- Gündem
- 21.05.2025 15:37
İSİG Meclisi, genç işçi ölümlerinin pandemide kısmen düşüş eğilimi gösterse de özellikle 2021 yılı Eylül ayı ile beraber derinleşen yoksullaştırma politikaları sonucu arttığını kaydetti
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, her ay ortalama 18-19 genç işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiğini duyurdu.
Genç işçi ölümlerinin pandemide kısmen düşüş eğilimi gösterse de özellikle 2021 yılı Eylül ayı ile beraber derinleşen yoksullaştırma politikaları sonucu arttığını kaydeden İSİG Meclisi, staj yaparken ölen üniversiteli gençleri, okumak için akşamları/hafta sonları moto kurye ve inşaat başta olmak üzere sanayide, kafelerde, otellerde çalışırken ölen üniversiteli gençleri, yoksulluktan dolayı okumayı bırakıp çalışırken ölen üniversiteli gençleri ve ataması yapılmadığı için yaşamına son veren başta öğretmenler olmak üzere üniversite mezunu gençleri hatırlattı.
İstihdam dağılımına bakıldığında genç işçi ölümlerinin yüzde 93’ünü ücretlilerin oluşturduğunu vurgulayan İSİG Meclisi, “Bu durum geçmiş yıllara göre bugün gençlerin ücret dışında bir gelir sahibi olamadığını ve yaşamak için çalışmak zorunda olduklarını gösteriyor. Sektörel dağılıma baktığımızda genç işçi ölümlerinin yüzde 34’ünü sanayi, yüzde 27’sini inşaat, yüzde 22’sini hizmetler ve yüzde 17’sini tarım oluşturuyor. Genç işçi ölümlerinin başta metal, maden, taşımacılık, enerji ve gıda olmak üzere sanayide yoğunlaştığını görüyoruz. Yine şehirleşmenin bir sonucu olarak inşaatlarda ve hizmetlerde genç işçi ölümleri giderek artıyor. Çocuk işçi ölümlerinin yarısından fazlasını oluşturan tarımdaki ölümler ise bu yaş grubunda giderek düşüş eğilimi gösteriyor” bilgisini aktardı.
İşkolları açısından bakıldığında ise son yıllarda dikkat çekilmesi gereken iki işkolu bulunduğunu söyleyen İSİG Meclisi, “Birincisi, kalıpçılık, sıvacılıktan vinç operatörlüğüne kadar özellikle güce dayalı farklı mesleklerde çalışan gençlerin iş cinayetlerinin kümelendiği ‘inşaat’. İkincisi, son altı yıldır güvencesizlik temelinde yaşanan kitlesel işçileşmenin bir sonucu olarak ‘konaklama’… Özellikle tarım ve taşımacılıkta trafik ve servis kazası, inşaatta yüksekten düşme ve sanayide ezilme öne çıkıyor. Ancak elektrik çarpması gibi çok ucuza önlemler ile engellenebilecek ölümlerin oransal olarak bu kadar fazla olması keza benzer şekilde zehirlenme ve boğulmaların çokluğu, genç işçilerin çalışma koşullarına dair zemini ortaya koyuyor. Staj yaparken ölen üniversiteli gençler… Okumak için akşamları/hafta sonları moto kurye ve inşaat başta olmak üzere sanayide, kafelerde, otellerde çalışırken ölen üniversiteli gençler… Yoksulluktan dolayı okumayı bırakıp çalışırken ölen üniversiteli gençler… Ataması yapılmadığı için yaşamına son veren başta öğretmenler olmak üzere üniversite mezunu gençler… Bildiğimiz onlarca üniversiteli genç çalışırken hayatını kaybetti ve bilmediğimiz onlarcası var” dedi.
18 yaşında ölen genç işçileri ‘18 yaşını doldurmuş’ olarak değerlendiren İSİG Meclisi, şunları ekledi: “Ancak bazı işçiler 18 yaşını doldurmamış ‘çocuk işçi’ de olabilir. Kimlik bilgilerini tam olarak öğrenemediğimiz için çocuk-genç işçi değerlendirmesinde 18 yaşın geçişken bir yaş olduğunu belirtmeliyiz. Bu yüzden infografikte 18 yaşında iş cinayetinden hayatını kaybeden ‘222 genç işçiyi’ ayrı bir yaş grubu olarak kategorize ettik. Tersi bir durum da 25 yaş için olabilir. Bu yaş için tespit ettiğimiz işçilerin bir kısmı 26 yaşında olabilir. Yine yaşını bilmediğimiz ve fotoğrafından bakarak ‘25-30 yaş civarı’ olarak kaydettiğimiz işçi ölümlerini de 25 yaşında olarak kaydettik. Genç kadın işçiler yoğunlukla mevsimlik tarımda, gıda-kimya-tekstil gibi sanayi işkollarında, market-büro-lokanta gibi hizmetlerde, sağlık alanında ve genel işler işkollarında çalışıyordu. Genç işçilerde göçmenlerin ölüm oranı yüzde 10 ile genel iş cinayetlerinin iki katıdır. Ayrıca çocuk işçilerdeki Suriyelilerin dışında başta Afganistan olmak üzere birçok ülkeden gelen göçmen işçi ölümleri vardır. Bu durum Türkiye işçi sınıfının bugün ve geleceğine dair örgütlenmesinde önemli bir duruma işaret etmektedir… Göçmen genç işçi ölümleri mevsimlik tarım, gıda-tekstil-metal gibi sanayi işkolları, inşaat, konaklama ve genel işler işkollarında yoğunlaşıyor.”
Genç işçi ölümlerindeki sendikalılık oranının genel iş cinayetlerinde ölen sendikalıların oranının yarım katı olduğunu öne süren İSİG Meclisi, son olarak, “Bu durum sendikal örgütlenmenin yeni işçileri daha az koruyabildiği tartışmasını da beraberinde getirmektedir. Tabi bir değerlendirme yaparken 27 genç işçinin Soma madeninde hayatını kaybettiğini de hatırlatalım. İstanbul başta olmak üzere İzmir, Konya, Manisa, Ankara, Gaziantep, Adana ve Kocaeli’nde sanayi; yine İstanbul başta olmak üzere Antalya, Ankara, Muğla, Samsun vb. hemen her şehirde inşaat; İzmir, Konya, Manisa, Şanlıurfa başta olmak üzere tarım ve her şehirde hizmetler işkolunda genç işçiler hayatlarını kaybetmektedir. Diğer yandan çalışmak için başka bir şehre göç eden genç işçiler ise tespit edebildiğimiz kadarıyla başta şu şehirlerden gelmektedir: Van, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Ordu, Kars, Ağrı, Mardin, Şanlıurfa, Batman, Çorum, Samsun ve Tokat…” sözlerine dikkat çekti.