İşkence, kötü muamele ve hak ihlalleri… Kuyu tipi hapishanelerde neler yaşanıyor!

TTB İnsan Hakları Kolu, İHD ve TİHV; İşkence, kötü muamele ve hak ihlallerinin yaşandığı ‘kuyu tipi hapishanelerin’ kapatılmasını talep etti


  • Oluşturulma Tarihi : 01.06.2024 11:30
  • Güncelleme Tarihi : 01.06.2024 08:30
  • Kaynak : SULTAN GÜMÜŞ KAYA
İşkence, kötü muamele ve hak ihlalleri… Kuyu tipi hapishanelerde neler yaşanıyor! haberinin görseli

Türk Tabipleri Birliği (TTB) İnsan Hakları Kolu, İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV); 2021 yılından itibaren ‘S Tipi’, ‘Y Tipi’ ve ‘Yüksek Güvenlikli’ adları altında hayata geçirilen gerek mimari yapısı gerekse de uygulamaları nedeniyle insan hakları savunucuları tarafından ‘kuyu tipi’ olarak nitelendirilen hapishanelerdeki hak ihlalleri ile ilgili yazılı bir açıklama yayımladı.

Açıklamada, “Hapishaneler çok uzun zamandır işkence ve kötü muamele uygulamalarının merkezi olmuştur. Hapishaneler kuyuya dönüştürülürken, bizlerin de kuyunun dibinde olduğumuzu unutmamamız gerekiyor. Haklarımızın elimizden alındığı, LGBTİ+ kimlikleri gerekçe gösterilerek konserlerin iptal edildiği, belgesellerin yasaklandığı ve gösterimlerin polis tarafından basıldığı, Taksim Meydanı’na yürüme hakları Anayasa’ya aykırı biçimde engellendiği için 42 kişiye 567 yıl hapis cezasının istendiği, pek çok hapishanede açlık grevlerinin sürdüğü günlerden geçiyoruz” denildi.
 

MAHPPUS MAHREMİYETİNİ İHLAL EDEN KAMERA SİSTEMLERİ…

F tipi hapishanelere karşı yükselen tepki toplumda karşılık bulurken, bugün çok daha ağır koşullar ile kurgulanan S ve Y tipi hapishanelerden yükselen seslerin duyulamadığını söyleyen sivil toplum örgütleri; 2 Mayıs 2024 itibariyle kapasitesi 295 bin 328 olan 423 hapishanede toplam 329 bin 151 insanın kaldığını, çeşitli salıverme düzenlemelerine karşın son sekiz ayda 78 bin yeni tutuklu ve hükümlünün hapsedildiğini, Adalet Bakanlığı’nın ise kuyu tipi hapishanelere yenilerini eklemeyi planladığını aktardı. Kuyu tipi hapishanelerin büyük kısmının tek kişilik, az bir kısmının da üç kişilik ‘modül’ denilen hücrelerden oluştuğunu, mahpusların günlük sadece 1,5 saat havalandırma hakkı bulunduğunu, havalandırma alanlarının bir kuyuya benzediğini, yapının gürültüyü hapsetmesi nedeniyle yüksek ses maruziyetinin yaşandığını belirten sivil toplum örgütleri; hücrelerin otomatik kapı ve megafon ile iletişim ile kurgulandığını, hapishane genelinin ise mahpus mahremiyetini ihlal edecek şekilde kamera sistemleriyle donatıldığını ifade etti.

KANSER GİBİ BİRÇOK HASTALIĞA NEDEN OLABİLİYOR

Hapishanelerin yapısal özelliklerinin yanı sıra ayakta sayım, çıplak arama, izolasyon gibi işkence ve kötü muamele uygulamalarının da tırmandırıldığını aktaran kurumlar; ziyaretçilerin de benzer aramalara tabi tutulması, mahpus-ziyaretçi arasındaki iletişim sınırları gibi mahpuslar ile sınırlı kalmayan ihlallerden örnekler verdi. Açıklamanın son bölümünde ise her biri insan hakkı ihlali olan bu koşulların insan sağlığına etkilerinden söz edildi. İzolasyona bağlı uyaran azlığının duyu ve algı bozukluklarına, psikiyatrik hastalıklara ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açtığı kaydedilirken, mimari koşulların ise kas-iskelet sistemi hastalıkları ile diyabet, hipertansiyon, kanser gibi birçok hastalığa neden olabildiği vurgulandı.

Basın açıklaması, şu dört talebin dile getirilmesi ile sona erdi: “Yeni hapishane yapımlarını durdurun! Ağır hasta mahpusları derhal tahliye edin! Ölümlere ve hastalıklara neden olan bu hapishanelerin mimarisini insanlık onuruna yakışır hale getirin! Kapatmayı cezalandırma aracı olarak kullanmaktan vazgeçin!”
 

Yazarımız Kim ?

SULTAN GÜMÜŞ KAYA