“İstediğimiz iklim ayrımcılığın panzehiridir”

‘İzmir İnsan Hakları Başkenti’ projesinin protokolü kapsamında konuşan Başkan Soyer, “İzmir’de hayata geçirmeye çalıştığımız iklim; son yıllarda tüm dünyada popülist yönetimlerin, toplumlarda yarattığı kamplaşma, kutuplaşma, ayrımcılık ve nefret söylemlerinin panzehiridir” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 10.12.2020 10:21
  • Güncelleme Tarihi : 10.12.2020 10:21
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“İstediğimiz iklim ayrımcılığın panzehiridir”

NURETTİN BAKİ

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Barosu ‘İzmir İnsan Hakları Başkenti’ projesinin protokolünü imzaladı. Tarihi Havagazı Fabrikası’nda gerçekleşen protokol sözleşme töreninde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, İzmir Barosu Başkanı Avukat Özkan Yücel, İzmir Barosu Yönetim Kurulu Üyeleri, CHP’li ilçe belediye başkanları, CHP’li ilçe başkanları katıldı. Programda konuşan Genel Başkan Yardımcısı Karaca, Başkan Soyer ve Baro Başkanı Yücel önemli açıklamalarda bulundu. Projenin Türkiye’ye örnek bir model oluşturacağı ifade edildi.

TARİHİ ANA TANIKLIK EDİYORUZ

Programın açılışında konuşan CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca “Birlemiş Milletler (BM) tarafından İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin imzalanması ve kabulünün 72’nci yılında İzmir’de çok önemli ve CHP adına hedeflediğimiz iktidarda insan hakları odaklı, hak temeli bakış açısının en büyük adımının atılacağı bugünde sizlerle birlikte olmaktan onur duyuyorum. CHP İnsan haklarını adresi olacak diyerek, hak bilincini birlikte yerleştireceğiz diyerek, sağlık hakkından eğitim hakkına, temel insan temel insan haklarının tamamında mücadeleyi birlikte vereceğiz diyerek, kalemiyle doğruları yazmaktan asla çekinmeyen ve vatandaşımızın doğru bilgiye uğraşmasını önleyici engelleri elinin tersiyle iterek mücadele eden değerli basın emekçilerimizin hak mücadelesinde yanlarında olacağız diyerek, anayasal çalışma hakkını elinden alındığı için 10 milyon işsiz vatandaşın yanlarında olacağız diyerek, günde 39 liraya mahkum edilen 3 milyonun üzerindeki emekçi kardeşlerimiz için, işten atılan işsiz bırakılan çalışma hakkı elinden alınan tüm vatandaşlarımızın mücadelesinde birlikte olacağız diyerek yola çıktığımız İzmir İnsan Haklarının Başkenti Projesinde çok önemli bir günü paylaşıyoruz. Bugün burada tarihi bir ana tanıklık ediyoruz” dedi.

PEK ÇOK SORUN YAŞANIYOR

Gülizar’dan sonra konuşma yapan Başkan Soyer de dünyada ve ülkede insan haklarına dair çok ciddi sorunlar yaşandığını bildirdi. Büyükşehir Belediyesi işte bu anlayışla; İzmir'de insan haklarının yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi için birçok çalışma yürüttüğünün altını çizen Başkan Soyer, “Bugün İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin Birleşmiş Milletler tarafından kabulünün 72’inci yıldönümü. 72 yıl sonra bugün ne yazık ki, o koşullarda kabul edilen insan hakları sözleşmesinin uzağında olduğumuzu bilmemiz gerekiyor. Çünkü bugün halen dünyada ve ülkemizde, insan haklarıyla ilgili çok ciddi sorunlar yaşanıyor. Uzlaşma kültürünün yerini kutuplaşma, özgürlük ve hakların yerini ihlâller ve eşitsizlik almış durumda. Ancak bunu değiştirmek, doğduğu andan itibaren herkesin ayrımsız şekilde eşit haklara sahip olduğunu, bu hakların evrensel, bütünsel ve bölünmez olduğunu göstermek bizim elimizde. İzmir Büyükşehir Belediyesi işte bu anlayışla; İzmir'de insan haklarının yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi için pek çok çalışma yürütüyor. Kentte yaşayan farklı toplumsal kesimlerin ihtiyaçlarını gözeterek, birbirleriyle temasını sağlayarak kültürler arası bir şehir modeli oluşmasına dönük faaliyetler yürütüyoruz. Kadın Hakları, Çocuk Hakları, Engelli Hakları’na yönelik hizmet üreten birimlerimizde, hak temelli eşitlikçi çalışmalar yapıyoruz. İzmir’de her türlü ayrımcılığa karşı mücadele etmek ve kentin bütününde toplumsal barışın tesisi için, insan hakları, sosyal adalet ve bir arada yaşam kültürünü desteklemek amacıyla Sosyal Projeler Dairesi Başkanlığımız bünyesinde kurduğumuz Kentsel Adalet ve Eşitlik Şube Müdürlüğü de hizmetlerine başladı” ifadelerini kullandı.

