İzmir midyeleri onlara emanet

FAO, Japonya ve Tarım ve Orman Bakanlığının destekleriyle 20 Suriyeli ve Türk kadının ortaklığıyla kurulan Özgür Turna Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi, İzmirlilere her gün hijyenik şartlarda, sıcak ve sağlıklı dolma midye sunuyor

  • Oluşturulma Tarihi : 11.12.2019 07:45
  • Güncelleme Tarihi : 11.12.2019 07:45
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İzmir midyeleri onlara emanet haberinin görseli

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Hayata geçirilen “Beceri Eğitimleri ve Üretim Araçları Vasıtasıyla Geçici Koruma Altındaki Suriyeli Mültecilerin ve Ev Sahibi Toplulukların Geçim Kaynaklarının Güçlendirilmesi” projesi kapsamında 10 Suriyeli mülteci ve 10 Türk olmak üzere 20 kadına midye dolma konusunda eğitim verildi. Tarım ve Orman Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Japonya ana destekli projede; KOSGEB, Halk Eğitim ve İŞKUR da farklı alanlarda destek verdi. Destek ve eğitimlerden sonra 20 kadın ortaklığıyla; Sınırlı Sorumlu Özgür Turna Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi kuruldu. Kadınlar kendileri için kiralanan Alsancak’taki işletmede üretim ve pazarlama yapıyor. Kooperatif ile ilgili gazetemize bilgilendirmelerde bulunan Proje Süpervizörü Ziraat Mühendisi Nigar Gürel Şavluk, projenin hem kadınlara istihdam sağladığını hem de midye dolmanın yasal olarak üretimi için İzmir’de rol model olduğunu vurguladı. İşgücü sömürülen kadınların çok ucuz paralara ve kötü şartlarda midye dolma işinde çalıştırıldığını belirten Şavluk, projenin ana hedeflerinden bir tanesinin de bu sömürünün ortadan kaldırılması yönünde olduğunu açıkladı. Kooperatifin okul görevi gördüğünü belirten Şavluk, Torbalı’daki ağ projesiyle beraber kooperatif projesinin 300 bin TL ile hayata geçtiğini söyledi. Japonya hükümetinin projeyi çok beğendiğini ve gelecek yıl projenin ikinci ayağını da desteklemek istediklerini dile getiren Şavluk, “Burayı bir okul gibi görüp, mutfağımızı yeni üyelerimize açabileceğiz. Önceden özel firmaların mutfağını kullanıyorduk artık kendi mutfağımızı kullanacağız. Burası yeni projeler için bir okul olacak. Kooperatif mutfağında işi öğrenen kadınlar belki buraya ortak olacaklar, belki de işi öğrenip kendi işyerlerini açacaklar. Bu konuda da yeni proje çıkmak üzere” ifadelerini kullandı.
HİJYEN SORUNU VAR
Derneğin çok amaçlı olarak kurulduğunu bildiren Proje Süpervizörü Tarım ve Orman İzmir İl Müdürlüğünde Ziraat Mühendisi olarak çalışan Nigar Gürel Şavluk, “Turna Kadın Kooperatifi’nin ortaya çıkma sebebi gıda sektöründe yapılan denetimler sonucu midye dolma konusunda hijyen sorunu yaşıyor olmamız. Midyenin büyük bir çoğunluğu İzmir’de üretilip dolma haline getiriliyor. Denetimleri tarım ve orman ilçe müdürlüklerimiz yapıyor. Gittiğimiz hiçbir yerde hijyenik bir ortamla karşılaşmıyoruz. Tamamen kayıt dışı üretim, evlerde; nerde toplandığı belli olmayan, onaysız, takip edemediğimiz bir midye sektörü var. Yine hijyenik olmayan koşullarda midye doldurulup başta İstanbul ve Ankara olmak üzere ülkenin her tarafına dağıtılıyor. Bu bir sorun olarak ortaya çıkınca FAO ‘Bir proje bulun ve bu projede yerel halktan kadınlar ile Suriyeli kadınları istihdam edin’ dediler. FAO bunun için bir bütçe sağladı. Bütçeyi FAO’ya Japon hükümeti veriyor. FAO da bizimle bir protokol imzalayarak bu parayı bize veriyor. Biz de sorunu burada bulduk. İş gücü sömürülen kadınlar da var. Günlük 20-30 TL’ye midye dolma yapıyorlar. Ortada bir kadın iş gücü sömürüsü var. Zaten yerel halk kadınlarının iş gücü sömürüsü vardı. İşin içine Suriyeliler de girince bu sömürü daha da arttı. Bunun yanın da bir de gıda sorunu var. Bütün bu etkenleri bir araya getirdiğimizde böyle bir projenin kaçınılmaz olduğunu düşündük” ifadelerine yer verdi.
