- Gündem
- 11.05.2025 23:35
İzmir Emlak Kulübü Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Rıdvan Akgün, geçtiğimiz haftalarda yaşanan 6.6 büyüklüğündeki İzmir depreminin ardından prefabrik ev satışlarında patlama yaşandığını söyledi
BURCU YANAR/ÖZEL HABER
İzmir'in Seferihisar ilçesi açıklarında meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremin yaraları sarılmaya çalışılırken bir yandan da İzmir artçı depremler ile sarsılmaya devam ediyor. Binaları yıkılan, ağır hasarlı olan vatandaşlar ise çadır kentlerde yaşamlarını sürdürüyor. Hayat normal rutinine dönmeye çalışırken prefabrik evlere yönelik olan talebin oldukça fazla olduğuna dikkat çeken İzmir Emlak Kulübü Derneği (İZEMDER) Yönetim Kurulu Başkanı Rıdvan Akgün, insanların depremden sonraki süreçte huzurlu, mutlu ve daha rahat uyuyabilmek için farklı arayışlar içine girdiğini söyledi. Akgün, “İnsanlar eski evleri kiralamaktan ziyade yeni evlerin de kira ve satış bedellerinin çok yüksek olmasından dolayı hafif malzemelerle ayakta kalan binaları tercih etmeye başladı. Böyle olunca da akla ya yazlık evler ya az katlı evler ya da prefabrik evler geliyor” dedi.
FİYATLARI DAHA UCUZ
Prefabrik ve konteyner fiyatlarının normal evlere göre çok daha ucuz ve hafif malzemeden yapıldığını kaydeden Rıdvan Akgün, “İnsanlar bugün fiyatı çok ucuz olan tek katları 40-50 bin liradan başlayan ve 150 bine kadar çıkan, iki katlı dubleks olanların ise 80 bin liradan başlayarak 500 bin liralara kadar çıkabilen prefabrik evlere yöneldiler. Prefabrik evlerin dışında konteynerlerde yaşamayı tercih edenlerin sayısı da oldukça fazla. Prefabrik ev taleplerini karşılayabilecek boyutta şirketlerin fazla olmamasından dolayı da fiyatlarda talep fazlalığından oluşan bir artış meydana geldiği iddia ediliyor. Bizim tespitlerimize göre yüzde 40-50 arasında fiyatların değiştiği görülüyor” diye konuştu. Prefabrik evlere talep var ama bu evler nereye konulacak sorusunun da karşılarına çıktığını belirten Akgün, “İnsanlar çevrelerinde ucuz bir şekilde arsa ve arazi olarak ne bulurlarsa satın almaktan ziyade kiralamayı ve bu kiraladıkları arazilerin üzerine refabrikleri yerleştirildiğini görüyoruz. Bu da geçici bir şekilde iskan oluşmasına neden oluyor. Bunun yanında yan sektör olarak jeneratör, hazır tuvalet gibi satışlar da patladı. Bunu bir bütün olarak düşünmek lazım” ifadelerine yer verdi.
İZMİR’DE 5 KATIN ÜZERİNE RUHSAT VERİLMESİN
Prefabrik satışlarının artmasının emlak sektörünü olumsuz etkilemediğini de aktaran Akgün, “Zaten bir arz talep dengesi ile insanların yeni konut arayışları daha da hızlandı. Kiralık dairelerde de bir patlama meydana geldi. Vatandaşlar özellikle hasar tespiti yapılmış, hasarsız ve deprem yönetmeliğine uygun olan binaları kiralamak istiyorlar. Bunlarda birinci tercih yeni yeniye yakın olan binalar oluyor” şeklinde konuştu. İzmir’e dair bir dileğini de gazetemiz aracılığıyla ileten Akgün, “İzmir’de 5 katın üzerine ruhsat verilmesin. Ya da yatay projeler gündeme getirilsin. Bu binaların yapımında hafif malzemeler kullanılsın ve sallandığında yıkılmayacak şekilde meydana getirilmesi bir zorunluluk olmalıdır. Adliye sarayı ve resmi kurum ve kuruluşların binaları da prefabrik ya da çelikten yapılan malzemeler ile yapılabilir. Örneğin İzmir Büyükşehir Belediye binası yıkılarak yerine yenisi yapılacak. Onunla ilgili yeni binanın saray gibi bir proje olduğu söyleniyor” diyerek çarpıcı ifadelere yer verdi.