İzmir Barosu’ndan Harmandalı açıklaması

İzmir Barosu, Göç ve İltica Komisyonu üyelerinin geçtiğimiz günlerde karşılaştığı kötü muamele ile mültecilerin yaşadıkları insan hakları ihlalleri hakkında basın açıklaması gerçekleştirdi

  • Oluşturulma Tarihi : 21.05.2019 06:56
  • Güncelleme Tarihi : 21.05.2019 06:56
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İzmir Barosu’ndan Harmandalı açıklaması haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ
Harmandalı Geri Gönderme Merkezi önünde bir basın açıklaması gerçekleştiren İzmir Barosu yönetimi ve avukatları, okunan açıklama ile haklarını aradı. İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, okuduğu basın açıklaması ile şunlara yer verdi: “İzmir Barosu yönetimi, avukatları ve basın açıklamamıza katılan İzmir sivil toplum kuruluşları ile Harmandalı Geri Gönderme Merkezi önündeyiz. Göç ve iltica oldukça önemli, temel insan haklarının korunması kapsamında ivedilikle hareket edilmesi gereken özel bir çalışma alanıdır. İzmir Barosu 2014 yılından bugüne idari gözetim altında tutulan ve adli yardım kapsamında olan kişilere ücretsiz avukatlık hizmeti vermektedir. Bu bağlamda dört yüz kadar avukatımıza eğitim verilmiş ve bu avukatlarımızın bini aşkın dosyayı takip etmesi sağlanmıştır. Göç ve iltica alanında çalışma yürüten baromuz üyesi avukatlar büyük bir özveri ile çalışmalarını sürdürmektedir. Ancak, 14 Mayıs 2019 tarihinde, İzmir Barosu mensubu sekiz avukat ve bir tercüman adli yardım görevlerini ifa etmek amacıyla geldikleri Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde hukuk dışı bir muameleyle karşılaşmışlardır. Meslektaşlarımız ve görevini yapmakta olan tercüman saat 14.00 ile 17.30 arasında hukuka aykırı olarak özgürlüklerinden yoksun bırakılmış, görev yapmaları engellenmiş, müvekkillerine ve dosyalarına erişimleri imkânsız kılınmıştır.”
İŞKENCE SUÇU
Sözlerine devam eden Özkan, şöyle ekledi: “İki saati aşan bir süre boyunca sekiz avukat ve bir tercümanın avukat görüşme odalarının bulunduğu koridorun her iki kapısı da kapatılarak yardım çağrılarının yanıtsız bırakılması, kapının açılmasının ardından da dışarı çıkmalarının fiili müdahale ile engellenmesi, bu süre içerisinde tuvalet, su gibi insani ihtiyaçlarını karşılama olanaklarından yoksun bırakılmaları Türk Ceza Kanunu’nun 94/2-b fıkrasında düzenlenen işkence suçu kapsamında eylemlerdir. Tüm bu süreçte yakın zamanda doğum yapmış bir meslektaşımız da sağlık sorunları yaşamıştır. Sekiz meslektaşımızın görevini yaparken maruz kaldığı bu hukuksuzluk, yıllardır idari gözetim altında tutulan yabancıların ve görevini yapmaya çalışan avukatların Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde karşılaştığı ihlalleri basın ve kamuoyu ile paylaşmamızı zorunlu kılmıştır.”
ONUR KIRICI
Harmandalı Geri Gönderme Merkezi tarafından görev yapmaya çalışan avukatların merkez binasına girişte çantalarının arandığını, avukatların X-Ray cihazından geçmeye zorlandığını, bahçe giriş nizamiyesi ile kurum binası arasındaki 200 metre kadar yolun özel güvenlik nezareti olmadan geçilemediğini belirten Yücel, şunları kaydetti: “Avukatlar binaya giriş ve çıkışta kendilerine nezaret edecek özel güvenlik görevlisini beklemek, onunla bu yolu yürümek, gerektiğinde tuvalete dahi özel güvenlik ile gitmek zorunda bırakılmaktadırlar. Ayrıca avukatların telefonu ile binaya girişi de idare tarafından engellenmektedir. Tüm bu olumsuz uygulamaların yanında avukatların ve yabancıların dilekçeleri kayda alınmamakta, dilekçeler yırtılmakta, yazılı başvurulara cevap verilmemekte, avukatlar özel güvenlik görevlileri ile muhatap bırakılarak bina içerisinde kamu personeline ulaşmakta bile güçlük çekmektedirler. Harmandalı Geri Gönderme Merkezi, her geçen gün çıkartılan yazılı olmayan ve tarafımıza resmi olarak tebliğ edilmeyen uygulamaları ile avukatlık mesleğini zedeleyici, onur kırıcı durumdadır.”
SAĞLIK HİZMETLERİ SORUNU
Yücel, avukatların maruz kaldığı ihlallerin yanı sıra merkezde tutulan yabancılardan, baroya ve pek çok sivil toplum kuruluşuna hak ihlali ihbarları yapıldığını iddia etti. Yücel, “İhlaller başta sağlık hizmetlerine erişememe, kötü muamele, hakaret, darp, uygun koşullarda barınamama, temizlik malzemesi ve sıcak suya erişememekten kaynaklanan yaygın bulaşıcı deri hastalıkları, yeterli beslenememe, çocukların merkezde mahremiyetten yoksun tutulmaları ve eğitim haklarından mahrum bırakılmaları, dilekçe hakkını kullanamama, avukata erişememe, gönüllü geri dönüşe zorlanma, bulaşıcı hastalık riski, hassas gruplara gerekli özen ve önceliğin tanınmaması, telefon hakkını kullanamama konularında yoğunlaşmaktadır. Bu muamelelere muhatap olan yabancılar, maruz kaldıkları ihlaller karşında sınır dışı edilme tehdidi ve korkusu ile şikâyetçi olamamaktadır. Yabancıların tüm bu ihlaller karsında beden ve ruh sağlığı bozulmakta hatta intihara varan vakalar yaşanmaktadır. Meslektaşlarımızın maruz kaldığı ihlallere ilişkin gerekli cezai, disiplin hukukundan kaynaklı ve idari başvurular yapılmış olup konunun takipçisi olunacaktır. Daha evvel İzmir Barosunca hazırlanan Geri Gönderme Merkezi Raporu güncellenmiştir. Bu raporumuz basın ve kamuoyu ile paylaşılacak, ulusal ve uluslararası hukuk mekanizmalarına ulaştırılacaktır” diye konuştu.