İtalya’da tarım Türkiye gibi: “İtalya’da gençler tarımdan uzaklaşıyor”

“Çiftçilik kalpten sevilerek yapılması gereken bir iş” diyen İtalya’nın Reggio Emilia bölgesinde çiftçilik yapan Anrea İncerti Vezzani, Türkiye’de olduğu gibi İtalya’da da gençlerin tarımdan uzaklaştığını söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 25.01.2022 10:11
  • Güncelleme Tarihi : 25.01.2022 10:11
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İtalya’da tarım Türkiye gibi:  “İtalya’da gençler tarımdan uzaklaşıyor” haberinin görseli

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER

İtalya’nın Emilia bölgesinde sebze üreticiliği yapan ve bu sebzeleri 16 yıldır kendi restoranında tüketiciye sunan Şef Anrea İncerti Vezzani, deneyimlerini paylaşmak üzere geçtiğimiz günlerde İzmir’e geldi. Gazetemize İtalya tarımını anlatan Vezzani, tıpkı Türkiye’de olduğu gibi İtalya’da da gençlerin tarımdan hızlı bir şekilde uzaklaştığının altını çizdi. Çiftçiliğin kalpten severek yapılması gereken bir iş olduğunu da sözlerine ekleyen Vezzani, yerel üreticiler tarafından doğal ve uzun süreçlerle yetiştirilen tarım ve hayvancılık ürünlerinin yerini endüstriyel tarımın aldığını söyledi. Endüstriyel üretimle insanların sofrasına sağlıksız gıdaların geldiğini belirten Vezzani, tarımın geleceğinden kaygı duyduğunu ifade etti. Yolunun İzmir’e nasıl düştüğünü de anlatan Vezzani, İzmirli bir öğrencinin İtalya’da restoranlarında çalıştığını ve öğrenci tarafından İzmir’e davet edildiğini dile getirdi.

KATMA DEĞERLİ ÜRETİM VURGUSU

52 yaşında olan ve sebze yetiştiriciliği yapan İtalyan çiftçi Vezzani, doğal ve organik bir şekilde ürettiği sebzeleri kendi restoranında müşterilerine sunuyor. Bulunduğu bölgede vejetaryenlerin yoğun bir şekilde yaşadığını söyleyen Vezzani, ürettiği sebzelerin katma değerini artırdığı için iyi para kazandığını da sözlerine ekliyor. Vezzani, “Eşimle birlikte 16 yıldır İtalya’nın Reggio Emilia’da lokal bir restoran işletiyoruz. Reggio Emilia Parmesan peyniri ile meşhur bir bölge. Restoranımızda Emilia mutfağı lezzetlerini bulunduruyoruz. Gerçekten çok zengin bir mutfağımız var. Bizi diğer birçok restorandan ayıran en temel özelliğimiz mutfağımızda bulunan bütün ürünleri kendimiz yetiştiriyoruz. Ayrıca bulunduğumuz bölge vejeteryanların yoğun bir şekilde yaşadığı bir yer. Bu yüzden vejeteryanlara dönük işler yapıyoruz. O yüzden sebze üreticiliğini ön planda tutuyoruz” diye konuştu.

ENDİŞE EDİYORUM

İklim krizinin gıda üretimi ve tarımda birçok değişikliğe sebep olduğunu söyleyen Vezzani, “Emilia bölgesinden örnek vererek iklim krizini anlatmak istiyorum. Emilia Alp dağlarının yamacına kurulmuş, İtalya’nın kuzeyinde yer alan bir şehir. Bölge tarım ve çiftçilik için son derece müsait. Bu bölgede daha çok büyükbaş hayvancılığı yapılıyor. Parmesan peyniri burada üretiliyor. Ürettiğimiz her şey doğal. Ben bu doğal iklimimizin iklim kriziyle birlikte zarar göreceğinden endişe ediyorum. Çünkü iklim kriziyle birlikte her şey çok hızlı değişiyor. Hızlı üretilen gıdada her zaman kimyasal madde bulunur. O yüzden insanlar iyi gıda tüketmek istiyorsa günümüzde hızla büyüyen endüstriyel tarım ve gıdadan uzak durmalı. Doğayla iç içe doğal bir şekilde üretilen gıdalar büyük risk altında. Bu riskin en büyük sebebi de küresel iklim krizi” ifadelerine yer verdi.

