İzmir’in havasını ‘koronavirüs’ de değiştiremedi

Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Kınay, İzmir’in koronavirüs döneminde hava kalitesinde az da olsa iyileşme olduğunu ancak Bayraklı, Bornova ve Güzelyalı’da hava kalitesi limitlerinin belirlenen değerin üstünde olduğunu söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 20.05.2020 07:25
  • Güncelleme Tarihi : 20.05.2020 07:25
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İzmir’in havasını ‘koronavirüs’ de değiştiremedi

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN-ÖZEL HABER
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı E. Helil İnay Kınay, Kovid -19 olarak tanımlanan koronavirüs salgını sırasında tüm dünyada gözlenen hava kirliliğindeki azalmanın İzmir açısından etkilerini değerlendirdi. 2019 yılı hava kalitesi verileri değerlendirildiğinde partikül madde (PM 10) verilerinin tüm istasyonlarda limit değerlerin üzerinde olduğunu ifade eden İnay Kınay, “24 saatlik ölçüm sonuçları değerlendirildiğinde, ülkemizde güvenli veri alımının olduğu istasyonların 102 tanesinde (yüzde 82) Dünya Sağlık Örgütü, Avrupa Birliği (AB) ve ulusal limit değerinin 35 defadan fazla aşıldığını görüyoruz. Kentimizde en çok aşım olan istasyonlar; İzmir Bayraklı (95 gün) ve Bornova (95 gün), Güzelyalı (68 gün) İstasyonlarıdır” dedi.



İYİLEŞME OLDU
Yaşadığımız sürecin, hijyenin sağlık için önemi ile birlikte sağlıklı şehirlerde yaşayabilmek için çevre sağlığı hizmetlerinin de önemini ortaya koyduğuna işaret eden İnay Kınay, “Salgın sürecinde sağlıklı bir çevrede sağlıklı yaşamın önemini de çok daha iyi anlıyoruz. Bu noktada; dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşanan süreç; çevre kirliliğinin boyutlarını ortaya koyarken, aynı zamanda evlerimizde kalabilmeye çalıştığımız günlerde; işletmelerin faaliyetlerinin azalması, kentlerde hareketliliğin azalması doğa ve çevresel kalite ile ilgili farklı veriler karşımıza çıkarıyor. Salgın sürecinde kentlerimizde trafiğin azalması, sanayi tesislerinde faaliyetlerin azalmasına bağlı olarak hava kirleticilere yönelik bir azalma ve hava kalitesinde iyileşme görülüyor” diye konuştu.



İLK ON TEHDİT ARASINDA
DSÖ’nün raporlarına göre, dünya çapında her yıl, yaklaşık 7 milyon insanın hava kirliliği nedeniyle hayatını kaybetmekte olduğuna dikkat çeken İnay Kınay, “Bu kayıpların yaklaşık 4 milyonu dış ortam hava kirliliğinden, kalan yaklaşık 3 milyonu ise iç ortam hava kirliliğinden kaynaklanmaktadır. Çocuklar değerlendirildiğinde tablo daha kötü. DSÖ’ye göre, dünya genelinde, 15 yaş altı çocukların yüzde 93’ü DSÖ’nün belirlediği partikül madde (PM2,5) sınır değerini aşan bölgelerde yaşamaktadır. 5 yaş altı çocuklar içinse, her 10 ölümden biri hava kirliliği kaynaklıdır. DSÖ, 2019 yılı için, sağlık açısından en önemli 10 tehdit arasında ilk sıraya hava kirliliği ve iklim değişikliği sonucu ortaya çıkan sağlık sorunlarına yer vermektedir. Türkiye için hava kirliliğine bağlı ölümlerin sayısı, OECD tarafından her yıl yaklaşık 30 bin olarak tahmin edilmektedir” şeklinde konuştu.
ALİAĞA’DA ACİL ÖNLEM ALINMALI
Kentin kuzeyinde bulunan Aliağa endüstri bölgesinde yer alan demir çelik ve petrokimya tesislerinin emisyonlarının İzmir için önemli bir kirlilik kaynağı olduğuna vurgu yapan İnay Kınay, “Şu anda İzmir’de hava kirliliğinin en ciddi sorun olduğu Aliağa bölgesi için acil önlemler alınmalıdır. İzmir ve Aliağa endüstri bölgesinde hava kirliliğine neden olan organik ve inorganik kirleticilerin düzeylerinin, kaynaklarının ve sağlık etkilerinin belirlenerek hava kalitesi yönetim planının oluşturulmasına yönelik çalışmalar yürütülmelidir. Mevcut tesisler iyileştirilmeli, bunların emisyonları en aza indirilmeli ve emisyon kontrol sistemlerinin sürekliliği sağlanmalıdır. Bölgede acil bir çevresel değerlendirme çalışması yapılmalı, mevcut durumun getirdiği çevre kirliliği net olarak belirlenmelidir. Bölgede yapılması planlanan termik santral yatırımları durdurulmalı. Bölgesel planlama ve çevre kirliliğini rehabilite edecek çalışmalar gerçekleştirilmelidir” ifadelerini kullandı.
KORUMA SORUMLULUĞU
Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak Türkiye ve İzmir’de doğal varlıkların korunarak geliştirilmesini yaşamsal bir olgu olarak değerlendirdiklerini bir kez daha ifade ettiklerini belirten İnay Kınay, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Doğal varlıkların korunmasını esas alan yönetim ve çevre politikalarının hayata geçirilmesi konusundaki kararlılığımızı; mesleğimizi insanımıza, doğamıza, yaşamımıza sahip çıkma inancımız ve kararlılığımızı kamuoyu ile her zaman paylaşıyoruz. Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak daha sağlıklı bir kentte yaşamak için bütüncül, çevresel süreçleri iyi planlanmış etkin bir kent planlaması yapılması ve yürütülmesi, bu kapsamda da etkin denetim süreçlerinin gerçekleştirilmesi gerektiğini bir kez daha belirtiyoruz. Sağlıklı bir çevrede yaşam hakkı ve sağlıklı çevreyi koruma sorumluluğu süreci tüm bileşenleri tarafından yerine getirilmelidir.”

Haber Merkezi