- Gündem
- 15.05.2025 23:32
AB’nin, ticaret partnerlerine uygulamaya koymayı düşündüğü Karbon Vergisi ile ilgili konuşan İzmir iş dünyası, bu konuda ciddi anlamda hazır olduklarını belirtti
NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Avrupa Birliği (AB) önümüzdeki dönemde Brüksel’de Yeşil Düzen Belgesi yayımlayacak. Bu belge; AB’nin Ekim 2020’de yasasını geçirmeyi planladığı Yeşil Düzen hakkında 5 yıllık iş planı içeriyor. Planda, özellikle karbon emisyon hedefi hakkında ve emisyon kontrolü ile ilgili atılacak adımlar hakkında önemli bilgiler olacak. Daha da önemlisi, “Carbon Border Adjustment Mechanism” adı verilen ve ihracata karbon vergisi getirmeyi hedefleyen uygulamanın bu planda yer alması bekleniyor. AB, bu vergi mekanizması ile, ticari partnerlerini de emisyon azaltımına yönlendirmeyi planlıyor. Böyle bir vergi, AB ile ticarette düşük emisyonlu ülkeleri, yüksek emisyonlu ülkelere göre daha avantajlı bir konuma getirebilecek. Konuyla ilgili İLKSES’e değerlendirmelerde bulunan Ege İhracatçılar Birliği (EİB) Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi ve İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, AB’nin hazırladığı düzenleme ile ilgili birlik ve borsa olarak hazır olduklarının altını çizdiler. EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Konunun ciddiyetini göz ününde bulundurduğumuzda ‘sürdürülebilirlik’ alanında gündemimizin yoğun olduğunu ve önümüzdeki dönemde birçok çalışma ve projeye imza atacağımızı söyleyebilirim” dedi.
HIZLI REAKSİYON GÖSTERİYORUZ
Dünyada yaşanan gelişmelerin farkında olduklarını ve buna göre tedbirlerini aldıklarını belirten Eskinazi, “2020 yılı itibariyle dünyadaki gelişmelere baktığımızda, birçok sektörün çevreye ne kadar zarar verdiğinin artık farkında olduğumuzu, bu zararın boyutlarını verilerle çok net bir şekilde ifade edebildiğimizi ve hepsinden önemlisi bu durumu iyi yönde değiştirebilmek için yeni uygulamaların, teknolojilerin, iş fikirlerinin ve iş modellerinin hayatımıza girdiğini görüyoruz. Diğer bir ifadeyle daha sürdürülebilir bir dünya için artık ciddi anlamda çalışmaya başladığımızı söyleyebiliriz. Ben karbon vergisi ve karbon ayak izi çalışmalarını da ‘sürdürülebilirlik’ çatısı altında yürütülen faaliyetlerin bir parçası olarak görüyorum. Diğer yandan, Türkiye olarak hali hazırda Avrupa Birliği’nin çok önemli ticari partnerlerinden biriyiz ve Avrupalı müşterilerimizden gelen taleplerin karşılanması konusunda oldukça hızlı reaksiyon gösteren bir yapıya sahibiz. Avrupa Birliği’nin ticari ortaklarının emisyon azaltmasını sağlayacak bu tip uygulamalara kolaylıkla uyum sağlayabileceğimizi ve bu uygulamaların sektörlerimize olumlu katkı sağlayabileceğini düşünüyorum” ifadelerinde kullandı.
GLOBAL COMPACT’A ÜYE OLDUK!