GİRİŞİMCİLİK EĞİTİMİ ALDILAR
Proje için kadınları mülakat yoluyla seçtiklerini belirten Şavluk, seçilen kadınları Haziran ayından itibaren 5 ay eğittiklerini söyledi. Kooperatifin aldığı midyeler onaylanmış, yasal olarak üretilen midyeler olduğunu aktaran Şavluk, Şu anda günde 50-60 kg midye dolması sattıklarını dile getiren Şavluk, hedeflerinin yaza doğru bu rakamı 600 kilograma çıkartmak olduğunu belirtti. Şavluk, “İşin içinde sektörde bir kısmı deneyim sahibi, bir kısmı hiç işi bilmeyen fakat eğitimli ve hevesli 20 tane kursiyer seçtik. Kadınlarımız su ürünleri işletmeciliği, hijyen, kooperatifçilik ve girişimcilik eğitimi aldılar. Bu eğitimler haziranda başladı. Eylül ayında Alsancak’ta kooperatif için bina kiraladık. Kooperatif binasının tadilatı, gıda hijyenine uygun olarak düzenlenmesi sağlandı. Onaylı midye çiftlikleriyle anlaşıp oralardan midye alınmasına karar verildi, yasal izinler alındı ve kooperatifi kurduk. 7 Kasım’dan bu yana üretimimizi yapıyoruz. Kooperatifimiz deneme süresinde günde 200-300 kilo satan işletmelere, 50-60 kilo midye satıyor. Kısa sürede hedefimiz günde 300 kilo midye dolması üretmek, yaza doğru da bu rakamı 600 kiloya çıkartmayı planlıyoruz. Bulabileceğimiz onaylı midye oranı budur. Zamanla midye üretimimiz arttıkça istihdam edebileceğimiz kadın sayısı da artacaktır. Şu anda 10 Suriyeli kadın ile yerli halktan 10 kadın kooperatifin ortağı şeklinde üretimimizi gerçekleştiriyoruz” şeklinde konuştu.  
BALIK TUTMASINI ÖĞRETİYORUZ!
Bugüne kadar Suriyelilere günü kurtarmalık yardımlar yapıldığını bildiren Şavluk, dünyanın da Türkiye’nin de bu şekilde yapılan yardımların sınıra dayandığını gördüğünü belirtti. Şavluk, “Suriye’de yaşanan iç savaştan sonra Suriyeli vatandaşlara sürekli gıda başta olmak üzere günlük yardım yapıldı. Fakat bu yardımların sınırı bulduğunu düşündük. Suriyelilerden verim alınmadığını bütün dünya yardım kuruluşları gördü. Türkiye’nin de en büyük sorunlardan biri tarım sektöründe mevsimlik işçi bulmak. Gıda sektöründe ekmek üreticisini bulmak. Midye dolma işinde de kalifiye eleman bulmak. Şu an bir çiftliğe gittiğinizde en büyük sorun hayvan bakıcısının olmaması. FAO ve Tarım ve Orman Bakanlığımız oturup bu konuyu görüştükten sonra bu insanlara balık yemeyi değil balık tutmayı öğretelim diyerek yola çıkıp böyle bir proje geliştirdi. İzmir bu projeler için seçilen pilot şehirlerden bir tanesi. Projeler şu an 10 farklı şehirde farklı alanlarda yürütülüyor. Midye işi projesi sadece İzmir’de yapılıyor” dedi.
