Sayfa Yükleniyor...
Adli sicil istatistik verilerine göre bir yıl içinde çocuk istismarına ilişkin 20 binе yakın dаvа açıldı ve 2008 yılından bu yana çocuklara yönelik cinsel istismar suçunda sürekli bir artış yaşandı
E. ÇAĞLA GENİŞ
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) "Güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocuklara" ait verilerine göre, Türkiye'de 2014 yılında bin 377'si erkek, 9 bin 718'i kız çocuğu olmak üzere 11 bin 95 çocuk cinsel suçlara maruz kaldı.
Cinsel suçlara maruz kalan çocukların yüzde 57,6'sını 15-17 yaş grubu, yüzde 23,9'unu 12-14 yaş grubu, yüzde 18,5'ini ise 11 yaş ve altındakiler oluşturdu. Türkiye'de 2014 yılında 11 bin 95 çocuğun cinsel saldırıya maruz kaldığı, cinsel saldırıya maruz kalan çocukların yüzde 18,5'ini ise 11 yaş ve altındakilerin oluşturduğu bildirildi. Cinsel suça maruz kalan çocukların illere göre dağılımında büyükşehirler başı çekti. Cinsel istismar suçunun en fazla işlendiği il ise İstanbul olarak belirlendi. İstanbul'u, İzmir ve Ankara izledi.
SON 10 YILDA BU YÜZDE 125 ORANINDA ARTTI
Ege Bölgesinde bu konuda çalışan ilk ve tek sivil toplum örgütü olan Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneği Başkanı Canan Arıtman, çocukları koruyucu tedbirler kapsamında cezaların caydırıcı olması gerektiğine dikkat çekerek, çocuk istismarının sadece yüzde 15inin adli mercilere ulaştığına dikkat çekti. Çocuk istismarıyla mücadelede erken teşhisin öneminde vurgu yapan Canan Arıtman, anne ve babaları uyardı. Adli mercilere intikal eden vakaların buzdağının ancak görünen kısmı olduğuna vurgu yapan Arıtman, "Çocuğa yönelik cinsel istismar konusu ne yazık ki ülkemizde ne kadar görmezden gelinmeye, halının altına süpürülmeye çalışılsa da çok açık örneklerle gündeme gelmeye, toplumu derinden sarsmaya, hepimizin içini acıtmaya devam etmektedir. Bu suçun mağduru olan çocuklar toplumumuzun en masum, en mağdur ve korumasız kesimidir. Ve ne yazık ki sayıları her gün katlanarak artmaktadır. Adli mercilere intikal eden vakalar buzdağının ancak görünen kısmıdır. Yetkililer, çocuğun cinsel istismar vakalarının ancak yüzde 15inin, ensest vakalarının ise yüzde 10unun adli mercilere ulaştığını belirtmektedirler. Emniyetin verilerine göre son 10 yıldır 250 bin çocuğumuz bu insanlık dışı suçun mağduru oldu. Son 10 yılda bu suç yüzde 125 oranında arttı. Tabi ki bunlar adli mercilere intikal eden vakalar. Yani gerçeğin sadece yüzde 15i" dedi.
ERKEN TEŞHİŞ HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR
Mağdur çocuğun erken teşhis edilmesi, derhal koruma altına alınması ve gecikmeden tedavi edilmesi gerektiğini belirten, "Cinsel istismar genellikle tek seferlik bir olay olarak kalmaz. Süregelen bir olgu olur. Mağdur çocuğu erken teşhis etmek, derhal koruma altına almak, gecikmeden tedavi ve rehabilitasyonunu yapmakla onun hayatını kurtarırız. Bu travmayı atlatıp normal ve sağlıklı bir yaşama kavuşturabiliriz. Aksi halde bedensel ve ruhsal hasarlar kalıcı olur ve bir anlamda o çocuğu kaybederiz. Hükümet ve devlet politikaları gözden geçirilmeli. Anne ve babalara bu konularla ilgili ebeveynlik eğitimi verilmeli. Okullardaki psikolojik rehberlik üniteleri yeterli değil. Milli Eğitim Bakanlığı aracılığıyla okullarda yaşam dersleri verilmeli. Toplumsal normlar evrensel değerler açısından bu kişilerin medya aracılığıyla rezil edilme korkusu olması lazım. Toplumsal tepkiler çok iyi verilsin ki bu suçlar caydırılsın" diye konuştu.
Haber Merkezi