- Gündem
- 02.05.2025 16:14
Dünya Mimarlık Haftası Etkinlikleri kapsamında İTOda düzenlenen etkinlikte konuşan İTO Başkanı Ekrem Demirtaş, İzmirin artık güzel bir kent olmadığını dile getirerek, Mimarlarımıza çok iş düşüyor. Karşı olma dışında, katkı yapan, İzmir havası taşıyan eserler yapan mimarlar yetiştirmeliyiz dedi
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN
Dünya Mimarlık Haftası Etkinlikleri kapsamında İzmir Ticaret Odası (İTO) Meclis Salonunda yüksek mimar Cengiz Bektaş Konferansı düzenlendi.
Açılış konuşmasını yapan İTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, İzmirin artık güzel bir kent olmadığını dile getirdi. Yanlış yapılaşma sonucu İzmirin eski güzelliğini kaybettiğini söyleyen Demirtaş, Gecekondulaşma sanayinin gelişmesine paralel bir şekilde arttı. Doğu, güneydoğu başta olmak üzere ülkenin her bölgesinden İzmire göçler yaşandı ve gecekondulaşma hızlı bir şekilde oluşmaya başlandı. İzmir bana göre güzel değil artık. Kentsel dönüşüm dediler ama bana göre daha bir metre yol almış değiller. Başta mimarlar başta olmak üzere herkesin bir şekilde gecekondulaşmanın önüne geçilmesi için bir şeyler yapması lazım diye konuştu.
Sanayileşme ile beraber gecekondulaşmanın başladığını ifade eden Demirtaş, yerel yönetimlerin arsa üretmediğini vurguladı. Demirtaş, Smyrna, geçmişte dünyanın bildiği bir kent. Küçük Paris olarak anılıyor. Gökkubbe altında en güzel şehir, Prenses. Geçmişte böyle tanımlanıyor ve biliniyor. Kordon boyunda, tiyatrolar, kulüpler, cafeler, konsolosluklar, yalı villalar var. 1960tan sonra ne oldu? Sanayileşmeye paralel biçimde İzmir göç almaya başladı. Yerel yönetimler arsa üretmedi, plan yapmadı. Gelenler, bir gecede konut yapmaya başladı. Adına da gecekondu dendi. Sonra gecekondu müteahhitleri türedi şeklinde konuştu.
HEPİMİZ SUÇLUYUZ
İzmirin artık güzel bir kent olmadığını dile getiren Demirtaş, tüm varoşların gecekondu ile dolduğunu söyledi. Demirtaş, Katlı yapılar zaten biliniyordu ama ilk olarak Kordonda bir yalı villası yıkılıp 5 katlı yapı haline getirildi. Ve devamı geldi. Geçmişten günümüze Kordonda 3-5 yapı kaldı. Tüm varoşlar gecekondu ile doldu. Nüfus 300 binden 3 milyona yükseldi. Şimdi yönünü denize doğru çevirerek bakan konuklar ise güzel şehriniz var diyor. Ama artık güzel değiliz. Güzel yapılar yapılmıyor. Tüm yalılar yıkıldı. Sefertası gibi binalar yapıldı. Başta yerel yönetimler, hepimiz suçluyuz ifadelerini kullandı.
İZMİR İÇİN ÇABA GÖSTERMELİYİZ
Demirtaş, hiçbir meslek odasının çarpık kentleşmenin önüne geçemediğini belirterek, Karşı koymadık, direnmedik. Biz de dahil. Tüm meslek odaları olarak karşıyız-karşı demek dışında İzmir için çaba göstermeliyiz. Kentsel dönüşümü fırsat olarak kullanıp İzmire özgü mimari anlayışı ile çirkinlikleri güzelliğe dönüştürmeliyiz. Ben de inşaat yapıyorum. 40 yıldır yaptıklarımı çoğunuz biliyorsunuz. Kimliği olmayan bir yer hiç yapmadım. Mimarlarımıza çok iş düşüyor. Karşı olma dışında, katkı yapan, İzmir havası taşıyan eserler yapan mimarlar yetiştirmeliyiz. Bu nedenle İzmir Ekonomi Üniversitesi içinde mimar yetiştiriyoruz. Hocalarımız bu ruhu onlara aşılamaya çalışıyorlar. Ben alınan sonuçtan çok memnunum. Bu konu açılınca çok konuşurum dedi.
YAPMAKTAN ÇOK YIKMAKTA AKTİFİZ
Demirtaştan sonra kürsüye çıkan yüksek mimar Cengiz Bektaş ise, Mimarlık olayı sadece yapmak değil. Yapmaktan çok yıkmakta aktifiz. Yapmak daha da tehlikeli. Gerçekten çok uzun süre etkiliyorsunuz gençleri. Bir tane genç tanımadım en azından bir iki yıldır, memleketi terk etmek üzerine planlama yapmayan. Eğitimini bile öyle düzenleyen bir an önce kaçacak. Zannediyorlar ki herkes kırmızı halıları sermiş onları bekliyorlar. Bir Alman dergisindeki yapılara baktığınız zaman o Alman mimarlığı değil. İngilterede Londrada benim bildiğim iki dergi var. Bizde yüzüne bakılacak gibi dergiler 10u geçti. Amerikada falan mimarlık sadece kitaplarda dergilerde görebileceğiniz bir şey değil. Yanlış yapılaşma kadar yıkmak daha korkunç bir şey. Ülke olarak yıkmak da çok başarılıyız ancak yıkmanın daha iyi düşünülerek yapılması lazım. Yanlış yıktığınız zaman, yanlış yapılaşma bunun devamı olur ifadelerini kullandı.