İzmir Tabip Odası'dan Kovid-19 uyarısı

Basınla bir araya gelen İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu, "İzmir'de 1 ay öncesine göre test pozitifliğin yüzde 5'lerden yüzde 20 bandına dayanmış durumda. Bu oranda halk sağlığı verisi yok" diyerek, maske zorunluluğununa dikkat çekti


  • Oluşturulma Tarihi : 29.06.2022 11:07
  • Güncelleme Tarihi : 29.06.2022 11:07
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İzmir Tabip Odası'dan Kovid-19 uyarısı haberinin görseli

NURETTİN BAKİ

İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu, artan koronavirüs vaka sayıları üzerine bir basın açıklaması yaptı. Kurul, İzmir'de son iki aya göre pozitif vaka sayısında yüzde 20'lik bir artış yaşandığına dikkat çekti. İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu, ayrıca, 2022 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile bağlı cetvellerinde değişiklik yapılmasına dair kanun teklifindeki sağlıkta katılım paylarının artırılmasından hemen vazgeçilmesini ve sağlıkta katılım paylarının kaldırılması gerektiğine vurgu yaptı.

SALGIN DAHA BİTMEDİ!

Basın açıklamasını okuyan İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, "Kovid pandemisi son 4 aylık dönemde sönümlenme göstermiş ve günlük hastaneye yatış, yoğunbakım ve vefat sayılarında anlamlı azalmalar olmuştur. Bunun önemli bir gelişme olduğunu kaydetmek gerekir. Ancak bu durum salgının sona erdiği anlamına gelmemektedir. Bu sönümlenmenin nedeni, ülkemizde ve dünyada gerek hastalık geçirenlerin çoğalması ve aktif bağışıklık elde edilmesi ve gerekse örneğin ülkemizde farklı sayılarla olmakla birlikte nüfusun yüzde 60'lık bir kesiminin aşı ile pasif bağışıklık elde etmesi olarak belirtilebilir. Bu süreçte, yeni varyantların oluşumu ve bunların da daha farklı özellikte klinik belirti ve bulgu vermeleri ve özellikle son dönemde yaygınlaşan ve bulaşma olasılığı ve kolaylığı daha yüksek görünen Omicron varyantının, akciğer komplikasyonlarının daha seyrek ve az, buna karşılık üst solunum yolu enfeksiyonu olarak geçiriliyor olmasının daha sık görülmesi, hastane, yoğun bakım ihtiyacını azaltmış ve daha çok ayaktan hastalık geçirilmesi tarzında bir sürecin hakim olmasına yol açmıştır. Ancak son günlerde farklı ülkelerden gelen laboratuar bilgilerine dayanan verilere bakılacak olursa , BA4 ve BA 5 ile BA 2-12-1 varyantlarının, daha agresif seyredebileceği yönünde bazı paylaşımlar bulunmaktadır. Bunların hem daha kolay bulaş yapması ve hem de alt solunum yoluna inme özelliği taşıması, tekrar Kovid-19 ‘un ciddi seyirli klinik tabloları ile karşılaşılması endişesi yaratmaktadır" ifadelerine yer verdi.

YAZ TATİLİNDE ÖĞRENCİLER AŞILANMALI

"Ülkemizde, 5-11 yaş grubu aşılanmış değildir" diyen Prof. Dr. Kaynak, "Bu nedenle bu yaş grubunun okul tatili içinde belli bir programla aşılanmaya alınması, kışa dönüşen günlerde yeni Kovid ataklarının ortaya çıkmasında ciddi bir önlem olabilir. Bunun yanısıra riskli grupların yeniden değerlendirilmesinin önemine dikkati çekmek isteriz. Ayrıca, aşı programının şu anda bir çok ülkede durdurulmuş olduğu ve ülkemizde de durdurulmuş olduğu görülmektedir. İnaktif aşıların yeni varyantlara etkisinin çok az olması ve ülkemizde inaktif aşıların daha yaygın kullanılmış olması, aşılama konusunda, özellikle yeni varyantlar açısından yeni bir dikkat sarfedilmesini gerekli kılmaktadır. mRNA aşılarının yeni varyantlara karşı daha fazla koruyucu olması ve özellikle önümüzdeki dönemde olası yeni varyantlara karşı, mevcut ya da yeni geliştirilen mRNA aşılarının, yeterli ısmarlama ve stok çalışmalarının planlanması uygun olacaktır. İnaktif aşıları yapılmış olanların, mRNA ile idamesinin sağlanmasının daha yüksek koruyuculuk bakımından bazı avantajları olduğuna ilişkin görüşler ağırlık kazanmaktadır" şeklinde konuştu.