AYRIMCILIĞIN PANZEHİRİDİR!

İzmir İnsan Haklarını Başkenti Projesi’nin örnek bir model olacağını söyleyen Soyer, “Bu proje tüm bu çalışmalarımızın içinde çok önemli bir yer tutacak. Demokrasi ve insan hakları, bizim için bir kent yönetiminin ana prensibi. Çünkü demokrasinin özünde; eşit yurttaşlık var. Hiçbir ayrım gözetmeksizin herkesin söz hakkının olması ve farklı görüşlere saygı var. Yani demokrasiyi gerçek anlamıyla uyguladığınızda, zaten insanın doğduğu andan itibaren kazandığı hakları, güvence altına almış olursunuz. Dolayısıyla demokrasi ve insan hakları; birbirinden doğan, birbirini tamamlayan ve besleyen güçlü bir ilişkiye sahip. İzmir İnsan Haklarının Başkenti Projesi, tam olarak bunu içeriyor. Amacımız demokrasinin pratikte yaşam bulduğu; dili, dini, inancı, etnik yapısı, cinsiyeti, gelir düzeyi, eğitim seviyesi ne olursa olsun herkesin İzmir’de, birbirinin haklarına saygı duyduğu, ortak bir gelecek duygusuyla bir arada yaşadığı bir şehir iklimini yaratmak. İzmir’de hayata geçirmeye çalıştığımız bu iklim; son yıllarda tüm dünyada popülist yönetimlerin, toplumlarda yarattığı kamplaşma, kutuplaşma, ayrımcılık ve nefret söylemlerinin panzehiridir. Yerel yönetim ve sivil toplum iş birliğinde İzmir İnsan Haklarının Başkenti vizyonu, İzmir’in binlerce yıllık geçmişi, kültürel mirası, Anadolu ve Akdeniz’deki eşsiz rolü çerçevesinde; ülkemizin ve bölge ülkelerinin ihtiyacı olan demokrasi ve hukuk devletini, yerelden en güçlü şekilde inşa etmenin, örnek bir modelini oluşturacak. Temennimiz; demokrasi ve insan hakları bağlamında tüm dünyada yaşanan daralma ve geriye gidişe karşı çoğulculuğun, eşitliğin, özgürlüklerin ve adil bir yaşamın var olabileceğini, şehrimizden başlayarak değiştirebileceğimizin umudunu büyütmek” ifadelerine yer verdi.

TÜRKİYE’YE ÖRNEK MODEL

İzmir Barosu Başkanı Avukat Özkan Yücel ise, “Bu, bizi açımızdan çocuklarımıza, kadınlarımıza ve dezavantajlı yurttaşlarımıza karşı yerine getirilmesi gereken bir görevdir. Biz bu görevi yerine getirebilmek için yola çıktık. Bu 1,5 yıl önce başlattığımız bir projeydi. Bu alanda yerel yönetimlerle iş birliğini önemsedik ve geldiğimiz nokta itibariyle İzmir Büyükşehir Belediyesiyle bu protokol imzalayacak olan İzmir Barosu açısından onur veren bir gelişme. Şunun farkındayız. Yazılı metinleri hayata geçirmek, bunu hayatta uygulanabilir kılmak ve yurttaşların gerçekten adalete erişimi konusunda bir gelişme sağlayabilmek bu projesinin başarısı olacaktır. Bunu başarabildiğimiz ölçüde Türkiye’ye örnek bir kent, Türkiye’ye örnek bir çalışma modelini sunmuş olacağız” dedi.

Haber Merkezi