İzmir’de turist otele mahkum

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Turizm sektöründe 2018 yılında Türkiye’ye gelen toplam ziyaretçi sayısı 46 milyon 112 bin 592’ye ulaştı ve son yılların rekoru kırıldı. Sektörde geçtiğimiz yıl 29 milyar 512 milyon 926 bin dolar gelir elde edildi. Daha çok turist çekebilmek ve turizm gelirlerini yükseltmek için destinasyon merkezlerinin turiste hitap eden şekilde tasarlanması gerektiğini belirten Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı ve Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı Mehmet İşler, “Her şey dahil sistemini kararlamak yerine bu sistem sayesinde ülkeye getirilen turistleri otelden dışarı çıkartacak adımların atılması gerekiyor. Yurt dışından turist getirmek zordur ama turisti otelden dışarı çıkartmak daha kolaydır. Bunun için turiste hitap edilecek alanların yaratılması lazım” diye konuştu.



OTELLER 5 DESTİNASYON MERKEZLERİ 3 YILDIZ
Yerel yönetimlere ait destinasyon merkezlerinin yetersiz kaldığını belirten İşler, “Otel odalarını ucuza satmıyoruz. Her şey dahil programını çok iyi yapıyoruz ve başarılı olduğumuz için 2018’de ülkemize 46,5 milyon turist geldi. Türkiye’nin turizm gelirinin kişi başı 600 dolar olması otel odalarımızı ucuz vermekten değil, yerel yönetimlere ait destinasyon merkezlerinin yetersiz olmasından kaynaklanıyor. Turist otelden dışarı çıkıyor bakıyor ki dışarıda gezilecek bir yer yok. Ne bir kültür, sanat, müzik faaliyeti, yeşil alan, gastronominin ıslah edildiği ve Türk damak tadının çok iyi sergilendiği restoranlar yok. Böyle olunca turist en güzel yer otel diyerek otele dönüyor” ifadelerini kullandı.
İzmir’in turist çekebilmesi adına destinasyon merkezlerinin de turiste hitap edecek şekilde tasarlanması gerektiğini vurgulayan İşler, “Türkiye otelleri açısından ucuz bir ülke değil ancak destinasyon merkezleri turiste göre dizayn edilmediği, turiste hitap eden estetiklikte olmadığı için turist otelde kalmayı tercih ediyor. Oteller 5 yıldız, destinasyon merkezleri 3 yıldız. Tesislerin otellerin ilerisinde olması gerekir ki biz turizm gelirlerimizi 600 dolardan fazlasına çıkartalım. Aradaki fark otel fiyatlarının ucuzluğundan değil, oysa sektör aradaki farkın turizm merkezlerimizin iyi dizayn edilmemesinden ve turistin dışarıyı cazip ve çekici görmeyip çıkıp gördüğü zaman tekrar otele gelip para harcamamasından doğan bir handikaptan kaynaklanıyor” değerlendirmesinde bulundu.



BÜYÜK İŞ DÜŞÜYOR
Yerel yönetimlerin sektöre ön ayak olması gerektiğini vurgulayan İşler, “Turizm sektörü şu anda yerel yönetimlerin önünde ilerliyor. İtalya’da kafeler, sokaklar, turistin ihtiyacı olan her şey ve tanıtım bir elden yapılıyor. Yerel yönetimler onu yaratıyor ve onu yarattıktan sonra yatırımlar yapılıyor. Türkiye’de maalesef önce sektör yatırım yapıyor, yerel yönetimler daha sonra yapıyor. Şehir içinde de en az otellerimizde verdiğimiz hizmetler kadar kalite ve hizmetin çoğaltılması ve kafelerin, sokakların dizaynının yapılması, tabelaların görüntü kirliliği yaratmayacak şekilde düzenlendiği çekiciliği olan destinasyon merkezleri yaratılması lazım ki otellerin dışına turistin gitmesi için nedenlerimiz olsun. Şehre çıkan turistte dönüp otele gelmesin. Çünkü her şey dahil satılan yerlerde turistin dışarıya çıkıp da otele gelmemesi turizmcinin işine yarar” diye konuştu.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un ‘Peynir ekmek fiyatına, otel fiyatı olmaz’ sözünü de hatırlatan İşler, “Bakan Ersoy oda fiyatlarının ucuz olduğunu söylüyor ancak biz sektör olarak bunun böyle olmadığını düşünüyoruz. Bakan Ersoy ucuz olduğuna şuradan kanaat getiriyor Türkiye’nin kişi başı turizm geliri 600 dolar, bunun bin dolar civarında olması gerekiyor diyor. Bunun için de konaklama sektörünün odaları ucuz sattığını düşünüyor. Yabancı tur şirketleriyle görüşmelerimizde görüyoruz ki bizim sattığımız oda fiyatları bugün Yunanistan, Hırvatistan fiyatlarına yaklaşan fiyatlar. Avrupa’daki ülkelere göre dezavantajımız uçak mesafemizin uzun olması. Dolayısıyla maliyetlerimiz de yüksek oluyor. Tur operatörleri ile Türkiye’nin oyunda kalması için ortak bir fiyat buluyoruz. Bu fiyatlar da yurtdışı ile rekabet edici fiyatlar” dedi.
“TAKVİMSEL PROBLEM VAR”
Yerli turistin takvimsel bir problemi olduğunu da söyleyen İşler, Türk turizminin iç pazardan daha çok pay alması gerektiğinin altını çizdi. İşler, “Yerli turistin dezavantajı takvimsel problemi olması. Yani yerli turist maalesef haziran ayının 15’inde gözükür ağustosun sonunda kaybolur. Kışın ise sömestr tatilinde gelir, tatil bitince kaybolur. Turizmi bunun üstüne kurgulayarak 12 ayınızı sektör olarak kurtaramazsınız” diye konuştu.

Haber Merkezi