Sayfa Yükleniyor...
Avrupa'ya geçmek isterken denizde boğulan Suriyeli mülteciler için toplanan İzmir Sivil Toplum Kuruluşları üyeleri Konak Meydanında basın açıklaması yaptı
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN
İzmir Sivil Toplum Kuruluşları üyeleri Boğulan Suriye konulu basın açıklamalarını İzmir Konak Meydanında gerçekleştirdi. Sık sık tekbirlerin getirildiği basın açıklamasının öncesinde Suriyeli mülteci Firdevs Abdülkerim tüm Suriyeli mülteciler adına şiir okudu. İSTOK adına basın açıklamasını ise dönem başkanı Avukat Halit Çelik yaptı. Çelik konuşmasında Esed diktatörlüğünün liderliğindeki Baas rejimine karşı, Suriye halkınca 15 Mart 2011de Dereada başlatılan direnişin üzerinden 4,5 yıl geçtiğini hatırlatarak, 2014 yılı başında Suriye cezaevlerinde yapılan işkencelere dair binlerce fotoğraf basına yansımış ve infiale yol açmıştı. Esed'in kimyasal silah kullanması da öyle. Bugün ülkesindeki kargaşadan, savaştan Avrupaya kaçmak isteyenlerin cesetleri deniz kıyısına vuruyor. Bu da infial oluşturuyor. Diğerleri gibi bu da bir süre sonra unutulacak mı, yapanın yanına kar kalacak mı? şeklinde konuştu.
BOĞULAN DÜNYA SİSTEMİDİR
Evlerin işyerlerinin ve tüm şehirlerin acımasızca bombalandığı bir ülkede, barışın gelmesinden umudunu kesenlerin arttıkça kaçışların da arttığının altını çizen Çelik, Canını kurtarmak için ve insanca yaşamak için Türkiye ve Avrupa ülkelerine gitmek isteyenler ülkemizde gerçekten bir misafir olarak karşılanıp ağırlanırken Avrupa bu kişilere kapılarını kapatıyor. Gelmelerini istemiyor. Sınırlarına tel örgü çekiyor. Deniz yolundan gelenlerin kimi botlarını batırıyor. Onların Türkiye'de kalmalarını istiyor. Canını kurtarmak için gelenleri kendi rahatının bozulması olarak görüyor. 50 yıldır Suriye diktatörlüğü altında adeta esir hayatı yaşayanlar çok kısıtlı imkanlarla canı pahasına denize açılıyor, bir kısmı kurtarılabilirken, bir kısmı ne yazık ki boğuluyor ve artık cesetler kıyıya vuruyor. Hür olarak yaşayamayan halk, hürriyet uğruna ölmeyi göze alıyor. Boğulan Suriye halkı, boğan ise dünya sistemidir. Sessiz kalarak bu suça ortak olmak istemiyoruz diye konuştu.
BATI ÇİFTE STANDART UYGULUYOR
Çelik, uluslararası mülteci hukukuna göre can güvenliği nedeni ile ülkesinden kaçanları diğer ülkelerin mülteci olarak kabul etmek zorunda olduğunu hatırlatarak, Ancak batı bugüne kadar hep yaptığı gibi bu konuda da çifte standart uygulamaktadır. Kobani'de IŞİD'i dünyanın en cani örgütü olarak keşfeden ABD ve Avrupa ona karşı alelacele koalisyon kurarak bir insanlık trajedisini önleme şovuna imza atarken her gün Suriye'de Kobani'den çok daha beter insanlık suçlarının gerçekleşmesine karşı kör ve sağır kalmaya devam ediyorlar. Esasen ABD, Avrupa, Rusya ve İran hep birlikte Suriye'deki savaşın sorumlusudurlar. İlk ikisi dolaylı, son ikisi doğrudan destekçileridir katil Esed'in. Savaşın bitmesini istemedikleri gibi güvenli bölge oluşturulmasına da karşı çıkarak halkı Esed'in bombalarına terk etmiş durumdadırlar. Böylesine vicdan ve merhametten yoksun batının dünyaya vereceği bir şey yoktur dedi.
İSLAM ALEMİ SESSİZLİK İÇİNDE
Çelik, 1,5 Milyarlık nüfusu, 50 civarında devleti ile koskoca İslam Aleminin de yapılanlara gözlerini yumarak, kulaklarını tıkayarak, sessiz kalarak, aslında kendi değerlerini öldürdüğünün altını çizerek konuşmasını şöyle sonlandırdı: Hele birde İran rejimi mensupları, Hizbullah ve sempazitanları gibi Allah adını kullanarak Suriye halkına bizzat zulmedenler, Türkiye'de dini hizmet çalışması yaptığını söylediği halde İsrailli çocuklara ağladığı kadar Suriyeli mazlumlara ağlamayanlar var ki, onların durumlarının yaman bir çelişki içinde olduğu çok açıktır. Batılı devletlerin bu çıkarcı, sadece kendini düşünen tutumlarına rağmen kimi STKlar mültecilerin bekletildiği yerlere giderek bu ayıba ortak olmak istemediklerini gösterip, insani yardımda bulunuyorlar. Bu ortak vicdanın tüm dünyada harekete geçmesi halinde devletlerin emperyalist tutumları da sona erecektir. Bunun için erdemliler ittifakını tüm dünyada kurmalıyız.
Haber Merkezi