“İzmir, eczane kapasitesini tamamladı”

İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, son yıllarda artan eczacılık fakültelerinin kalitesizliğinden yakınarak İzmir’in açılacak yeni eczanelere ihtiyacının kalmadığını bildirdi


  • Oluşturulma Tarihi : 18.05.2019 11:27
  • Güncelleme Tarihi : 18.05.2019 11:27
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“İzmir, eczane kapasitesini tamamladı” haberinin görseli

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Ülkede son zamanlarda; internet üzerinden satılan ilaçların insan sağlığını ne şekilde etkilediği, ilaçları internet üzerinden satanlar her hangi bir kontrol mekanizmasına tabi mi? Türkiye’de yeni açılan Eczacılık fakültelerinin ne kadar donanımlı olduğu, akademik kadro konusunda sıkıntıları var mı? Şeklindeki bu konular tartışılıyor. Gazetemize değerlendirmelerde bulunan İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, yeni açılan eczacılık fakültelerinin hem fiziki koşullarının hem de akademik kadrolar bakımından son derece yetersiz olduğunu iddia etti. Vatandaşların sağlık ürünlerini internetten almaması konusunda da uyaran Başkan Sayılkan, “Gıda takviyesi ya da besin takviyesi adı altında biz eczacıların satması gereken ilaçları eczacı olmayan kişi ve gruplar satıyor. Süslü kelimelerle insanların duygularıyla oynayarak, sağlıklarını tehlikeye atıyorlar. Bu satışları gerçekleştirenlere mutlaka caydırıcı cezai yaptırımların getirilmesi gerekiyor” dedi. 
İNSAN SAĞLIĞIYLA OYNUYORLAR
İnternet üzerinden ilaçların farklı isimler adı altında satıldığına dikkat çeken Sayılkan, bu platformda yapılan satışların insan sağlığını ciddi şekilde tehdit ettiğini savundu. Buradaki oluşumun önüne geçilebilmesi için cezai yaptırımların artırılması gerektiğinin altını da çizen Sayılkan, “İnternet üzerinden ilaç satılmasının ismi son zamanlarda değiştirildi. Gıda takviyesi ya da besin takviyesi adı altında biz eczacıların satması gereken ilaçları eczacı olmayan kişi ve gruplar satıyor. Hepimiz biliyoruz ki ilacın ham maddesi ve özü bitkiseldir. Tarım ve Orman Bakanlığı, bir takım yan yollarla bu bitkisel olan ilaçları sanki ilaç değilmiş gibi adlandırıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan ruhsatını alan kişiler de bu ilaçları daha fazla satabilmek için internet üzerinden çeşitli sloganlarla, albenisi olan söylemlerle ve iddialı sözlerle reklam yapıyor. Yapılan bu reklamlar insanların da hoşuna gidiyor fakat güvenli değil. Bunlarla ilgili hem Sağlık Bakanlığı hem de Türkiye Eczacıları Birliği ciddi bir mücadele veriyor. Ancak bizim ülke olarak şöyle bir sıkıntımız var; bunlarla ilgili cezai yaptırımlar yetersiz. İnsan sağlığını bu denli tehdit eden bir mekanizmaya sadece para cezasıyla engellemeye çalışmak yetmez. Çünkü para cezası yazılıyor, 24 saat sonra yine aynı şekilde bu kez farklı bir isimle tekrar kaldıkları yerden satmaya devam ediyorlar. Biz de bu şekilde olmaz diyoruz. Doğrusu şu; insan sağlığıyla ilgili ürünlere ruhsatı Tarım ve Orman Bakanlığının değil Sağlık Bakanlığının vermesi lazım. Çünkü bu şekilde bu ilaçların dışarıda satılması yasaklanmış olacak” değerlendirmesinde bulundu.
YENİ AÇILAN FAKÜLTELER 
Sayıları gün geçtikçe artan eczacılık fakülteleriyle ilgili de konuşan Sayılkan, İzmir’de uzun yıllar açılacak yeni bir eczaneye ihtiyacının kalmadığını belirtti. Türkiye’de sonradan açılan eczacılık fakültelerin hem akademik kadrolarının hem de fiziki koşullarının yetersiz kaldığını söyleyen Sayılkan şöyle konuştu: “Bu ülkenin ihtiyaç duyduğu Eczacı sayısı bellidir. Zaten bu yüzden yıllar önce nüfusa göre eczanelere kısıtlama getirilmişti. Bu kısıtlamada; ‘İlçe bazlı olarak her ilçeye 3 bin 500 kişiye bir eczane gelecek’ şekilde planlaması yapılmıştı. Böyle bakıldığında İzmir’de uzun yıllar eczane açılacak yer yok. Siz bütün bunlara rağmen sürekli yeni eczacılık fakülteleri açarsanız bu iş kaliteli olmaz. Yeni açılan fakültelerle beraber ülkede yılda 2 bin 500-3 bin mezun verilmiş olacak. Hem bu çocuklara hem de sektöre yazık olacak. Bunun yanında yeni kurulan bu fakültelerin doğru dürüst derslikleri ve laboratuvarları yok. Bırakın fiziki koşulları akademik derslerini verecek bir kadro yok. Bir tane doçentle fakülte kuruluyor. Oysa bizim mesleğin 4-5 tane önemli anabilim dalı var. Bunlar kurulmadan, buralarda yetkin ve donanımlı hocalar, profesörler olmadan, alt kadroları olmadan, laboratuvarlarda bu işi takip edecek akademik kadrolar olmadan fakülte açmak doğru bir iş değil. Bu şekilde olursa ülkedeki insan sağlığına ve hizmet kalitesine bir katkısı olmuyor.”