İzmir’deki Mardinliler laboratuvar ihtiyacımızı karşılayabilir

İzmir’de yaşayan Mardinlilere Artuklu Üniversitesi’nin tanıtım ve sunumunu yapan Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Özcoşar, “Tıp Fakültesi’nde laboratuvar ihtiyacımız var. İnşallah İzmir’de yaşayan Mardinli hemşehrilerimiz bu sorunun çözümü noktasında ellerinden geleni yapacaktır” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 10.06.2022 14:12
  • Güncelleme Tarihi : 10.06.2022 14:12
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İzmir’deki Mardinliler laboratuvar ihtiyacımızı karşılayabilir

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN

Mardin Artuklu Üniversitesi Tanıtım ve İstişare Toplantısı, İzmir’de yaşayan Mardinlilerle İzmir Mardinliler Eğitim Kültür Dayanışma ve Kalkınma Vakfı'nda (MARVAK) gerçekleştirildi. Toplantıya ev sahipliği yapan MARVAK Başkanı Rasim Kahraman ve toplantının organizasyonunu ve medya sorumluluğunu üstlenen Arslan Güneydoğu Gazetecilik Matbaacılık ve Kağıtçılık AŞ Yönetim Kurulu Başkanı, İLKSES, GÜNEY HAKİMİYET ve İLKHABER Gazeteleri İmtiyaz Sahibi Halil Arslan’ın yanı sıra Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. İbrahim Özcoşar, Artuklu Üniversitesi Genel Sekreteri Eyüp Birkan, AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, 22. Dönem İzmir Milletvekili Tevfik Ensari, İzmir Mardinliler Federasyonu (İMAF) Başkanı Ahmet Tunç, Araştırmacı-Tarihçi Yazar Prof.Dr. Mehmet Çelik, Türkiye Badminton Federasyonu Asbaşkanı Münir Tunç, İzmir Büyükşehir Belediyesi Sivil Toplumla İlişkiler Koordinatörü Mehmet Şakir Başak, AK Parti Konak İlçe Başkanı Mehmet Sait Başdaş, Büro Memur-Sen İzmir Şube Başkanı Mucip Uludağ, Türk Kızılayı Gaziemir Şube Başkanı Davut Dinçel, İzmir Mardinli Genç İş Adamları Derneği (İMGİAD) Başkanı Erdal Ataklı ve çok sayıda Mardinli bürokrat, STK Başkanı ile Mardinli STK’ların üye ve yöneticileri katıldı. Programın moderatörlüğünü Büro Memur-Sen İzmir Şube Başkanı Mucip Uludağ yaptı. Program saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Akabinde açılış konuşmalarına geçildi. Açılışta toplantının raporlaması ve sonuç çıktısının alınacağı ve değerlendirmenin hayata geçirilmesi noktasında takipçisi olunacağı da bildirildi.

MARDİNLİLER ADINA TEŞEKKÜR EDİYORUM

İlk olarak etkinlikte ev sahibi olarak MARVAK Başkanı Rasim Kahraman konuştu. MARVAK Başkanı Rasim Kahraman, Artuklu Üniversitesi Rektörünün İzmir’de yaşayan Mardinlileri üniversite hakkında bilgilendirmek istişare yapmak için İzmir’e geldiğini belirterek “Artuklu Üniversitesi’nde büyüklerimizin çok katkıları oldu. İnşallah Tıp Fakültesi ve Ziraat Fakültesi açılacak. Bununla ilgili bilgileri zaten kıymetli Rektörümüz verecek. Ben bununla ilgili konuşmayacağım. Kendisine İzmir’e geldiği için İzmir’de yaşayan Mardinliler adına teşekkür ediyorum” dedi. İMAF Başkanı Ahmet Tunç da Mardin’de özellikle kız çocuklarının başarılı olmalarına rağmen diğer şehirlere gönderilemediğini ama bugün Mardin’de üniversitenin kurulması ile özellikle orada okuyan, okumak isteyen kızlar için Artuklu Üniversitesinin bir şans olduğunu ifade ederek “Bu üniversitenin kurulumunda katkısı emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunarız” diye konuştu. AK Parti Konak İlçe Başkanı Mehmet Sait Başdaş, güzel bir toplantıya tanıklık ettiklerini söyledi.

