- Gündem
- 28.05.2025 21:19
Yüksek Ziraat Mühendisi Ferdan Çiftçi, İzmir’in barajlarındaki su miktarının 354 milyon metreküpten 219 milyon metreküpe gerileyerek 135 milyon metreküp azaldığını belirtti
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN-ÖZEL HABER
Sıcak ve kurak bir yaz geçiren İzmir’de yaz etkisini henüz kaybetmedi. Sonbaharın ortasında ekim ayını yaşamaya başladığımız günlerde sıcaklıklar mevsim normallerinin üzerinde seyrediyor. Ziraat Yüksek Mühendisi Ferdan Çiftçi, İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün (İZSU) verilerine bakarak yaptığı değerlendirmede İzmir’in kullanılabilir su miktarının geçen yıla göre 135 milyon metreküp azaldığını belirtti. İZSU 3 Ekim 2020 verilerine göre değerlendirmede bulunan Çiftçi, kentin içme suyu ihtiyacını karşılayan Tahtalı, Balçova, Gördes, Ürkmez, Güzelhisar ve Çeşme Kutlu Aktaş barajlarında 2019 yılına göre doluluk oranları ve kullanılabilir su miktarında ciddi eksiklik olduğunu ifade etti. Çiftçi, en büyük baraj olan Tahtalı Barajı’nda 2019 yılında yüzde 68 olan doluluk oranının yüzde 41’e düştüğünün altını çizerek “2019’da aktif kullanılabilir su miktarı ise 196 milyon 913 bin metreküp iken 2020’de 59 milyon metreküp azalarak 137 milyon 961 bin metreküpe düşmüştür. Altı barajın toplam aktif kullanılabilir su miktarına baktığımızda durumun ciddiyeti daha net gözükmektedir. 2019’da 354 milyon 414 bin metreküp olan su miktarı 219 milyon 56 bin metreküpe geriledi. Bu da demektir ki bir yıl öncesine göre aktif kullanılabilir su miktarımız 135 milyon 358 bin metreküp daha azdır” dedi.
YAĞIŞLAR YETERLİ DEĞİL
İzmir’de yağış oranlarının çok düştüğünü ve su kaynaklarına sahip çıkıp, suyun tasarruflu kullanılması gerektiğine vurgu yapan Çiftçi, “Tarımda, sanayide ve her alanda temiz su kaynaklarımızı kirletmemeliyiz. Önümüzdeki günlerde tarımda kış ekimleri için faaliyet başlayacak. Ancak sıcaklıklar yüksek seyrediyor ve yağışlarda neredeyse hiç yok. Bu dönemde yağışlar çok fazla olmaz ama ekimde artık yağışların başlaması gerekiyordu. İzmir olarak asıl yağışlarımızı ortalamalara baktığımızda kasım, aralık, ocak ve şubat aylarında alırız ama bu dönemde de yine yağış almalıydık. Yağışlar yeterli değil ve bu bir gerçek. Eylül ayı ortalamalarına bakarsak kurak geçtiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Eylülde hemen hemen İzmir ve çevresi hiç yağış almadı. Alınan yağışlar yetersiz ve yağışlı gün sayısı olarak bakarsak da eylül ayı yağışlı gün sayısı bir ya da iki günü geçmez” diye konuştu.
YERALTI SU REZERVLERİ DOLMALI
Ekim, kasım aylarının da sıcak ve kurak geçmesi halinde buğday başta olmak üzere hububat ekimlerinde ve devamında sıkıntı yaşanabileceğine dikkat çeken Çiftçi, “Kışlık sebze ve meyve ekimlerinde de sulamaya ihtiyaç duyacağız ve bu konuda da yağmurların takviyesi son derece önemlidir. En önemlisi de yeraltı su kaynaklarının beslenmesidir. Yeraltı su kaynağı rezervlerinin dolması önemlidir. Burada da sıkıntı yaşayabiliriz. Çiftçiler su bulmada sıkıntı yaşamaya başladı. Eskiden sondajla 50 metrede su bulan şimdi 100 metreye, 100 metrede bulananlar 200 metreye sondaj yapmaya başladı ama bunun sonu yok. Bizim yeterli yağış miktarını alamayacağımız net gözüküyor. Toplam yağış miktarını alsak bile çok kısa sürede bunları alacağız. Bu da fayda yerine zarar getiriyor. Temiz su kaynakları ve tatlı su kaynaklarına çok yararı olmuyor. Yağışlardan gelen sular yüzey akışları ile birlikte denizlere karışıyor. O nedenle bizim sularımızı korumamız gerekiyor. Suyu tasarruflu kullanıp, planlamalarımızı; yani tarımsal ürün desenimizi, şehir planlamamızı ve endüstri planlamamızı buna göre yapmalıyız” şeklinde konuştu.
İKLİM KRİZİNİ DÜŞÜNMELİYİZ
Çeşme’nin kullanma suyu ihtiyacını karşılayan ve yağmur suyu ile beslenen Kutlu Aktaş Barajı’nda doluluk oranının düşmesini de değerlendiren Çiftçi, “Çeşme’ye uzun süredir yağmur yağmaması ve yaz sezonundaki su tüketiminin artması nedeniyle Kutlu Aktaş Barajı’ndaki doluluk oranında ciddi düşüş yaşandı. Çeşme planları denilen planların da şu anda mevcut durumda zaten su kaynakları yetersizken yeniden değerlendirilmesi yerinde olur. Önümüzdeki süreçte burada tabi ki planlar tam net belli değil ama yapılması düşünülen golf alanlarını kaldıracak kapasite mümkün görünmüyor. Bu yüzden iklim değişikliği ve krizinin etkilerini de düşünerek hareket etmeliyiz. Bunlara dikkat etmezsek bu gibi durumlar daha fazla yaşayacağız” ifadelerini kullandı.
DOĞAYA SAYGILI OLMALIYIZ
Son olarak pandemiden dolayı evde geçirilen vakitlerin uzaması nedeniyle kış aylarında evsel tüketime de dikkat edilmesi gerektiğini işaret eden Çiftçi, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Evsel tüketimde sorun sadece su faturaları ile ilgili değil. Su sonuçta hepimizin ortak malıdır. Bunun değerini bilmeliyiz. Özellikle pandemi nedeniyle ellerimizi 20 saniye boyunca yıkarken, muslukları kapatarak bu işlemi yapmalıyız. Sadece kullandığımız anlarda muslukları açıp, kullanmadığımız anda muslukları kapatmalıyız. Pandemi krizi bize gösterdi ki doğaya saygılı olmalıyız. Doğaya rağmen hiçbir şey yapmamalıyız. En son Giresun’daki sel felaketi bize bunu acı bir şekilde gösterdi. Doğa bir şekilde öğretiyor ama biz bunu fazla zarar görmeden öğrenmek ve su kaynaklarımızı doğru kullanarak gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde bırakmalıyız. Bugünü yaşamanın yanında geleceği düşünme sorumluluğumuz da var.”