- Gündem
- 08.06.2025 23:27
İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel, “İzmir’in bütün güçleri bize destek olmalıdır. Hep birlikte İzmir’i insan haklarının başkenti yapmaya hazırız” şeklinde konuştu
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN
İzmir Barosu, kentin potansiyelini kullanarak yerelden insan haklarını inşa etmek, pilot projelerle halkın hak ve özgürlük alanını genişletmek, uluslararası kurumlarla işbirliği içinde İzmir’i bir insan hakları konferansları kenti yapmak için ‘İzmir İnsan Haklarının Başkenti’ kampanyası başlattı.
İzmir Barosu’nda yapılan kampanyanın tanıtım toplantısında konuşan İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel, “İnsan hakları konusunda nereden bakarsanız bakın İzmir’in gücünü göreceksiniz. Sadece işkence olunca mı avukat göndereceğiz. Bütün insanları ile hakları ile bilinçlenmiş bir kentten söz ediyoruz. Kadınlar varoşlarda eziliyor ve hakları yeniliyor. Kendi gücümüz bir yere kadar yeter. İzmir’in bütün güçleri bize destek olmalıdır. Duyarlı kesimleri bir araya getirmeliyiz. Türkiye’nin hiçbir yerinde yapılmayan şeyleri biz İzmir’den yapabiliriz. Ayrım göstermeyen duyarlı bir kent hedefimiz. Hep birlikte İzmir’i insan haklarının başkenti yapmaya hazırız” dedi.
İZMİR BAROSU’NUN TARİHİ MİSYONU
Baro adına açıklamalarda bulunan İzmir Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Ali Deman Güler, İzmir Barosu’nun tarihsel misyonunun gereğini yapmaya hazır olduğunu belirterek, “Türlü vesileler ile çoğulcu bir demokrasinin beşiği olmaktan uzaklaştırılan meclisin yerine getiremediği görevleri yerel siyasetin yapmaması için hiçbir neden yok. Yerelden insan haklarını gerçekleştirmek için en uygun yer de üzerinde yaşadığımız güzel İzmir şehri. Bizler İzmir’in 5 bin yılı aşkın tarihi, farklı kültürlerin bir arada barış içinde yaşama geleneği, dünyanın hayran olduğu güzellikteki coğrafyası, tarihsel ve anıtsal mekânları, dinamik ve genç nüfusu ile insan hakları alanında lider bir kent olacağına gönülden inanıyoruz. İzmir ülkemizin en büyük ihracat limanlarından biri olarak, yüz yıla yaklaşan fuar şehri geleneği ve Akdeniz çanağında tarihsel olarak oynadığı öncü rol ile Türkiye’yi bugün bulunduğu girdaptan çıkaracak potansiyele sahip yegâne kenttir. Bu nedenle İzmir, gerek demografik yapısı gerekse sahip olduğu ekonomik ve kültürel değerler ile insan haklarının yerelden inşa edildiği bir kent olmalıdır” şeklinde konuştu.
İNSAN ÖNCÜ KENT OLMALI
İzmir’i insan haklarının başkenti yapmak için tüm yerel yönetimleri, kamu kurumlarını, sivil toplum örgütleri ve İzmirli yurttaşları birlikte hareket etmeye çağırdıklarını belirten Deman, “İzmir insan hakları alanında öncü kent olmalıdır. İzmir için sunduğumuz vizyon yalnızca İzmir Barosu’nun altından kalkabileceği bir iş değildir. Ancak burada şunu açıklamak isteriz ki İzmir Barosu 110 yıllık tarihi ve insan haklarındaki eşsiz birikimi ile İzmir yerel yönetimlerinin yanında olmaya hazırdır. Tüm yerel yönetimlerimizi, belediye başkanlarımızı, kamu kurum ve kuruluşlarımızı, sivil toplum örgütlerimizi ve her şeyden evvel değerli İzmirli hemşerilerimizi bu çağrımıza destek vermeye davet ediyoruz. Gelin hep birlikte şehrimizi bir dünya şehri yapalım. Gelin hep beraber özgürlük ve refah içinde bir kent kuralım. Gelin ülkemizin güzel yarınlarını hep beraber inşa edelim. Gelin, İzmir İnsan Haklarının Başkenti olsun” ifadelerini kullandı.
İZMİR MODEL OLACAK
Deman, konuşmasının devamında şunları söyledi: “İzmir insan hakları alanında yapacağı atılımla tüm Türkiye için örnek hale gelecektir. Yerel yönetimlerin katkısıyla oluşturulacak bir insan hakları köyü, dünya çapında bir insan hakları kütüphanesi barındıracak ve alanda çalışan akademisyenlerin, öğrencilerin, hukukçuların ve aktivistlerin sürekli surette gelip yararlanacakları bir merkez olarak işlev görecektir. 10 Aralık haftasında başlayacak ve yılbaşına kadar devam edecek etkinliklerle bir şenlik havası oluşturulacak ve yerel üreticilerin ürettiği mallar halkla buluşacaktır. Bu pazarlar aynı dönemde Avrupa’da açılan yılbaşı pazarlarına bir alternatif olacaktır. Yıllardır bilinçli şekilde niteliği değiştirilen ve unutturulan 23 Nisan Çocuk Şenliği uluslararası niteliğine yeniden kavuşturulacak ve çocuk hakları konusunda dünyaya model olan uygulamalar dünya çocuklarının katılımı ile İzmir’de gündeme getirilip hayata geçirilecektir. İzmir halkının hem bugün hem de bundan sonraki dönemde hakları konusunda bilinçlendirilmesi için temel hak ve özgürlükler alanında eğitim çalışmaları yapılacaktır. Çocuk ve yetişkinlerin hak bilincine erişmeleri yerel yönetimlerin İzmir Barosu ile birlikte sağlayacağı kaliteli eğitim çalışmaları ile gerçekleştirilecek ve bu konuda uluslararası kurumlarla ortaklığa gidilecektir. İzmir’de hali hazırda var olan insan hakları bilincinin artırılması ve demokratik hakların kitleler tarafından özümsenmesi bu sayede gerçekleştirilecektir. İzmir’in gelişmek için insan haklarını temel alan bir program uygulaması kentin Türkiye’nin ve hatta bölge ülkelerinin geri kalanı için bir model olması sonucunu doğuracaktır. Dolayısıyla İzmir İnsan Haklarının Başkenti projesi ile yerelden üretilen gücün bununla sınırlı kalmaması ve tüm ülkemizi ve hatta bölge coğrafyamızı olumlu şekilde etkilemesi beklenmektedir.”
Karaburun'un 30 metre derinliğindeki mavi hayat
İzmir’de grev 7. gününde