HER KÖYE ZİRAAT MÜHENDİSİ ŞARTTIR

Arslan Güneydoğu Gazetecilik Matbaacılık ve Kağıtçılık AŞ Yönetim Kurulu Başkanı, İLKSES, GÜNEY HAKİMİYET ve İLKHABER Gazeteleri İmtiyaz Sahibi Halil Arslan da açılışta yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Burada değerli seçkin ve akil insanların bulunmasından dolayı hepinize çok teşekkür ediyorum. Burada Mardin ili dışında bulunan Mardinli hemşehrilerimizin dayanışmaları ile Mardin Artuklu Üniversitesi ile ilgili değerli rektörümüz bize sunum yapacak. İzmir’e kadar gelip bize sunum yaptıkları için Rektörümüze teşekkür ediyorum. Ben işin içinde olduğum için Tıp Fakültesi kurulmadan önce Mardin Artuklu Üniversitesi Sosyal Bilimler üzerinden kurulduğu için Tıp Fakültemiz yoktu. Tıp Fakültesi için değerli hocam 100 bin imza topladı. Bu dile kolaydır. Ondan sonra bizim altyapımızı var olan olacak potansiyeli bile yazarak YÖK Başkanı’na Cumhurbaşkanımıza defalarca gitmesini ben biliyorum. Tabi ki değerli milletvekillerimizin Sayın Ceyda Bölünmez Çankırı vekilimizin de katkıları eminim çok büyüktür ve Tıp Fakültemize kavuştuk. Daha sonra bize dedik ki nüfus çoğalıyor ama arazimiz aynı arazidir. Ama istiyoruz ki Mardin’e bir Ziraat Fakültesi kurulsun. Dedik ki biz her köye bir ebe gidiyorsa, nasıl ki her sağlık ocağına bir doktor gidiyorsa her köye de bir ziraat mühendisi şarttır. Bunu gerçekten canı gönülden Rektörümüz ve bütün Mardin STK’ları, milletvekilleri el ele vererek mücadele verdiler ve Kızıltepe’ye Ziraat Fakültesi kazandırıldı. Bu çok önemli bir şeydi bizim için. İnşallah GAP suyu Mardin Ovası’na kavuşacak ki kavuştuğu zaman çok güzel şeyler olacak ve şimdi ben konuşurken Sayın Vekilim Ceyda Bölünmez Çankırı not alıyor ve ilgili yerlere bildireceğinden eminim ve kuşkumuz yoktur. Babası da hep yanımızda olmuştur kendisi de hep yanımızdadır. Allah razı olsun diyorum ben lafı fazla uzatmak istemiyorum sizleri burada görmekten şeref duydum. Mutluyuz ve umutluyuz. Sayın Rektörümüze ve Prof.Dr. Mehmet Çelik Bey'e her zaman yanımızda oldukları için teşekkür ediyorum. Sayın Rektörümüze de çok teşekkür ediyoruz. Çünkü mücadelesi öyle bir mücadele oldu ki Sayın Cumhurbaşkanımız kabul etmeseydi olmayacaktı ama mühim olan kabul etmeleridir.”

