“İzmir tasarım potansiyelini heba ediyor”
İzmir’in endüstriyel tasarımda 7’nci sırada olmasını değerlendiren Dr. Özcan, “İzmirli iş insanları, endüstriyel tasarım konusunda bütün dünyada çok rahat iş bulabilen insan kaynağına güvenmeleri gerekiyor” dedi
NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
İzmir, 2019 yılı Ocak-Nisan döneminde endüstriyel tasarım tescil ettiren şehirler arasında Kayseri, Konya ve Gaziantep’in de arkasında kalarak 7’nci sırada yer aldı. İlk üçte yer alan şehirler ise sırasıyla; İstanbul, Ankara ve Bursa oldu. Konuyla ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulunan İzmir Ekonomi Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü Başkanı Dr. Can Özcan; açıklanan dönemde İzmir’in 7’nci sırada yer almasına şaşırmadığını bildirdi. İzmir’in tasarımda; ilkokuldan üniversiteye kadar son derece donanımlı ve gelişmiş insan kaynağına sahip olduğunun altını çizen Özcan, yetişen bu insan kaynağını üniversiteden sonra İzmir’deki odaların, STK’ların, yerel yönetimlerin ve kalkınma ajansının değerlendirmediğini savundu. Özcan, diğer şehirlerin neler yapabileceklerinin farkında olduğunu söyledi. Özcan, “İzmir’in önünde yer alan bütün şehirler aslında endüstriyel tasarım faaliyeti açısından İzmir’e göre çok daha organize olmuş şehirler. Gerek Bursa gerek Gaziantep gerekse de Konya, bütün birimleriyle bu işleri daha organize götürdü. İzmir’de bu tarz organizasyon yeterince kurulabilmiş değil. Endüstri anlamında baktığımızda da bu şehirlerin sanayi alt yapısı açısından İzmir’e göre daha önde olduğu görüyoruz” dedi.
KENDİLERİNİ YENİLEMELİLER
Tasarım konusunda ise en iyi eğitimleri veren kurumun İzmir Ekonomi Üniversitesi olduğunu iddia eden Özcan, buradan mezun olan öğrencilerin dünyanın her yerinde rahatlıkla iş bulabildiğini savundu. Özcan, “Bizim mezunlarımız dünyanın her yerinde bu işi yapıyorlar. Bunun içinde bu sayılan şehirler de dahil. İzmir, bu işin en iyi nitelikli insan kaynağını üniversiteye kadar getiriyor. Endüstri tasarımda eğitim aşamasından sonra İzmir’de ciddi problemler var. Endüstriyel tasarımın, bir endüstri ve tasarım boyutu var, bunun yanında bir de insan kaynağı boyutu var. Bu insan kaynağı İzmir’de doğduğu andan itibaren; ilkokulda, ortaokulda, lisede ve üniversitede çok nitelikli ve çok donanımlı bir şekilde mezun oluyor. Fakat ondan sonra İzmir’de ne endüstri ortamı ne kültür ortamı ne de tasarımı besleyecek diğer olgular ve bu tasarıma sahip çıkan kamu kuruluşları, STK’lar, odalar, kalkınma ajansları ve yerel yönetimler insan kaynağının yetişmesindeki gibi becerikli değiller. Şu anda mesela İnegöl, mobilya tasarımı ve sanayisiyle bir proje yürütüyorum. Gönlüm isterdi ki ben bunu İzmir ile yapayım. İzmir’in endüstriyel tasarımda yetişmiş insan kaynağı potansiyeli var ama bu yetişmiş insan kaynağını ne yapacağına dair kurumların kendilerini yenilemesi lazım” ifadelerini kullandı.
BÜYÜKLÜĞÜ NİTELİK BELİRLİYOR
Büyüklüğü nüfusun değil niteliğin tanımladığını belirten Özcan, İzmir’in çevresi, kültürü, tarihi ve yetişmiş insan kaynağıyla güçlü olduğunu ancak bu potansiyelin heba olduğunu dile getirdi. Özcan, “Büyüklüğü nüfus değil nitelik tanımlar. Senin kültürün, yaratıcı endüstriyelin kaçıncı sırada olduğu önemli. Gaziantep’i ön plana çıkartan aslında üretim endüstrisi değil gastronomi alanındaki faaliyetleri. İzmir’in kendi çevresinde Manisa’sıyla, tarımıyla, kültürüyle, tarihiyle, bir endüstriyel bütün olarak ele alınması gerekiyor. Bu anlamda çok güçlü bunun yanında üniversiteye kadar taşınmış insan kaynağı var. Ama bu insan kaynağını heba etmekte de İzmir’in üstüne yok. Sahip çıkma konusunda dediğim gibi Bursa Kalkınma Ajansı bir projeyi desteklemek ve geliştirmek konusunda bizim buradaki kalkınma ajansından daha planlı davranabiliyor” dedi.
İZMİR İŞ DÜNYASINA SESLENDİ
Ar-Ge ve inovasyon ile daha çok endüstriyel tasarım ve daha katma değerli üretim yapmak isteyen İzmirli iş insanlarına seslenen Özcan, endüstriyel tasarım konusunda bütün dünyada çok rahat iş bulabilen yetişmiş ve belli bir olgunluğa gelmiş insan kaynağına güvenmeleri gerektiğinin altını çizdi. Özcan, “İzmir iş dünyasının yetişmiş bu insan kaynağına güvenmesi gerekiyor. Burada yetişmiş tasarım konusunda belli bir olgunluğa gelmiş İzmir’den kalkıp dünyanın neresine giderse bu işi yapan bir insan kaynağı var. İzmirli iş insanının ‘Bu insan kaynağını nasıl değerlendirebilirim?’ diye sorup, burada kendi yaratıcı endüstriyel anlamındaki yapılanmasını tekrar gözden geçirmesi gerekiyor. Endüstriyel tasarımın, ekonomik, teknik ve sosyal aktörleri var. Bu aktörlerin yeniden oturup kendilerine ‘biz niye tasarım anlamında dünya çapında bir yerdeyken, insan kaynağı bakımından çok nitelikli insan yetiştiriyorken bunu profesyonel anlamda kendi işimizde niye değerlendiremiyoruz?’ deyip kendilerini sorgulamaları gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.