Sayfa Yükleniyor...
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir’in doğayla uyumlu yaşam stratejisini ve İzmir Yeşil Şehir Eylem Planı’nı açıklayarak dirençli bir şehir oluşturmak istediklerini söyledi
BURCU YANAR
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, hazırlıkları tamamlanan ‘İzmir Sürdürülebilir Enerji ve Eklim Eylem Planı’ ve ‘İzmir Yeşil Şehir Eylem Planı’nın’ tanıtıldığı bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda kentin doğayla uyumlu yol haritası paylaşıldı. Toplantıya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Büyükelçiler, İlçe Belediye Başkanları, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Meclisi Üyeleri, CHP İl ve İlçe Başkanları, İYİ Parti İl ve İlçe Başkanları, Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreteri, Kurumların Bölge ve İl Müdürleri, Oda ve Birlik Başkanları ve Sendika Temsilcileri katılım gösterdi. Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu İzmir’in Doğayla uyumlu bu planların hazırlanmasında en önemli destekçilerden biri olurken, Avrupa birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, toplantıya bir video mesaj göndererek katılım gösterdi.
SIR DOĞA İLE UYUM
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir’in doğasıyla uyumlu yaşam stratejisinin paylaşılmasından büyük bir mutluluk duyduğunu ifade ederek, yakın zamana kadar şehir ve doğanın birbirinin zıttı olarak görüldüğünü belirtti. Başkan Soyer, şehrin hızlı, kabuğuna çekilmiş ve kendi kültürünü yaratmış evlerin, tiyatro ve sinemaların ve beton yolların oluşturduğu bir alan olarak; doğanın ise uzak ve yaban olarak nitelendirildiğini söyleyerek, pandemi ve iklim krizinin insanın kendisiyle ve doğasıyla yüzleşmesini sağladığını söyleyerek, “İzmir’de son iki yılda pandemiyi ve doğal afetlerin her türlüsünü yaşadık. Yaşadıklarımızdan çok şey öğrendik ve dirençli bir kent olmanın sırlarını araştırmaya başladık. Gördük ki afetlere ve salgınlara dirençli olmanın tek yolu doğayla uyumlu bir yaşam sürmek, şehirlerimizi doğa ile uyumlu bir şekilde imar etmek” dedi.
İzmir’in geniş deniz alanlarından 2 bin metreyi aşkın dağlara uzanan sıra dışı bir coğrafya olduğunun altını çizen Başkan Soyer, “Bu şehirde bizden çok daha eski olan İzmirliler; flamingolar, Akdeniz fokları, asırlık ağaçlar ve binlerce canlı türü yaşamaya devam ediyor. Ege’nin zeytini ve Kuzey Ormanları’nın ağacı kestane İzmir’deki tek bir vadinin üzerinde buluşabiliyor. Öte yandan İzmir 4 buçuk Milyona yakın nüfusu, hızla büyüyen sanayisi, ticaret hacmi, turizmi ve tarımıyla Türkiye ekonomisinin kentidir” diye konuştu.
STRATEJİNİN AMACI
Doğayla uyumlu yaşam stratejisinin ana gayesini de açıklayan Başkan Soyer, İzmir’i var eden bu iki temel özelliği; ekoloji ve ekonomisini bir araya getirebilmek olduğuna dikkat çekti. Soyer, sözlerine şu şekilde devam etti: “Böylelikle şehrimizde insanların ve diğer tüm canlıların yaşam hakkını korumak, ekoloji ve ekonomi arasındaki karşıtlığı ortadan kaldırabilmek için geliştirdiğimiz bu stratejinin özü alışılmış tabunun aksine kentsel ve kırsal alanları bir bütün halinde planlamaktır. Kentsel tasarımın ana odağını metropol merkezi yerine kenti ve kırı birbirine bağlayan geçiş sattına taşımaktır. Böylelikle doğal afetlerin ve kentsel saçaklanmanın en ağır tahribatı verdiği kent ve kır geçiş hattını kaderine terk etmek yerine ekoloji ve ekonominin müşterek gelişiminin yani şehrin dirençliliğinin anahtarı haline getirmek.” Doğayla uyum yaşam stratejisi, iklim eylem planı ve yeşil şehir eylem planlarını hazırlarken Türkiye ve dünya’da konu hakkında birikmiş tüm teori ve deneyimleri bir araya getirdiklerini de vurgulayan Başkan Soyer, “Yapılan çalışmalar sonucunda 4 temel adım belirledik. Bunların ilki doğanın şehre nüfuz edebilmesidir. Yaşadığımız şehirler; binaları, parkları, içinden geçen dereler ve hatta bu güzergahları ile pek çok canlı için yaşam alanı olma potansiyeline sahiptir. Ne var ki aldığımız kararlar şehrin etrafındaki doğal bitki ve hayvan türlerinin, suyun ve diğer doğal varlıkların şehrin içine nüfuz edebilmesini engelliyor. Ancak İzmir’de bunun tam tersini yaparak doğanın şehre nüfuzu ile ilgili kapsamlı bir plan uyguluyoruz” ifadelerine yer verdi.
35 YAŞAYAN PARK
İkinci uygulama başlığının ise insanların doğaya nüfuzunu yönetmek olduğunu açıklayan Soyer, “Şehrimizde yaşayan insanların kırsal alanlara doğal dengeyi bozmayacak şekilde erişimini sağlayacağız. İzmir’in çeperinde 35 yaşayan park kurma çabamız bunun en güzel örneklerinden biridir. Yaşayan parklar normalde birbirinden ayrı sürdürülen üç kullanım şeklini bir araya getiriyor. Ekosistemi koruyor, tarımsal faaliyetler içeriyor ve vatandaşlarımızın yeşil alan ihtiyacını karşılıyor” dedi. Üçüncü başlığın ise İzmir’de döngüsel ekonomi ile ilgili olduğunu açıklayan Başkan Soyer, “Kent ve kır arasındaki bağı kurmanın en önemli yollarından biri hiç şüphesiz ekonomik bağlantıları güçlendirmektir. İzmir tarımı ile kuraklık ve yoksullukla aynı anda mücadele ederek İzmir’in döngüsel ekonomisini canlandırmaya gayret ediyoruz” diye belirtti.
KIRDA VE ŞEHİRDE KÜLTÜREL KÖPRÜ
Son uygulama başlığının da İzmir’deki kırsal alanlar ile metropol alanlar arasındaki kültürel bağlantıları güçlendirmek olduğunu açıklayan Soyer, “Şehir merkezinden kırsal alanlara uzanan 5 iz miras rotası bunun en önemli örneklerinden biridir. Bu rotaları inşa ederek şehir merkezi ile kırsal alanın kültürü arasındaki bağı kurmayı ve sosyal açıdan birbirinden kopuk farklı mahalleleri birbirleri ile buluşturmayı hedefliyoruz” açıklamasında bulundu.
Haber Merkezi