HEYKELİNİN DİKİLMESİNİ VASİYET EDECEĞİM

“Mehmet Çelik dediklerinde diyorlar ki Mardinli Mehmet Çelik mi diyorlar onu artık öyle söylüyorlar” diyerek konuşmasına başlayan Araştırmacı-Tarihçi Yazar Prof.Dr. Mehmet Çelik de, ‘Hakikaten bu şehirle benim ruhi bağlarım var’ cümlesini kurarak şunları dile getirdi: “Mardin’le, Midyat’la diğer ilçeleri ile bu bağlar o kadar güçlüydü ki Müslüman’ı bırakın Hıristiyanlar üzerinde bile uzun süre çalışmalar yaptım. Artuklu Üniversitesi kurulduğunda ben biliyorum mevcut Rektörümüz İbrahim Bey çiçeği burnunda eğitim görevlisiydi Meslek Yüksek Okulu'nda. O ismin Artuklu olarak konulmasının en büyük müsebbibi kendisidir. Ve orada başka bir isim için öyleleri Ankara’da öyle bir kampanyalar yaptılar ki fakat o gencecik İbrahim Bey bütün o samimiyetini ortaya koydu ve o ismi kabul ettirdi. Bir sefer en başta üniversitenin böyle o genç yaşta sanki Allah onu bunun için yaratmış başka bir işi görevi yok onunla yattı onunla kalktı. Cenab-ı Hak sonunda üçüncü döneminde Rektör olarak bazı sıkıntıları vardı ben kendisine dedim ki Batı’daki üniversitelerden birisini hangisini istiyorsan senin gibi değerli bir akademisyen buraya gelir dedim. Hocam ben Mardin’den ayrılamam dedi. Ben bu üniversiteden ayrılamam ne kadar olumsuz olursa olsun son nefesimi burada vereceğim dedi. O yüzden kendisini özellikle bu düşünceleri için tebrik etmek lazım. Mardin şanslı bu konuda. O üniversiteyi göreceksiniz Türkiye’deki üniversiteler artık üniversite değil. Hiçbir zamanda olmadı. Ne zamanki Artuklu Üniversitesi Türkiye standartlarının dışında bilimi esas alan ve Batı üniversiteleri ile uyuşacak noktaya geldiği zaman ben arkamda o üniversitede İbrahim Bey’in heykelinin dikilmesini vasiyet edeceğim. Fazla bir şey söylersem edebinden dolayı konuşmayacak. O yüzden burada sözlerime son veriyor hepinize saygılar sunuyorum.”

TOPLANTILARIN FAYDASI VAR

22. Dönem İzmir Milletvekili Tevfik Ensari ise, “Bu tür toplantıların hem vakıfta hem de federasyonda hemşehrilerimiz açısından devam etmesinde fayda var” diyerek “Ben Kızıltepe ilçesinde 17 sene avukatlık yaptım. Kızıltepe benim için çok değerli bir ilçe. Çok katma değerim oldu oraya onunda benim üzerinde emeği var. Kızıltepe’de Ziraat Fakültesi’nin nereye yapılacağından bir bilgi alabilirsem bu tür toplantıları faydalı olduğunu düşünüyorum. Üniversitemiz hakkında bilgi sahibi olacağımız için sabırsızlıkla bekliyorum. Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum” diye konuştu.

ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPARIZ

AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı da, "26. Dönemde Mardin Milletvekili iken Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Özcoşar’ın Rektör yardımcısı olduğunu ama bazı işleri işin tam sahibi ile yapmazsınız da o işi daha çok sahiplenen dertlenen insanlarla yol yürürsünüz ya hocamda onlardan biriydi" cümlesini kurarak şunları dile getirdi: “Vekilliğimiz döneminde kendisi ile güzel çalışmalara imza attık, dertlendik. Kendisinin Artuklu Üniversitesi için yapmak istediklerini o zamandan beri biliyordum ve takdirle izliyorduk. Üniversitenin temelinin atılmasında kıymetli babam Süleyman Bölünmez temeli atan hayırseverdi. Orada 10 bin metrekare inşaatta iki fakülte yaptık. Normalde bu kadar büyük metrekarelerde yapılan inşaatta üniversiteler var. Ama bunu sonrasında babam hocamla da paylaşmıştır. 'Keşke bunu biz vakıf üniversitesi adı altında yapsaymışız daha da ilerletseymişiz' dedik ama sonrasında sağ olsun Rektör hocamızın gelmesi ile kıymetli Halil Ağabeyin, Rasim Başkanın da söylediği gibi şu anda Tıp Fakültesi’nin Cumhurbaşkanımız tarafından imzalanması, Ziraat Fakültesinin hayata geçmesi ve bu fakülteler hayata geçerken de bizim burada hem İzmir’de hem de Türkiye genelinde maddi durumu çok iyi olan hem işadamlarımız var hem de hayırseverlerimiz var. Tabi insanın toprakları ile birazcık hesaplaşması lazım. O yüzden kazandığımızın bir kısmını kendi topraklarımızda oraya yapacağımız hayırlarla değerlendirmek oradaki vatandaşlarımıza oradaki okuyacak evlatlarımıza orada yaşayan hemşehrilerimize fayda sunması açısından çok kıymetli. O yüzden ben vakıflar ve dernekler altında yapılan çalışmaların daha da birleştirici olması daha da birbirini hayırda teşvik etmesi açısından kıymetli buluyorum. İnşallah Ziraat Fakültemizin kurulması ile beraber Sayın Cumhurbaşkanımıza sulama ile ilgili şehrimizin altyapısında yaşadığımız sıkıntılar tarımsal sulamaya bağlı olarak yaşanan sıkıntıların artık GAP projesi ile sorunlarının çözülmesi Mezopotamya’nın 1 milyon dönümlük arazisinin tamamen sulamaya açılıp orada verimliliğin daha da artırılması için raporlar sunduk. İnşallah önümüzdeki yıl artık bu problem de ortadan kalkacak. Ziraat Fakültemiz açıldığında çocuklarımızın hepsi uygulamalı arazilerde hem tarımlarını yapacak hem de kendi okudukları branş alanında bütün görseli ile bilimsel olarak uygulamalı olarak eğitimlerini almış olacaklar. O yüzden bugün burada yapacağımız toplantı sonucunda tabi ki bir rapor çıkacak. Bu rapor sonucunda da biz siyasilerinde üzerine düşen ne varsa yapmaya hazırız. Zaten Sayın Cumhurbaşkanımız 81 ilde 207 tane üniversite ile artık her öğrencinin bu en temel hakkı olan üniversiteye girme şansını gerek kendi ilinde olsun gerek komşu illerde olsun kazandırıcısı oldu. Ben buradan hem Sayın Cumhurbaşkanımıza çok teşekkür ediyorum hem de bugün bu kıymetli toplantıda bizleri bir araya getiren Kıymetli Halil Ağabey ve Rasim Ağabey’e çok teşekkür ediyorum. Beni geçtiğimiz hafta Halil Ağabey aradığında, 'Halil Ağabey ben salı, çarşamba, perşembe gelemem meclis çalışıyor, gelemeyeceğim' dedim o da, 'Canın sağ olsun vekilim' dedi. Çok içten istemiş demek ki Cumhurbaşkanımız İzmir’de EFES-2022 Tatbikatı’na katıldı ve İzmir’e gelince de bir İl Danışma Toplantısı yaptı. Buradan Konak İlçe Başkanımızın hemşehrileri ile yapmış olduğu katılımdan dolayı teşekkür ediyorum. Çok coşkulu bir İl Danışma Toplantısı geçirdik. Sonucunda da burada olduk. Her şeyin bir sebebi varmış. Sebep burada olmakmış. Hepimiz taşın altına elimizi koyarak hizmet verelim diyorum.”

MARDİN’DEN KOPAMIYORUM

Mardin Artuklu Rektörü Prof.Dr. İbrahim Özcoşar, Mardin’in özel bir şehir olduğunu düşündüğünü bu sebeple de 22 yıldır Mardin olduğunu ifade ederek “Aslında 1 yıllığına doktora yapmaya gelmiştim. Doktora çalışmam için gelmiştim ancak her ne hikmetse Mardin bir bağladı bir daha da çıkamadık. Mehmet Hocamın Manisa’da olmasına rağmen küçük Mardin olarak nitelendirilen İzmir’e bu kadar çok sık gidip geliyor olmasının sebebi ile aynı sebep diye düşünüyorum. Hocam benden yaklaşık 20 yıl önce Mardin çalışmıştı. O gün bugündür Mardin’den kopamıyor. Bende kendisinden 20 yıl sonra Mardin’e gittim. Onun yolunu izleyerek o manastırlarda kalmıştı bende bir süre kiliselerde kalarak Mardin hikayemi başlattım. O gün bugündür kopamıyorum Mardin’den en azından bu yönü ile birlikte benim hayat hikayemde Mardin’in özel bir yeri var. Ama her Mardinli için Mardin’in özel bir yeri olduğunu biliyorum. Dolayısıyla Mardin’le ilgili gelişmelerden, Mardin’deki yaşananlardan, Mardin’deki Artuklu Üniversitesi’nden her Mardinlinin bilgi almaya hakkı olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla bir hakkı teslim için buradayım. Ama bu hakkın aynı zamanda bir sorumluluk doğurma yönü de var. Her Mardinlinin Mardin dışında yaşasa da Mardin’e sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Veya yüreğinde Mardin hassasiyeti hisseden insanlara karşı bir sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla iki temel sebep var; bir Mardinlilere ait bir hakkı teslim etmek iki Mardinlilere ait bir sorumluluğu Mardinliler ile paylaşmak için buradayım” diye konuştu.