KİMYASALA TESLİM OLUYORUZ

Güzel ve doğal bir şekilde üretilen gıdaların uzun bir zaman aldığını dile getiren Vezzani, “Marketlerde satılan sebzelerin market raflarında uzun süre durması için çok fazla kimyasal madde kullanılıyor, bu yüzden sağlıklı değil. ‘Ben vejetaryenim et yemiyorum’ diyen insanlar gidip doğal olmayan yollarla üretilen sebze ve meyveleri alıp tükettiğinde bu kez sağlığına zarar vermiş oluyor. Etten kaçıp, kimyasala teslim olabiliyoruz. Maalesef bu ürünler birtakım ilaçlar ve kimyasal ürünler kullanılarak elde ediliyor. Güzel ve doğal olan her ürün aslında çok uzun sürelerde yetişiyor. Bugünlerde hızlı bir şekilde yetiştirilen her şey insan sağlığı için son derece tehlikeli. O yüzden bugün yemek konusunda ciddi problemlerimiz var. Hazır olan kimyasal maddelerle dondurulmuş gıdalar tüketiyoruz.Eskiden yaşam şekilleri farklıydı belki ama insanlar kendilerini beslemek için yetiştirdiği ürünleri yavaş yavaş üretiyordu” diye konuştu.

ÇİFTÇİLER EMEKLERİNİN KARŞILIĞINI ALAMIYOR

Çiftçilerin uzun süreçler sonra elde ettiği ürünün karşılığını alamadığını söyleyen Vezzani, şöyle konuştu: “Benim Anna adında 9 yaşında bir kızım var. Günümüz çocukları her şeyi süpermarkette görüyor. O ürünlerin nerede, nasıl yetiştiğini, toprağını görmüyor. Benim kızım bu konuda şanslı. Bence önemli olan da bu. Kızımın ileride benim gibi çiftçilik yapmasını isterim. Öte yandan çiftçilerin doğal yollarla çok uzun bir sürede elde ettiği ürünün karşılığında aldığı para bana göre az. Çiftçi emeğinin karşılığını daha fazla almalı. Ben bu konuda biraz şanslıyım. Yaşadığım bölge vejeteryanların yoğun yaşadığı bir bölge. Katma değeri yüksek ürünler elde ediyorum. Restoranımda şöyle bir işleyiş var: Öncelikle menümüz yok. Çünkü müşterilerim bana ürettiğim ve onlara sunduğum ürünlerin kalitesine güveniyor. Aramızda güven ilişkisi var. Dönemsel olarak doğru ürünleri sağlıklı ve doğal bir şekilde ürettiğim için üretim maliyetlerim daha ekonomik oluyor. Ürünlerime katma değer katıp müşterilerime sunduğum için üretmekten mutluyum.”

GENÇLER TARIMDAN UZAKLAŞIYOR

Tarımın kalpten sevilerek yapılmasına inandığını söyleyen Vezzani, İtalya’da gençlerin tarımdan uzaklaştığının altını çizdi. Vezzani, “İtalya’da da gençler tarımdan ve tarımın yapıldığı köylerden kaçıyor. Tarımdan kaçan gençler şehirlerde gıda endüstrisinde çalışıyor. Aslında Türkiye’deki problemin aynısı var ve tarımla uğraşan nüfus yaşlanıyor. Bence çiftçilik kalpten sevilerek yapılması gereken bir iş” diye konuştu.