “Ülkede günden güne korku daha da hakim oluyor. Türkiye’de iş yok, güç yok. 1 Mayıs işçi bayramı olmasına rağmen işsiz olduğumuzdan çalışamıyor ve çalışamadığımız içinde zaten işçi bayramını kutlayamıyoruz. Bu bayram da ceplerimizin boş olduğu bir bayram olacak. Ülkede günden güne korku daha da hakim oluyor. İnsanlar güven hissinin ne demek olduğunu unuttular” dedi.

GÜVEN HİSSİ UNUTULDU

Türk insanının ne zaman ne olacağını bilinmediği bir belirsizlik ortamında yaşamaya çalıştığını açıklayan Erbeklen, şunları söyledi: “Hatırlamalıyız güven hissini unutturacak olanda yaşatacak olanda yine insanın kendisidir. Kaderimiz bazı liderlerin elerinde. Referandumda kültür seviyesi yüksek olan illerde hayır çıkarken diğer yerlerden evet çıktı. İnsanlar artık duygu ve düşüncelerini rahat bir şekilde ifade edemiyorlar çünkü sesleri biraz fazla çıkınca hemen bastırılarak hapse atılıyorlar. İnsanları canlarından bezdirdiler. Komşu ülkelerle gereksiz yere ağız dalaşı yaparak zaten düşmanımız çokken bunu daha da çok alevlendiriyoruz. Allah yardımcımız olsun.”

İŞSİZLİK DİZBOYU

İzmir’de ekonomi ve turizmin yıldan yıla daha da kötüye gittiğini ve belirli kesimlerin daha zengin olurken, fakirlerinde daha da yoksul hale geldiğini ifade eden Kamil Şimşek, “Türkiye’de işçilerin durumu içler acısı durumda. Her şey güzelmiş gibi gösteriliyor ülkede ancak gerçekler tam tersi. Suriyeli insanlara karşı değilim ancak kendi ülkemizde bu kadar aç insan varken yetkililerin milyonlarca Suriyeliyi ülkeye alarak kendi insanlarına tanımadığı olanakları onlara sunmuş olmasını mantıklı ve adil bulmuyorum. Önce kendi insanımız. Zaten dünya kadar işsiz varken ve ülkemizin potansiyeli beli iken sırf siyasi çıkarlar uğruna kaldıramayacağı yükün altına girmesi hoş görülemez bir anlayış. Söylenecek çok şey var ancak görüşlerimi açıkladığım içinde hapse atılmak istemiyorum” açıklamasını yaptı.

PATRON İŞÇİ UÇURUMU

İşçilerin bayramı olan 1 Mayıs’ın amacına uygun olarak coşku içinde kutlanması temennisinde bulunan Mesut Yılmaz, “Bugün saat 14.00’de Gündoğdu Meydanı’nda toplanacağız. Tüm işçilerin sendikalı olması kendileri için avantaj olacaktır çünkü sendikasız işçiler askeri ücretle çalışırken sendikalılar 2 bin TL’ye yakın para alıyor. Ülkemizde herkese eşit davranılması gerektiğine inanıyorum. Patron ve çalışanlar arasındaki uçurum kıyaslanamayacak ölçüde fazla. İşçilerin durumunun daha iyi hale gelmesi hepsinin sendikalaşmasına bağlı. Ülkemizde önce adaletin olması gerekiyor ki bu uçurumlar ortadan kalkarak daha eşitlikçi bir yapı oluşabilsin” ifadelerini kullandı.

İŞÇİ BAYRAMININ DOĞUŞU

1856 yılında Avustralya'nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçilerinin çalışma saatlerinin azaltılması için başlattığı protestolara kadar dayanan işçi bayramı, ABD'nin Chicago kentinde işçilerin 1 Mayıs 1886'dan itibaren iş gününün 8 saat olması için başlattığı mücadele ile hız kazanır. 1 Mayıs 1886'da ABD'nin büyük kentlerinde beş binden fazla grev ilan edilerek polisle grevciler arasında çıkan çatışmalarda bir işçi öldürülerek çok sayıda işçi yaralanır. 3 gün süren gösteriler sonrasında sendikacılardan dördünün idam, dördünün ise ağır hapis cezasına çarptırılmasının ardından Milletlerarası İşçi Kardeşliği Teşkilatı, 1889 Paris Kongresi'nde işçilerin dayanışmaları amacıyla yılda bir günün ortak bayram ilan edilmesi benimser. Amerikalı sendikacıların önerisi üzerine o gün ‘1 Mayıs’ olarak belirlenerek o günden bugüne birçok ülkede kutlanmaya başlanır.

Haber Merkezi