ARTUKLU ÜNİVERSİTESİ SUNUMU

Sözlerine önce Artuklu Üniversitesi logosunun tanıtımını yaparak başlayan 2007’de Artuklular ile ilgili bir çalışmanın editörlüğünü yaptığına dikkat çeken Prof.Dr. Özcoşar, “Ben 19. yüzyıl tarihçisiyim. Artuklular ile ilgili bir çalışma olmayınca boşluğu doldurmaya yönelik olarak o konuda çalışabilecek akademisyenleri topladık ve güzel bir çalışma oldu. 2 ciltlik bir çalışma olarak yayınlandı. O kitabın kapağında çok hayran olduğum Artuklu kûfîsini kullanayım istedim. Ulu Camii Minaresinin avluya bakan kısmında bir Kelime-i Tevhid var. Aynen bizim logomuz gibi kare motifinde yazılmış. Kitabın kapağında onu kullandım. Onu kullandıktan sonra Artuklu Üniversitesi de kurulunca logoyu böyle yapalım dedim. İlk tedviren atanan Rektörümüz vardı Fatih Hilmioğlu adında. Allah selamet versin ne diyeyim. Meşhur bir şey vardı; yüzde 99 oy alsanız da sizi iktidar yapmayacağız diyen rektör vardı kendisi o rektördü. Ben bu logoyu götürdüm. Üniversite yeni kuruluyor ve üniversitenin ruhuna uygun bir logo Kelime-i Tevhid’e benzetelim dedim ama sesini çıkarmadı. Demek ki içten içe içinde fırtınalar kopmuş. Sonra benim üniversiteden gitmem için elinden geleni yaptı ama Allah’tan rektör olmadı. Başka bir rektörümüz geldi ve rektörümüze söyleyince çok rahat bir şekilde kabul etti. Bir tasarımcıya gönderdik ve hala da üniversiteler arasında bunu çok iddialı söylüyorum en güzel logo bu logodur” şeklinde konuştu.

AHLAK BİLGİ VE ÜRETİM MOTTOSU

Son 2.5 yıldır ahlak, bilgi ve üretim mottosunu kullandıklarına işaret eden Prof.Dr. Özcoşar, “Ahlak zemini üzerinde bilgi şehre dokunacak şehir için değere dönüşebilecek bir üretimle bağdaştıran bir yaklaşımla gidiyoruz. Üniversitemiz bütün çalışmalarında artık bu üçlüyü de kullanıyor. Logosuyla beraber ahlak, bilgi ve üretim mottosunu da kullanıyor. Öğrencilerimiz ve hocalarımız nezdinde inanılmaz bir etkisi var bunun. Bazı göndermeler zihni çok etkiliyor ve üniversitemiz bütün çalışmalarında kullanıyor. Ben bunu Mardin ruhunu yansıtması bağlamında da çok anlamlı ve önemli buluyorum. Mardin çok özel bir şehir, hem şehir merkezi hem de bütün ilçeleri ile nüfus 862 bin civarına tahmin ediliyor. Bence 862 bin nüfusu ve 10 ilçesi ile özel bir şehir. İnsanı kendine bağlayan ve bağlı kılan bir şehir. Ben bu şehrin geçmişinden bugününe tevarüs eden bütün birikimini aslında bu etkileyeceğini ortaya çıkartan şey olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla sadece Artuklu Üniversite bağlamında değil bütün şehri dikkate alan değerlendiren bütün şehre katkın sunmaya çalışan bir misyonla hareket etmeye çalışıyoruz. Klasik kendi içine kapanmış üniversite misyonunu aşan bir yanı var Artuklu Üniversitesinin. Bunun da en önemli sebebi Mardin’in özel bir şehir olmasıdır” dedi.

