Sayfa Yükleniyor...
Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesinde konuşan İzmir araştırmalarıyla tanınan araştırmacı-yazar-eleştirmen İlhan Pınar, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Pınar, özellikle 17. yüzyıldan başlayarak 19. Yüzyılda da artarak devam eden süreçte, Osmanlıya emperyalizm İzmir şehrinden girmiştir dedi
TANER UYANIKER
Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İzmir Şubesi, Sonbahar Kültür Sohbetlerine araştırmacı-yazar İlhan Pınarın 17. Ve 19. Yüzyıl İzmiri konulu sohbetiyle başladı. Yoğun bir katılımın olduğu sohbette Pınar, İzmir hakkında katılımcılara değerli bilgiler verdi.
Pınar, özellikle 17. yüzyıldan başlayarak 19. yüzyılda da artarak devam eden süreçte Osmanlıya emperyalizm İzmir şehrinden girdiğini belirterek, 17. yüzyıldan itibaren şehrin iki kutuplu olan yapısında çok kutuplu bir yapıya dönüşmesine vurgu yaptı. Pınar, İzmirin yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren Türk hakimiyet alanına girdiğini kaydederek, Osmanlıya emperyalizm İzmir şehrinden girmiştir. Osmanlı İzmirde bu girişe engel olamamıştır. İzmir aynı zamanda şehir yapısını kendi iradesiyle şekillendiremeyen bir şehir konumundadır. Adeta İzmir Osmanlının kendi şehircilik anlayışını kendine dayatılan şekliyle kabullenmek durumunda kalmıştır. Bu yönüyle İzmir kaotik bir şehirdir şeklinde konuştu.
16. YÜZYILDA İZMİRDE TÜRKLER VE RUMLAR VARDI
Şehrin toplumsal yapısına atıfta bulunan Pınar, 15. yüzyılı şehrin fethiyle birlikte incelerken şöyle konuştu: İzmir, 15. yüzyılın ilk çeyreğinde Osmanlı egemenliğine kesin olarak girdikten sonra 16. yüzyıl sonlarına kadar Türkler ve Rumlar olmak üzere iki milletli bir toplumsal yapı içindeydi. 16. yüzyıl sonlarında şehir dahi denmeyecek bir büyüklükte ve nüfus yoğunluğundaydı. Biri Rum beşi Türk olmak üzere 6 mahalleden oluşan İzmir, 600 haneye ve yaklaşık 3 bin nüfusa sahipti. Belli dış dinamiklere ve kentin konumundan kaynaklanan iç dinamiklere bağlı olarak İzmirin bir transit liman kenti özelliği kazanmaya başladığını belirten Pınar, 17. yüzyıl başlarından itibaren kentin göçle tanışmaya başladığını ifade etti.
MALTA SOKAĞI
İzmir şehrinin gelişiminin 18. yüzyılda başladığına dikkat çeken Pınar, 18. yüzyıl ortalarından itibaren transit liman kenti özelliğinden kolonyal liman kenti kimliğine evrilirken toplumsal yapısında da önemli değişiklikler olmuştur. Bu tarihten itibaren ve 19. yüzyıl boyunca, kentin toplumsal ve kültürel yapısına Almanlar, Ruslar, Belçikalılar, Avusturyalılar, Amerikalılar, İsviçreliler, Araplar ve Acemler de katılmıştır. Hatta kenti 15. yüzyılda terk ederek Maltaya yerleşen sabık Rodos Şövalyelerinin torunları kente dönerek Maltalılar Sokağını oluşturarak kente yeniden dahil olmuşlardır diye konuştu.
İZMİR HAKKINDA YETERLİ ARAŞTIRMA YOK
İzmir şehrinin yarı sömürge konumuna dikkat çeken Pınar, 19. yüzyılda İzmirde bulunmuş bir İngiliz tüccarın Biz Hindistanda hem idareyi hem ekonomiyi birlikte idare etmenin sıkıntısını yaşadık. İzmirde ise bu hatayı yapmadık. İdareyi görünüşte serbest bırakıp ekonomiye hakim olarak onu perde arkasında idare ettik dediğine atıfta bulunarak, İzmir 19. yüzyılda bir Osmanlı şehri olmasına rağmen yarı sömürge konumundadır dedi. İzmirin Osmanlının dünya ticaretine açılan önemli bir kapısı olmasına rağmen gerektiği kadar incelenmemesine dikkat çeken Pınar, İzmir, Osmanlı döneminde dünya ticaretinde önemli bir rol oynamasına rağmen, yeteri kadar araştırılmamış, bilim çevrelerinin dikkatini çekmemiştir. Halbuki aynı dönemde İzmir kadar dahi önemli rol oynamayan liman kentleri üzerine çok sayıda inceleme ve araştırma yapılmış ve yayınlanmıştır. Son yıllarda İzmir üzerine de bir araştırma ve yayın yoğunluğu gözlemlense de bu yayınların İzmirin sahip olduğu önemi ve birikimi yansıtmaktan çok uzak olduğunu düşünmekteyim şeklinde konuştu. İzmirli yazar, şair ve ressamların katıldığı kültür sohbetinde daha sonra dinleyiciler ile karşılıklı soru cevaplarla, 17. ve 19. yüzyılın İzmiri çeşitli konu başlıklarıyla konuşuldu.
Haber Merkezi