MÜLAKATLA AZİMLİ KADINLARI SEÇTİK
Projeye toplamda 250 kadının başvurduğunu söyleyen Şavluk, eğitimlerde Suriyeli ve Türk kadınları kaynaştırmayı amaçladıklarını da vurguladı. Şavluk, “Projede çalışacak kadınları seçerken deneyimlerimizden yararlandık. Kooperatif olacağı için kadınlar arasında daha azimli, işi yapmak isteyen insanları seçmeye özen gösterdik. Bunun için mülakat yaptık. Suriyelilerden; yerli kadınlarla çalışacakları için öncelikle Türkçe bilen kadınları seçtik. Yerli kadınlardan da Suriyeli kadınlara yardım edebilecek, sektörden gelenleri tercih ettik. Mülakat sonucu toplamda 20 kadın seçtik. Bu projeye 200 Suriyeli ve 50 Türk kadın başvurmuştu. Öte yandan eğitimlerimizde Suriyeli ve Türk kadınları kaynaştırmak için farklı taktikler uyguladık. Suriyeliler hayat hikâyelerini anlattı. Bu şekilde yerli kadınların empati kurmalarını sağladık. Suriyeliler de kendilerini rahat ifade edebilecekleri bir ortam buldular. Bizim projemizden çok iyi dostluklar ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.
ROL MODEL OLDUK!
İzmir’de dolma midye üretimi yapanlar için rol model olan bir kooperatifi hayata geçirdiklerini söyleyen Şavluk, fonu neden Japonya’nın sağladığını da açıkladı. Şavluk, “İzmir Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nde Ziraat Mühendisi olarak çalışıyorum. Bu projenin hayata geçirilmesi için çalıştım. Geçen yıl da yürüttüğümüz bir proje olduğu için proje fonlayıcıları bizden yeni bir proje istediler. Ben de Konak İlçe ile gıda sektöründe herhangi bir sıkıntı var mı diye sorduğumda bana midye üretimi sırasında yaşanan sıkıntılardan bahsettiler. Bu sıkıntının ise ancak bir kooperatifle çözülebileceğini bildirdiler. Konak Tarım ve Orman ilçe Müdürlüğü ile bu projeyi geliştirdik. Şunu tekrarlamak istiyorum bu proje çok amaçlı bir proje. Hem orada kaçak üretimin önüne geçmek, bunun için örnek bir işletme tesisi kurmak, hem güvenli gıda üretmek, Suriyeli ve Türk kadınların daha iyi koşullarda çalışmasını sağlamak. Onaylı, izinli midye üretimini sağlamak. Bizim kooperatifimizden sonra bir sürü kişi bu işi bizim gibi yapmak için bize müracaat etti. Aslında istediğimiz amaca ilk ayda ulaştık. Çünkü işletmeler için rol model olduk. Öte yandan sadece Japonya değil birçok ülkeden destek alıyoruz. Ülkelerin yardım fonu var. Suriye savaşından ve Suriyelilerden en az etkilenen ülke Japonya. Fakat ülkelerin Suriyelilere yardım fonları bizim ülkemiz üzerinden oluyor. Her yıl bu fonlar kullanılır. Yardım kuruluşları ve projelerle bu fonların daha sağlıklı kullanıldığını gördük. FAO bu projeyi düşünmüş Japonya da bu projeye destek olmuş” şeklinde konuştu.
PROJE ORTAKLARIMIZ
Şavluk, 11 yıldır Tarım Bakanlığında çalıştığını ifade ederek “Bana bu projeyle ilgili teklif geldiğinde heyecanlandım ve hemen kabul ettim. İzmir’de 3 yıldır proje yapıyoruz. Projenin her ayağı bir hikaye. Bizim görünen ortaklarımız FAO, Tarım ve Orman Bakanlığı ve Japonya. Görünmeyen ortaklarımız da var. Eğitim Modüllerimizi Halk Eğitim’den aldık. İŞKUR ile protokol yaptık. KOSGEB girişimcilik eğitimi aldık. Kadınlar Halk Eğitim, KOSGEB birçok kurumdan eğitim alıyor. Bu konuda bize desteklerini hiç esirgemeyen FAO Türkiye Temsilcisi Ayşegül Serişik ile İzmir Tarım ve Orman İl Müdürü Proje Yöneticisi Musa Bakan’a şükranlarımızı sunuyoruz” dedi.