SENEYE SOSYAL BİLİMLER +6T’MİZ OLACAK

Üniversitenin 2007 yılında kurulduğunda Sosyal Bilimler Üniversitesi olarak kurulduğuna dikkat çeken ve bunu kendisinin de çok desteklediğini savunan Prof.Dr. Özcoşar, “Mardin gibi bir şehirde Sosyal Bilimler Üniversitesi’nin anlamlı olacağını düşünüyordum. Tabi bunu düşünürken bir yandan Mardin’in geçmişi bir yandan da akademik duruşumuzla ilişkili teorik bir arka plana sahipti. Ama Rektör olduktan sonra şunu gördüm. Aslında üniversitenin şehirle bütünleşebilmesi şehre değer katabilecek bir altyapıya sahip olması sadece Sosyal Bilimler ile olacak bir şey değil. Şehrin tek üniversitesini sadece Sosyal Bilimlere hasletmenin şehre bir haksızlığa dönüştüğünü fark ettik ve ondan sonra benimde kendimden beklemediğim vizyon ve misyonla yeni eklemeler yaptık. Buna Sosyal Bilimler +5T dedik. Bu 5T; tıp, turizm, tarım, ticaret ve tasarımdan oluşuyordu. Aslında tıp uzun yıllardır Mardin’de dillendirilen bir hayaldi. Ama bir türlü cesaret edilip somut adımların ulaşılamadığı bir hayale dönüşmüştü. Daha önceki rektörlerimiz ile görüştüğümüzde tıp fakültesini açamayız diyorlardı. Tıp tamam gerekli ama bize vermezler boşuna uğraşmayalım diyorlardı. Ben Mardin’de ilk tıp fakültesi fikrimi dile getirdiğimde bana sonradan itiraf ettiler o toplantıya katılanlar Resmi Gazete’de tıp fakültesinin açılacağı yayınlandığında hocam ilk gündeme getirdiğinde biz bu iş olmaz dedik. Sırf senin gönlün kalmasın diye toplantılar katılıyorduk dediler. Ama şunu ıskalamışlardı. Biz Artuklu Üniversitesi olarak iş yaparken yaptığımız bütün planlamaları projelendirerek yapıyoruz. El yordamı ile rastgele hiçbir işe girişmiyoruz. Çok profesyonel çalışmalar ile yaptık. Mardin’de ilk AB projesini başlatanlardan biriyim. Artık bize 5T’de yetmiyor. Parantez içinde bir 6T’miz var. 5T’nin yanına teknolojiyi ekliyoruz. Ama bunu çok küçük adımlarla başlatacağız. İlk adımımız bir Bilgisayar Mühendisliği açmak olacak. Bunu 2022-2023 döneminde açıyoruz. Bölümü kurup hocaları alacağız öğrencileri bir yıl sonra almayı planlıyoruz. Gelecek yıldan itibaren Sosyal Bilimler +6T diyeceğiz” dedi.