HAC UYARISI

Açıklamanın devamında Prof. Dr. Kaynak, "7 Haziran'dan itibaren yapılması öngörülen hac ziyaretlerinin 65 yaş üzerindeki kayıtlılarının 2020 de alınan karar uyarınca haklarının bir yıl daha ertelenmesi kararı olumlu olmakla birlikte, çok farklı ülkelerden gelen insanlarla karşılaşılan bu süreçte, sadece hac adaylarının korunması değil, onların taşıyıcı olarak, ülkemize hastalık taşımaları olasılığına karşı da önlem alınması zorunludur. Bu konuda, aşılama ve dönüşte enaz 7 gün karantina olanaklarının hazırlanması ve PCR tetkiklerinin uygulamaya alınmasının gerekli olduğunu düşünmekteyiz" dedi.

MASKE ZORUNLULUĞU SAĞLANMALIDIR

Maske zorunluluğunun tekrar konulmasını sağlaması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Kaynak, "Maskenin kaldırılması, esas olarak kişisel korunma önlemleri olan hijyen – mesafe – maske üçlüsünün en önemli bölümünün ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir. Hijyen zaten hayatımızın önemli bir parçasıdır ve hiç vazgeçilmeyecek bir uygulamadır. Bunun eğitiminin tekraren her yaş grubuna verilmesi ve ilgili malzemelerinde her alanda uygun şekilde ve hatta devlet güvencesi ile sağlanması uygundur. Maske ise mesafenin korunamadığı, ulaşım, sağlık kuruluşları, kalabalık devlet daireleri ve AVM gibi insanların yakın mesafede bulunmak zorunda kaldıkları alanlarda 'mesafeyi koruyamıyorsak maskemizi takalım' sloganı ile devam ettirilmesi gerekmektedir. Bunun özellikle önümüzdeki günlerde, ulaşım ve seyahat süreçlerinin olağanüstü artacağı bayram dönemi için özellikle tekrar ve hassasiyetle gündeme getirilmesi ve kamu otoritesinin bu konuda acilen gerekli açıklamaları yaparak maske zorunluluğunun tekrar konulmasını sağlaması gerekmektedir" ifadelerini kullandı.

NE KADAR POZİTİF VAKA VAR BİLMİYORUZ

Prof. Dr. Kaynak, "Şu anda, ne kadar sayıda pozitif olgu olduğu hakkında bilgimiz olmamaktadır. Zira PCR testleri rutinden kaldırılmış ve ulaşımı zorlaşmıştır. Ancak yurtdışı seyahat ya da ameliyat hazırlığı veya kişisel merak ile özel şartlarda yapılabilmektedir. Bu nedenle günlük pozitif olgu sayısı olarak belirtilen rakamların çok çok üzerinde pozitif olgu olduğu hem gözlemsel ve hem de istatistiksel olarak bir gerçektir. Dolayısı ile bu konuda da, PCR testlerine ulaşımın kolaylaştırılması pozitif olguların sıklığı ile ilgili daha net ve sağlıklı bilgiler elde edilmesini sağlayacaktır. TÜİK, 2020 ve 2021 yılı ölüm istatistiklerini hala açıklamamıştır. TÜİK, çalışmaların devam ettiği şeklinde bir açıklama ile konuyu geçiştirmektedir. KOVİD-19’a bağlı ölüm oranlarının net olmaması bu alanda alınacak önlemleri de geciktirmektedir. Teknolojik olanakların bu kadar geliştiği bir ortamda, çalışmaların bitirilemiyor olması şüphe uyandırmaktadır. Şeffaflığın olmadığı bir ortamda, sağlıklı çözümler üretilmesi mümkün değildir" değerlendirmesinde bulundu.

İZMİR'DE POZİTİF ARTIŞ YÜZDE 20!

İzmir'in genel durumuna ilişkin de İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Yüce Ayhan, "1 ay öncesine göre test pozitifliğin yüzde 5'lerden yüzde 20 bandına dayanmış durumda. Bu oranda halk sağlığı verisi yok" diye ekledi.

KATILIM PAYLARI KALDIRILMALIDIR!

Açıklamasına sağlıkta katılım paylarıyla devam eden Prof. Dr. Kaynak, "2022 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile bağlı Cetvellerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifindeki Sağlıkta Katılım paylarının artırılmasından hemen vazgeçilmeli ve sağlıkta katılım payları kaldırılmalıdır" dedi.