Ege İhracatçı Birlikleri olarak bu konuda ne gibi çalışmalar yaptıklarını da açıklayan Eskinazi,
“Bizler ihracat camiasının bir temsilcisi olarak öncelikli olarak ihracatı daha az karbon ayak izi bırakarak yapmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda kurum içi strateji geliştirme çalışmalarında 2020 yılının ‘Sürdürülebilirlik Yılı’ olarak belirlenmesine karar verdik. 160’ın üzerinde ülkede 9 bin 500’ün üzerinde şirket ve 3 binin üzerinde şirket dışı üyesi ile dünyanın en büyük kurumsal sürdürülebilirlik inisiyatifi olan Birleşmiş Milletler Global Compact’a üye olduk. Bu kapsamda yürüteceğimiz faaliyetler ile üye firmalarımıza örnek olmak istiyoruz. Daha önce de çevreyi koruma bilincini daha arttırmak, duyarlı tüketici duygusunun gelişmesine katkı sağlamak amacıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından başlatılan Sıfır Atık Projesine katılan ilk ihracatçı birliği olmuştuk” diye konuştu.
2021’DE SEKTÖRLER AÇIKLANACAK
Karbon Vergisi uygulanacak sektörlerin 2021 yılında açıklanmasının beklendiğini belirten Başkan Kestelli, “Söz konusu verginin ilk olarak çelik, beton ve alüminyum sektörlerinde test edilmesi gündemde. Bu verginin başlıca hedefinin Avrupa çelik üreticileri ve enerji yoğun diğer sanayileri korumak olduğu ifade ediliyor. Bu vergiden en çok etkilenecek ülke olan Çin, sınır Karbon Vergisi’nin “iklim konusunu ticari korumacılığa yönlendirdiğini” dile getirerek tepki gösterdi. Germanwatch ve New Climate Institute tarafından açıklanan İklim Performans Endeksi’nde 57 ülke arasında 48’inci sırada yer alan Türkiye de bu yeni vergiden olumsuz etkilenecek ülkeler arasında yer alabilir. Bu nedenle, Dünya Ticaret Örgütü kurallarını ihlal edip etmeyeceği bile henüz belirsiz olan bu yeni uygulama için ilgili bakanlıklarca tedbir alınması ve gelişmekte olan pazarların en azından belirli bir süre vergi dışında tutulması için çalışmalar yürütülmesinde sonsuz fayda var” diye konuştu.
ÇALIŞMALARA BAŞLADIK
İTB’nin bu konuda üzerine düşen görev ve sorumluluklarını her zaman olduğu gibi yine yerine getireceğinin altını çizen İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, borsanın ayak izini hesaplamak için çalışmalara başladıklarını vurguladı. Başkan Kestelli, “İklim felaketinin ulaştığı nokta gelecek adına endişe verici boyutlarda. Dünya ısısının yükselmesi yakın bir gelecekte çok sayıda bitki ve hayvan türünün neslini tüketecek. İklime dayalı göç dalgaları yaşanacak. Dolayısıyla dünya üzerindeki her birey ve her kurum çevreyle ilgili her konularda çok daha duyarlı olmak zorunda. Tarım ve gıda sektörünün ekolojik ayak izi de son derede büyük. Tarım küresel karbon salınımında ciddi bir paya sahip. Temiz su kaynaklarının yüzde 70’ini kullanıyor. Tarımsal aktiviteler iklim felaketinin boyutlarını büyütme konusunda önemli bir etki yaratıyor. Küresel olarak sürdürülebilir bir gıda sistemi kurmak istiyorsak, tarımda temiz ve akıllı üretim sistemlerinin kullanılması şart. İzmir Ticaret Borsası olarak bizler çevreye karşı daima çok hassas politikalar izledik. 2019 yılı itibariyle de 14001 çevre yönetim kalite sistemini kurmak ve borsamızın karbon ayak izini hesaplamak için çalışmalara başladık. Çünkü doğal kaynaklarımızın bizim en büyük zenginliğimiz olduğuna inanıyoruz. Ve onları korumak adına azami gayret sarf ediyoruz” diye konuştu.
KARBON VERGİSİ NEDİR?
Karbon vergisi, CO2 emisyonunu azaltmak amacıyla tüketilen fosil yakıtın karbon içeriğine bağlı olarak alınan bir satış ve emisyon vergisidir. Emisyon vergileri, salınan sera gazı emisyonu birimi başına ödenen vergilerdir.