SAĞLIK TURİZMİ MERKEZİ OLACAK

“İzmir’de yaşayan Mardinlilere Mardin’e geldiğiniz an gidin bir kampüsü dolaşın” diyen Prof.Dr. Özcoşar, “Pandemi döneminde kampüsü yeşil alanı bol olduğu için Mardinliler gelip piknik yapsın diye millet kampüsü yaptık. Kampüs bir yaşam alanına dönüşmüş durumda. Şu anda öğrencilerimiz kıskanıyor kimseyi sokmayın diyorlar. Şu anda 14 bin 264 öğrencimiz var. Bu öğrencilerin 8 bin 605 lisans, 5 bin 391’i ön lisans düzeyinde eğitim görüyor. Bunların yaklaşık bin 394’ü yüksek lisans düzeyine eğitim görüyor. 88 tane de doktora öğrencimiz. Şu anda öğrencilerimizin yüzde 15’i uluslararası öğrenciler ve 28 ülkeden öğrencimiz var. Bunların önemli bir çoğunluğu Suriye’den ama sonuç olarak 28 ülkeden öğrencimiz var. Bunun en önemli sebebi Arapçayı son 3 yıldır eğitim dili haline getirmemiz. Özellikle Mardin’in sadece Mardin’den ibaret olmayıp Suriye ve Irak hinterlandını da içine alan bölgeye hakim bir şehir noktasına getirmeye planlıyoruz. Bu yüzden Arapça hemşirelik ve ebelik programlarını açtık. Bütün Türkçe programların Arapça karşılığını da imkan buldukça açmak için strateji belirledik. Tıp Fakültesi Dekanımızı belirlerken bir şart koştuk. Birçok iyi hekim ve yurtdışı eğitim görmüş olacak ikinci olarak da Arapça bilecek dedik. Sağlık turizminde Arap Dünyası ve İslam Dünyası için Mardin’i bir sağlık turizmi merkezi haline getirmek için 20 yıllık bir planlamanın içindeyiz. Türkiye’nin 65 ilinden Mardin’e öğrenci geliyor ancak Mardin’den Türkiye’nin 81 iline gidiyor. Bizim Mardin’e gelen öğrenci sayısını giden öğrencilerle aynı seviyeye getirmemiz gerekiyor” diye konuştu.

Son 2 yılda pandemiye rağmen etkin çalışmalar yaptıklarını Tıp Fakültesi’nin Mardin bir şeyi isterse neyi yapacağının göstergesi olduğunun altını çizen Prof.Dr. Özcoşar, “Tıp Fakültesi şehir hastanesi ile entegre bir şekilde 750 yataklı olarak 2 yıl içinde bitecek. Mardin’e şu anda ilginç bir ilgi var. Tıp Fakültesi’ne hoca alma noktasında bize zorlanırsınız diyorlardı ancak ilginç bir şekilde Mardin çekiyor. Gaziantep ve Diyarbakır onlardaki iyi hocaları almışız diye bize düşman olmuş. Tıp Fakültesi doktorlarımız sayılı illerde yapılan TEVAR yöntemi ile bölgede ilk yapay damar ameliyatını gerçekleştirdik. Şu anda hayırseverlerimizin son 3 yılda yaptığı ve yapmayı taahhüt ettiği yatırım 212 milyon TL oldu. Turizm Fakültemiz Türkiye’deki en iyi 3 fakülteden biridir. Gurme restoranımıza mutlaka gitmenizi tavsiye ediyorum. Rezervasyonla sipariş üstüne yemek yapılıyor. Şehre gelen turistlerin daha fazla kalacakları bir sistemi kurmaya çalışıyoruz. Gelen turistin kalitesi yüksek olacak. Geldiğinde para bırakacak. Mardin her köşe bucağını gezecek. Turizm fakültemizde buna yönelik bir çalışma olacak. AB Turizm rotalarına üye olan tek fakülteyiz” şeklinde konuştu.

LABORATUVAR İHTİYACIMIZ VAR

Üniversite olarak her şeye dokunmak istediklerini ve altından kalkamayacakları hiçbir işe girmediklerini sözlerine ekleyen Prof.Dr. Özcoşar, “Eksiklerimizin farkındayız. Neler yapabileceğimizin de farkındayız. Haddimizi biliyoruz. Normal ayakları yere basan bir üniversite olalım diyoruz. Şu anki sürecimiz normal bir süreç. Hiçbir beklentimiz yok. İzmir’e sorumluluk verip gideceğiz. Tıp Fakültesinin laboratuvarını kurmak istiyoruz. 7 milyonluk bir bütçesi var İzmir’deki Mardinliler bu bütçeyi bulabilir. Şehrin inşası o noktadan başlıyor. Laboratuvara isim de verebiliriz. İzmir’den boş dönmeyeceğimize inanıyorum” dedi.

Rektör Prof.Dr. Özcoşar’ın sunumun ardından yapılan istişarelerde İzmir’deki Mardin kökenli öğrencilerin Mardin’e Gönül Köprüsü ile gezi düzenlenmesi konusu ve Artuklu Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerinin işaret dili eğitimi alması noktasında gelen önerileri de olumlu karşılayan Prof.Dr. Özcoşar bu konularda da çalışma yapılabileceğini söyledi.

TURİZM FAKÜLTESİNE 3 CİLTLİK ESER

Programda Prof.Dr. Çelik, "Derler ya şimdi vacip oldu hatta vacip bile az geldi" diyerek, Artuklu Üniversitesi Turizm Fakültesi’ne 3 ciltlik eserin müjdesini verdi ve şunları söyledi: “Mardin’de Midyat’taki Mor Gabriel Manastırı’na gittiğimde şunu fark ettim. Tabi bölgeyi de geziyorum. Hiçbir manastırın hiçbir kilisenin tarihçesi yok. İnşa kitabesi hiçbirinde yok. Bazı manastırlarda ve kiliselerde 1867 restore yapılmış bir restore kitabeleri var. Bu kadar 70 km mesafede 106 tane dini yapı var. Dünyanın hiçbir coğrafyasında bu kadar küçük bir yerde bu kadar sayıda dini yapı yok. Bir ikincisi bu dini yapıların mimarisi de hiçbir dini mimarinin yapısına benzemiyor. Orijinalliği var burada. Ben dedim ki ben burada kalayım ben buranın tarihçesin nasıl yazabilirim dedim. Tam 32 sene malzeme topladım. Nerede bir kitapta bir vakayiname, bir rahibin defterinde üç cümle beş cümle nereden buldumsa topladım. 32 sene boyunca. Sonra dedim yaşlanıyorum şunlara bir bakayım dedim. Tasnif ettim baktım ki çıkıyor artık bu kitap. 7 sene önce üç cilt şeklinde bitti. Kültür ve Turizm Bakanlığı da illa basalım ben daha bitmedi bitmedi diyorum bir yandan da TRT sıkıştırdı. 30 bölümlük bir belgesel yapacak hatta dediler İngilizcesini de yapar History kanalına satarız hocam dediler. Tamam halen bir bitsin dedim. En son Mardinlilerden biri bu işe hocam biz basalım dedi ortaya şu çıktı; turizm fakültesi kuruldu. Urfa’da küçük bir kazı o küçük kazının reklamlarıyla 5.5 milyon turist geldi. Mardin’deki zenginlik ile Urfa mukayese edilmez. Şimdi İbrahim Bey Rektör olduktan sonra bu 3 cildin bazı fotoğrafları değişecek eklemeler yapılacak onu da İbrahim Bey yapacak ve ikimizin adına Turizm Fakültesi’nin yayını olarak basılacak. Bunu da buradan haber veriyorum."

PROF.DR. MEHMET ÇELİK’TEN KİTAP MÜJDESİ

Prof.Dr. Mehmet Çelik, ev taşırken kamyoncu arkadaşların kitaplarını ancak bir tıra sığdırabildiğini ve taşıma parası olarak iki misli para istediği notunu paylaşarak “Kitaplarımı Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi'ne ne ettilerse vermedim. Dedim ihtiyacı olan yerler var. Artuklu Üniversitesi’nde İbrahim Hoca da Rektör olunca kitaplarımın tamamını Artuklu Üniversitesi’ne hibe ediyorum” dedi. Prof.Dr. Özcoşar da Prof.Dr. Çelik’e çok teşekkür ettiğini ve bu davranışın çok anlamlı olacağını belirtti. Şu anda kütüphanelerinin bölgenin en büyük kütüphanesi olduğunu belirten Prof.Dr. Özcoşar, “Teknolojik anlamda da bence Türkiye’nin en iyi kütüphaneleri arasında. Böylelikle de belki de en zayıf olduğumuz noktalardan bir tanesi kitaplarımızdı. İnşallah böylelikle kitap sayımız da artmış olacak” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi